🔱
"N-nereden biliyorsun onun yaptığını?"
Dakikalar sonra konuşabildiğimde tek diyebildiğim bu olmuştu. Çünkü inanmak istemedim. Bana, büyüdüğü yere, daha beş ay önce toprağa verdiğimiz Musa'ya nasıl yapabilmişti bunu? Nasıl elvermişti yüreği bu ihanete?
"Kendin bak istiyorsan." dedi kendinden gayet emin olan tavrıyla. Yükü ona yüklemek istesem de gözleri dürüsttü, içten içe bunu biliyordum. Ve bu canımı daha çok acıtıyordu.
Bana ağır gelen bedenimi yavaşça koltuğa bıraktığımda sehpanın üzerinde duran fotoğraflara titreyen ellerimle uzandım ve duygularıma inat sıkı sıkı tutundum. Gözlerimi ne Kadir'e ne de Emre'ye çevirebiliyordum. Çünkü onlar beni tanıyordu. Duygularımı onlardan da gizleyemez, kendimi istesem de tutamazdım.
Elimdeki kağıtların üzerinde yazanları zar zor beynim algılamaya başladığında dikkatle okumaya başladım.
Bilinmeyen: Durumlar ne?
Selim: Toplantı yeni bitti. Pusu kuracaklar, son durum bu.
Bilinmeyen: Planları ne?
Selim: Keskin nişancı yerleştirecekler bir yere, ama ben de nerede olacağını bilmiyorum.
Bilinmeyen: Ne demek bilmiyorum lan ? Regina'ya yakındın hani?
Selim: Söylemedi, son anda karar verecekmiş.
Bilinmeyen: Bir şeyler karıştırıyorsan ne olacağını biliyorsun değil mi?
Selim: Tüm bildiğim bu, gerçekten.
Garipti ama sanki şu an boğazıma bastırılan bir bıçak varmış gibi hissediyordum. Her kelimede biraz daha kesiyordu derimi..
Okuduğum kağıdı sehpanın üzerine geri fırlatıp başka bir konuşmaya geçtim.
Bilinmeyen: Ters bir durum var mı?
Selim: Regina sadece içimizden birkaç kişiyle baskına gideceğimizi söyledi. Birkaç kilometre geride polisler bekleyecek, işaret verdiğinde Ali Kıraç'ı tutuklamaya gelecekler.
Bilinmeyen: Bu tuzağa düşeceğimizi mi sanıyor o kaltak? Ben de Regina'yı zeki sanardım.
Selim: Ben olmasam düşerdiniz ama. Bu da onun zeki olduğunu gösterir.
Bilinmeyen: Çok konuşma.
Selim: Peki.
Diğer fotoğraflar da Selim'in Ali Kıraç'ın en yakın adamlarından olan Orhan'la konuştuğu birkaç kareydi işte. Bu kadardı her şey. Buraya kadardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZME
RomansKaranlık odanın köşesinde tek başına ağlayan kız çocuğu büyümüş ve artık genç bir kadın olmuştu. Diğer çocuklar gibi bez bebek tutamayan o elleri şimdi ise silah kavrıyordu. Kimse ondan kaçmıyor, hatta yardım dilenmek için ayağına kapanıyordu. Çünkü...