Via: Hale Ateş
🔱
"Hoş geldin abla!"
Arabadan iner inmez etrafıma doluşan çocuklara gülümseyerek karşılık verdiğimde hepsi uzanıp elimi tutmaya çalışıyordu. "Siz nasıl bu kadar hızlı büyüyebiliyorsunuz ya?"
"Men çok süt içiyoyum!"
Aralarındaki yaşı en küçük olan Miraç hevesle konuştuğunda boyumuzu eşitlemek için eğildim. "O zaman sen bugün bir ödülü halk etmişsin."
"Biz de içiyoruz, bize ödül yok mu?!"
"Ben daha az önce içtim hem de."
Diğer çocuklar da heyecanla bağırdığında bu hallerine gülmeden edemedim. "Öyle mi, hadi hepiniz beni takip edin o zaman."
Beraber bakkala doğru yürüyüp sohbet ederken yolda karşılaştığımız diğer mahallelilerle de kısaca selamlaşıyor, konuşuyorduk.
"Hoş geldin, sefa geldin. Nerelerdesin sen özlettin kendini be kızım?"
Mahallemizin tonton dedesi Hikmet Amca elindeki bastonla beni karşılamak için ayağa kalktığında elini tutup başıma koydum. "Ben hep buradayım Hikmet Amca da sen erken uyuyorsun."
"Yaşlılık evladım, yaşlılık."
Onu yeniden kasanın arkasındaki koltuğuna oturttuğumda dizlerimin üstüne çöküp yanına eğildim. "Ne yaşlanması ya, Filinta gibisin maşallah.."
Dediğime kahkahalarla gülmesi beni de güldürürken sessizce bizi izleyen çocuklara döndüm. "Herkesin iki parça şey alma hakkı var. Hadi koşun bakalım."
Hepsi sanki bir süre kısıtlaması varmış gibi hızla bakkalın içine dağıldığında Hikmet Amca da bana her zamanki o duygusal gözleriyle bakıyordu. "Sen ilaçlarını alıyorsun değil mi? Sakın aksatma bak."
"Alıyorum kızım alıyorum da, ne ölüme çare var ne de kadere..."
Hikmet Amca kırk beş yıllık eşini geçen sene kanserden kaybetmişti. O günden sonra da bir daha hiç gözlerinin içinin güldüğünü görmedim zaten. Eşi vefat ettikten sonra da vücudunda bir sürü rahatsızlık belirmiş, bizi bir süre çok korkutmuştu.
"Sana zorluk çıkaran var mı?" dedim merakla. Mahalledeki bazı insanlar veresiye yazdırmak istiyor, sonra da ödemiyordu. Her ne kadar Hikmet Amca'ya hakkını savunmasını söylesem de o inatla onlara ses çıkarmıyordu. Ben de onlarca işimin arasında sık sık gelip kontrol edemiyordum tabi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZME
Roman d'amourKaranlık odanın köşesinde tek başına ağlayan kız çocuğu büyümüş ve artık genç bir kadın olmuştu. Diğer çocuklar gibi bez bebek tutamayan o elleri şimdi ise silah kavrıyordu. Kimse ondan kaçmıyor, hatta yardım dilenmek için ayağına kapanıyordu. Çünkü...