Lord Creus, uzun dar bir geçiti bitirdiğinde karşısına geniş bir oda açılmıştı. Odanın ortasında, büyük ve yuvarlak bir masa vardı. Masanın etrafında dört aile lideri, sert ve temkinli ifadelerle oturuyorlardı. Lord Kanaki, geniş omuzlarını geriye yaslamış, elleri masanın üzerinde dikkatle Creus'a bakıyordu. Yanında, Lord Sasori, ince yüz hatları karanlıkta bile net seçilebilecek kadar keskin, dudakları ince bir çizgiye dönüşmüştü, sabırsızlıkla parmaklarını masanın yüzeyinde ritmik bir şekilde tıklatıyordu.
Diğer iki lider, Lord Victrum ve Lord Omen de sessizce oturuyorlardı; ama beden dilleri aynı şeyi söylüyordu. Her birinin yanlarında yakın korumaları vardı. Tetikte, dikkatli ve her an patlamaya hazır. Lordların gözleri Creus'un üzerine çevrildiğinde, odadaki hava daha da ağırlaşmıştı. Hiçbir ses çıkmıyor, nefesler bile neredeyse tutulmuş gibiydi. Herkesin bakışlarında aynı ifade vardı: Şüphe ve bekleyişin karışımı.
Lord Creus, bir an için olduğu yerde durakladı, gözleri hızla odadaki yüzleri taradı. Bu beklenmedik buluşmanın gerginliğini iliklerine kadar hissediyordu. Yüzündeki sert ifade daha da gerildi, kaşlarını çattı.
"Neler oluyor...? Neden buradayız ?" Dedi.
Lord Kanaki, bir an için ağır bir sessizlik içinde Creus'un gözlerinin içine baktı, sonra kollarını masadan çekip yavaşça birbirine kenetledi. Omuzlarını dikleştirdi, sesi soğuk ve kontrollü bir tonda yükseldi.
"Lord Creus.. Eminim seni buraya neden çağırdığımızı merak ediyorsundur."
Sözleri, odadaki gerginliği bir anda keskinleştirmişti. Diğer liderler başlarını hafifçe eğerek Kanaki'nin sözlerini onaylayan bir hareket yapmışlardı. Lord Sasori, parmaklarının tıklatma ritmini durdurmuş, yüzündeki sabırsızlık ve gerginlik bir an için yerini merakla karışık bir beklentiye bırakmıştı. Lord Victrum ve Lord Omen, birbirlerine kısa bir bakış attılar, fakat dikkatlerini hemen tekrar Creus'a çevirmişlerdi.
Lord Creus, Kanaki'nin meydan okuyan bakışlarını karşısında hissettiği an, gözleri tehlikeli bir şekilde daralmıştı. Kanaki'nin sözlerindeki alaycı tını, Creus'un sabrını taşıran son damla olmuştu. Kasları gerildi, elini hafifçe masanın kenarına koyarak kendini daha da ileriye eğdi.
"Kenzo ailesinin lideri Lord Kanaki.. Ses tonunuz hoşuma gitmedi. " Dudakları, öfkesini gizleyemeyen ince bir çizgiye dönüştü. "Ayrıca beni buraya neden çağırdığınızı bilmek için kahin olmaya gerek yok sanırım." Gözleri, Kanaki'nin üzerine kilitlenmişti, bakışlarında inatçı bir meydan okuma vardı."Oradan size aptal gibi mi görünüyorum?" İki elini yana açtı ve bakışlarını odada gezdirerek, " Hem bu yerde ne demek oluyor! Konseyin ardında gizli bir konsey ! Biriniz bana bunu açıklasın hemen!" Diye haykırdı. Gözleri öfkeyle parlıyordu.
Lord Kanaki, Creus'un meydan okuyan sözlerini bir an sessizlikle karşıladı. Dudaklarının kenarında hafif bir tebessüm belirdi, gözleri bir anlığına Creus'un gözlerinde duraksadı. "Lord Creus...Sözlerim sizi gücendirdiyse özür dilerim. Amacım sizi kızdırmak değil. Tam tersine, burada olmanızın bir nedeni var."
Lord Creus, Kanaki'nin sakin tavrına rağmen sabırsızlığını gizleyemedi. Kaşları çatılmış, yüzünde hâlâ sert bir ifade vardı. Sesi keskin bir emir gibi yankılandı odada. "Sözlerinizi hemen söyleyin, Lord Kanaki. Bunun için fazla vaktim yok!" dedi.
Lord Kanaki, Creus'un sert ve sabırsız talebine rağmen soğukkanlılığını koruyarak derin bir nefes aldı. Yüzündeki hafif tebessüm kayboldu ve bakışları daha ciddi, daha kararlı bir hale büründü. "Madem burada neden olduğunuzu biliyorsunuz o zaman uzatmayacağım.. Lord Raigo! Konseye karşı çıktı ve yasalarımızı çiğnedi." Gözleri, odadaki diğer lordların yüzlerini tek tek tararken, bir an için durakladı. "Bunun bir bedeli olmalı. Hem de büyük bir bedel." Bakışları tekrar Creus'un üzerinde yoğunlaştı. Creus'un tepkisini ölçercesine bekledi, ardından son kozunu oynamanın zamanı geldiğini hissederek sesini biraz daha alçalttı. "Size Mirai Clan'ının konseyden uzaklaştırılması ve kaynaklarının paylaşılması teklifinde bulunuyorum, Lord Tyrael. Cevabınız nedir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeager: Adaletin İki Yüzü
Science FictionGerçek bir Jeager, savaş meydanında doğar, burada şekillenir ve burada ölür.