Yorgun bedenimi yatağa bıraktım, ayaklarım o kadar ağrıyordu ki patlayacaktı sanki. Sırtım da ağrıyordu, tüm gece Changbin yüzünden dans etmiştim bir de Hyunjin beni kaldırdığında tamamen pestilim çıkmıştı.
Düğünden sonra evimize gelmiştik. Evimiz... Düşüncesi bile çok güzeldi ama artık düşüncede değildi gerçekti. Çok güzel bir gerçekti.
Hyunjin eve gireceğimiz sırada beni kucağına alıp öyle girmişti. Çok güzeldi!
"Bebeğim?", Hyunjin banyodan çıktığında ona döndüm. Belinin altına havlu bağlamıştı, saçlarından omzuna doğru su damlacıkları usulca akıyordu bu da dudaklarımı ıslatmama sebep olmuştu. Nedendir bilmiyorum ama bu aralar sürekli Hyunjin'i istiyordum, ama utandığım için dile getiremiyordum.
Sırıtarak, "İlk defa mı görüyorsun yavrum?", dediğinde bakışlarımı kaçırdım. "Yoo", diyip kalktım yataktan. "Ben pijamalarımı giyeyim", diyerek dolaba ilerlediğinde Hyunjin aniden kolumdan çekerek beni önüne aldı. Islaklığı üstümü ıslattığında huylanmıştım. Elleri karnımı bulduğunda elimi, ellerinin üstüne yerleştirdim. Başını omzuma yaslayıp boynuma kokulu öpücükler kondurdu.
"Biz şimdi evliyiz değil mi? Felix... İnanamıyorum gerçekten. O kadar mutluyum ki, yıllardır aradığım o güzellikler beni sonunda buldu. Kalbim huzura erdi, sanki cennete eriştim, teşekkür ederim, her şey için. Hayatıma girip beni iyi bir adam yaptığın için, minik bebeğimiz için, bana bahşettiğin bu hayat için teşekkür ederim", yanağıma uzandı bu sefer öptü sıkıca.
Kollarının arasından çıkmadan ona doğru döndüm. Kollarımı boynuna çıkardım, dudağına uzanıp küçük bir buse kondurdum. "Ben teşekkür ederim, beni karanlık hayatımdan çekip çıkardığın için, arkadaşım olduğun için, beni sevdiğin için, teşekkür ederim kocacığım", dediğimde gözlerinden geçen o duyguyu görebildim.
"Ne dedin sen?"
"Teşekkür ederim, dedim"
"Ondan önce", diyip belime baskı uyguladı. Gülümseyip parmak ucuma çıkıp dudağına yaklaştım. "Kocacığım dedim", dediğim an beni kucağına alarak önümüzdeki dolaba yasladı sırtımı. Beklemeden dudağıma yapışıp hırçın bir tavırla öpmeye başladı. İki dudağımı da dudağı arasına alıp emdi. Ben karşılık bile veremiyordum, çok hızlıydı. Üst dudağımı serbest bıraktığında araladım ağzımı bunu bekliyor gibi dilini ağzıma gönderdi. Yumuşak dili damağıma değdiğinde karnım kasıldı. Kasıkları tam olarak kalçama değdiğinde kendimi ona sürtmemek için zor tuttum kendimi. Ama dayanamayıp kalçamı ona sürttüğümde öpüşü daha da sertleşti. Alt dudağımın uyuştuğunu hissediyordum ama çok tatlı bir histi. Dişlerini hissettiğimde ağzına doğru boğuk bir şekilde inledim. Öpmeye devam ederken kalçamdan sertçe tutarak dolabın dibinden ayrılıp yatağa doğru ilerledi. Dudaklarımı bırakmadan yatağa yatırdığında yapboz gibi bacak arama yerleşti. Erkekliğini şimdi daha çok hissettiğimden dişlerini dudağına geçirdim. Alt dudağımı bırakıp üst dudağımı ağzının arasına aldığında dilini yeniden ağzıma gönderdi. Dilimle onu karşıladığımda, dilimi dudaklarım gibi emip bıraktı, diliyle dilime dolandığında hızla çektim dilimi. Nefessiz kalıyor gibi hissediyordum. Dilini damağıma değdirip üst dudağıma eziyet etmeye başladı. Ben de dolgun, alt dudağını onun gibi emmeye çalıştım ama yetişemiyordum. Ona nazaran daha yavaş emiyordum ama nefesim kesiliyordu, Hyunjin'in saçından hafifçe çektiğimde üst dudağımı bırakıp alt dudağımu yeniden dudakları arasına aldı önce emdi ardından dişiyle çekiştirerek çekildi.
Göğsüm hızla kalkıp inerken dudaklarımız hala sürtünüyordu. Alnını alnıma yaslayıp soluklandı, soluklarını içine çekiyordum. Benim nefesim oydu, onun solukları benim nefesimdi.
"Doktorla konuşmamız gerekiyor, acilen seni si-", diyeceği an ağzını kapattım dudaklarımla. Kısaca kalıp geri çekildim, "Hyunjin çok ayıp!"
Dilini damağında şaklatıp, "Ayıp yatakta olur bebeğim"
"Of kalk! Uyumak istiyorum!"
"Neden?"
"Kalk Hyunjin!"
"İyi tamam, ama doktorla konuştuktan sonra seni bırakmam"
Hyunjin üstümden kalktığında hızla ittirip kalktım. Manyak herif! Sürekli böyle ayıplı konuşmasına gerek var mıydı? Sapık koca!
~~
Ayaklarımı birbirine sürttüm yatakta uzanırken. Duş alıp pijamalarımı giydikten sonra yatağa girmiştim hemen. Hyunjin de beni bekliyordu sırıtarak! Sapık koca!
"Aşkım ne yapıyorsun"
"Bilmem hoşuma gitti"
"Sen de benim hoşuma gidiyorsun"
Ellerini belime dolayıp beni aniden kendine çekti. Karnım kasılırken kocaman sırıttım.
Evlendiğimizi hâlâ idrak edemiyordum, kalbim hızla pıt pıt atıyordu. Bu güne erişeceğimize bana aylar öncesine söyleselerdi inanmazdım ama şuan o bugünleri yaşamak bana büyük lütuftu tanrı tarafından.Burnunu saçıma daldırdı, önce koklayıp ardından sıkıca öptü. "Oh cennette miyim ya?"
"Hyunjin! Kalbim hızlanıyor"
"Ben hızlandırıyorsam hızlansın"
~~
Orospular Kaynaşıyor
Changbin
Olum ev çok güzelJeongin
Evetttt
Denis amca cok güzel ev bulmuşSeungmin
Gerçekten çok güzelllllChan
Canım babam beHyunjin
Babam beeee
Uyusanıza olum
Eşimle rahatsız etmeyin beniChan
Ulan laf edemiyorum ya çok içimde kalıyorHyunjin
Hahahhahahahahha
Felix şuan kollarımın arasında mışıl mışıl uyuyor dur bir de öpeyim
Oh
Ne kadar güzel
Bir de bebeğimiz var
Ne güzel hayatChan
Uyumaya gidiyorum ben yoksa geberticem bu malıSeungmin
Bence deChangbin
Tamam dağılın biricik eşim uyuyacakmış~~
Finale son kaç kaldı söylim mi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin'in Bebeği
FanfictionBebeksi koku, sarı tutamlar, kalp şeklindeki dudaklar ve yıldızları anımsatan çilleri; benim hayatım bundan ibaretti. [Texting - Düz yazı]