Bölüm 24: Hale

46 7 39
                                    

Via: Hale Ateş (Saçlarını kestirdikten hemen sonrası)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Via: Hale Ateş (Saçlarını kestirdikten hemen sonrası)

🔱

İKİ AY SONRA...

🔱

Ben Hale... Hale Ateş.

Yirmi dokuz yaşında henüz daha bir sene önce cerrah olabilmiş bir doktorum.

On sekiz yaşıma kadar annesiz, ve yaşamasına rağmen, babasız büyümüş bir yetimim.

On sekiz yaşımdan sonra da Amerika'da yaşayan ve sırf benim için İstanbul'a geri taşınan amcamın, beni evlatlık almasıyla başlamıştı yeni hayatım.

Hayır hayır... aslında iki ay önce başlamıştı. Regina'yı öldürdüğüm o geceden sonra.

Kendimi evime, amcamın kollarına attığım o gün yaşananları hatırlıyorum da...


"Ben geldim... amca."

"Hoş geldin kızım... hoş geldin."

Beni tekrar kendine çekip sıkıca sarıldığında kulağıma ilişen topuklu ayakkabı tıkırtılarıyla birlikte bir anda başka bir bedene doğru çekildim. "Hale'm."

Yengem geldiğime inanamıyormuş gibi bana sıkı sıkı sarılıyorken bir yandan da çoktan benim gibi ağlamaya başlamıştı.

Onları özlemiştim.. hem de çok.

Üstelik ben bu kadar özlediğimin farkında bile değildim. Ve aynı şehirde yaşamamıza rağmen onlar bunu bilmediği için benden de fazla özlemişlerdi.

"Gel içeri canım benim, gel."

İkisi de koluma girip beni oturma odasına doğru sürüklediğinde koltuğa oturup yaşlı gözlerimi hızlıca kuruladım.

"Neden geleceğini haber vermedin bize, havaalanından gelip alırdık seni?"

İşte... Ben de bir anda hayatımın altüst olacağını nereden bilebilirdim ki?

"Sürpriz yapmak istedim." diye bir yalan söyleyip konuyu geçiştirdiğimde yengem tekrar beni kendisine doğru çekip kafamı göğsüne yasladı. Benim de ellerim hızlı bir şekilde belini sardığında derin derin çektim kokusunu içime.

Anne kokusunu.

Ve bizim birbirimize sarılmalarımız, hasret gidermelerimiz yaklaşık bir yarım saat daha sürüp gitti. Çünkü hala bir anda çıkıp gelmemi sindirememişlerdi, aynı ben gibi.

"Hale..."

Oturduğumuz üçlü koltuğun diğer tarafında oturan amcam bir anda uzanıp elimi tuttuğunda kafamı yengemin göğsünden kaldırıp ona çevirdim. Dolu dolu olmuş hüzünlü gözlerine...

HÜZMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin