Via: Pavyon
🔱
Ben henüz yedi yaşındayken mahalledeki öğretmenler sayesinde okula kayıt yaptırabilmiştim. Babam okutmayacağını söyleyip bağırıp çağırdığında bile vazgeçmemişler, bir dahaki sefere kapıya polislerle geleceklerini söylemişlerdi.
Zar zor kayıt olabildiğim okul için deli gibi heyecanlıyken ilk gün hiç de beklediğim gibi geçmemişti tabi. Ne okul kıyafetlerini alabilmiştik, ne bir çantam, ne de süslü kalemlerim vardı.
Sınıftaki çocukların her birinin renkli renkli kağıtları, kalemleri varken ben öğretmenin verdiği beyaz bir sayfayı dikkatli ve tasarruflu kullanmaya çalışmıştım hep. Yine de içimde amansız bir mutluluk vardı işte. Mahallede beni aralarında almayan o çocuklar gibi hissedebiliyordum artık. Çünkü onlarla eşittim, aynı masalara oturuyorduk biz.
Eve dönüp babamı görene kadar sürerdi bu mutluluk tabi...
Şu an olduğum ortamda çalmaya başlayan Ferdi Tayfur şarkısını dinliyor, kafayı yemiş gibi ağlıyordu... Kırdığı bardaklar yüzünden elinden kanlar akıyorken koşarak yanına çökmüş ve elini tutmaya çalışmıştım. Ama sarmaya çalıştığım o eller bana yine tokat atmayı seçmişti...
Şimdi de aynısı oluyordu işte. Benden biraz uzakta oturuyorken bile varlığı ile bana tokat atıyordu.
Belimde hissettiğim sıcak parmaklarla usulca Onur'a doğru çekildiğimde gözlerimi babamdan çekmeye çalışsam da başaramadım. Geçmiş beni yeniden kendine hapsetmeye çalışıyorken bulunduğum ortamdan da yavaşça soyutlanıyordum.
"İstersen gidebiliriz..."
Kulağımın hemen üzerinde hissettiğim sıcak nefes içimi karıncalandırdığında parmaklarımı saran elini daha sıkı tuttum. "Hayır..." Gözlerimi zor da olsa o adamdan çekebildiğimde sonunda yeniden Onur'a dönebilmiştim. "Onun için geldim zaten ben buraya."
Bana bir süre tereddütle baksa da itiraz etmeyerek boş bir masaya doğru ilerletmeye başladı halsiz bedenimi. Belimi öyle sıkı sarmıştı ki, muhtemelen dışarıdan gerçekten de aşık bir çiftin sarılması gibi duruyordu bu halimiz.
Gösterdiği masaya geçtiğimizde artık biz de sahnenin yakınlarında bir yerde oturuyorduk. Kafamı biraz eğersem onu görebileceğim bir noktaya yerleştirdiğimde Onur da az önceki yakınlığımızın tam zıttı bir şekilde uzağıma oturmuştu. Kalbim hala deli gibi atıyorken tam olarak ne için bu durumda olduğumu da düşünmemeye çalışıyordum..
"Ne alırdınız efendim?"
Önüme geçip görüş açımı kapatan garsona ters ters baktığımda Onur benim yerime de bir içki söylemiş ve istediğim gibi onu yanımızdan hızlıca uzaklaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZME
RomanceKaranlık odanın köşesinde tek başına ağlayan kız çocuğu büyümüş ve artık genç bir kadın olmuştu. Diğer çocuklar gibi bez bebek tutamayan o elleri şimdi ise silah kavrıyordu. Kimse ondan kaçmıyor, hatta yardım dilenmek için ayağına kapanıyordu. Çünkü...