Via: Hale Ateş
🔱
"Sonra uğrarım... Meşgulüm bugün."
Uzaklardan gelen bir erkek sesiyle bilincimin vücuduma doğru çekildiğini hissettiğimde yavaşça aralarım kirpiklerimi.
Işığa alışması ve ortamı anlamlandırmam bu defa daha kolay olduğunda tepkisiz gözlerim de camın önünde telefonla konuşan Onur'un üzerindeydi. Yine buradaydım işte; onun evinde, onun yatağında.
Uyandığımı hissetmiş gibi telefonu kapattığındaysa onun da gözleri beni bulmuş ve gelip yatağın kenarına oturmuştu. "Günaydın."
Sanki bir teaser izliyormuşum gibi dün gece yaşanan her şey bir bir gözümün önünden geçtiğinde verdiği selama karşı sessiz kaldım. Günaydın demek bile gelmemişti içimden.
Bir cevap vermeden gözlerimi ondan çektiğimde kolumda hala bitmemiş olan serumu da ani bir hareketle çekip çıkarttım.
"Ne yapıyorsun Hale, daha bitmemişti?" Sinirli bir sesle benimle konuşması hiç umurumda olmadığında tam yanımda oturuyor olmasını da umursamadan ayaklanıp yataktan kalktım.
Bu ani hareketim yüzünden başım küçük çaplı dönmüş olsa da çaktırmadan yürümeye devam etmiştim. Adımlarımın hedefi doğrudan banyo olduğunda da kapıyı arkamdan kapatıp yüzüme hızlıca soğuk su çarpmaya başladım.
Aynadaki o kadınla göz göze geldiğimdeyse... kendimi bir anda çok tuhaf hissetmiştim.
Önce Onur'la yaşananlar, sonra kaçırılmam, ardından Mustafa'yla yüzleşmem derken bu aralar psikolojik olarak çöküşte olduğum bir dönemdeydim. Ve bu çöküklük de bütün vücudumla birlikte yüzüme de vurmuştu.
Fazla fazla uyumama rağmen göz altlarım morarmış, bakışlarım bile zayıflamıştı hatta. Ben... ben gibi değildim artık.
Toparlanmalıydım. Hem de hemen.
Dişlerimi fırçalayıp son olarak da saçımdaki tokayı çıkarttığımda derin bir nefes alıp odaya geri döndüm. Tabi Onur da hala aynı yerde oturmuş beni bekliyordu.
Ona göz ucuyla bakıp Şule'nin odanın kenarına bıraktığı çantaya doğru yürüdüğümde fermuarlarını açıp neler aldığına baktım. Genelde eşofman takımı ve pijama dolu olan çantanın en altlarından bir kot şort bulduğumda her ne kadar bunun benim değil de Şule'nin zevki olduğu açıkça belli olsa da başka seçeneceğim de yoktu tabi.
"Benimle konuşmayacak mısın?"
Elime aldığım şort ve siyah tişörtle banyoya geri girdiğimde ona ısrarla bir cevap vermememe sinirlendiğini de tahmin edebiliyordum. Ama ben de sinirlenmiştim. Özellikle de dün gece karşıma diktiği iki düzine adamdan sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZME
RomansKaranlık odanın köşesinde tek başına ağlayan kız çocuğu büyümüş ve artık genç bir kadın olmuştu. Diğer çocuklar gibi bez bebek tutamayan o elleri şimdi ise silah kavrıyordu. Kimse ondan kaçmıyor, hatta yardım dilenmek için ayağına kapanıyordu. Çünkü...