Ece'nin bakış açısı;
Son 2 ayda hayatım tamamen değişti. Elbette tek bir şey hariç. Yine işe geldim ve önümdeki romanın bir bölümünü yazmaya çalışıyordum. Elbette pat diye işten ayrılamazdım. Zehra Hanım ile tartıştıktan sonra 1 hafta izne çıkmıştım. Zaten o ara Ali ile kararlar almış ve ilerlemeler yaşamıştık. İşe başladıktan sonra Zehra Hanım ile eskisi gibi samimi değildik. Zaten kendine sömürülecek yeni biri bulmuştu. Stajyer olan yeni mezun birini almıştı işe. O benim görevlerimi yerine getirirken bense yeni yazarların bir türlü giriş yapmadığı ya da ilerleyemedim bölümleri yazıyordum. Eskisine göre çok daha kolay bir işti. Üzerine çok düşünmem gerekmiyordu. Ama Zehra Hanım her ne kadar iş vermese de toplantılarda laf sokmaları veya bakışlarıyla beni artık burada istemediğini belli ediyordu. İş yerinde kimse Ali ile sözlendiğimizi bilmiyordu. Zaten iş arkadaşı kavramı ofisimize pek yaygın olmadığı için yüzüğüm kimsenin dikkatini çekmemişti. Soran olmadığı için çok daha rahattım. Mesainin bitmesi için oyalanırken bir anda telefonum çaldı. Arayan Ali'yi.
"Alo?"
"Nasılsın Ece?"
"İyiyim Ali. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim."
"Ee ne oldu? Neden aradın?"
"Yani şey babaannem ikimizi yemeğe davet etti de. Gelir misin?"
"Elbette gelirim."
"Gerçekten mi? Eğer işin varsa ben işin olduğunu söylerim."
"Ali buna gerek yok. Hem ben babaanneni çok sevdim. Ayrıca birbirimize destek olacağımızı söylemiştik."
Ali bir an duraksadı. Neden olduğunu çok anlayamadım.
"Böyle düşünmene çok sevindim Ece. O zaman iş çıkışı seni alırım."
"Tamam."
"Görüşürüz."
"Hoşça kal."
Ali gerçekten çok düşünceli bir adam. Babaannesinin isteğine karşı gelmeyi sevmemesine rağmen önce beni düşünüp sorumluluk bile almak istemişti. Zamanla Ali'ye olan güvenim artıyor. Bu kadar alışmam iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi bunu bana zaman gösterecek ama şu an için memnunum. Saat 6 olduğunda sonunda işim bittiği için şükür ederek çıktım işten. Kapıda Ali'nin beklediğini görünce içimde anlamsız bir sevinç oldu. Uzun zamandır ailem dışında bir bekleyenimin olması beni garip hissettirse de mutlu ediyordu. Arabasına doğru yabaştığımda o da arabasından indi.
"Merhaba Ece."
"Merhaba Ali."
Arabanın çevresinden dolanıp kapıyı benim için açtı ve binmem için işaret etti. En başından beri bu kadar kibar ve düşünceli olması günümüz dünyasında dizi karakteri olduğunu düşünmeme neden oluyordu. Bazen gerçek davranışları mı böyle yoksa sözleşme bozulmasın diye mi böyle davranıyor anlamıyordum. Kafamı karıştırıyordu.
"İş nasıldı? Yine kırılacak bir şeyler yaşamadın değil mi?"
"Pek sayılmaz. Artık çok satan kitapların bölümlerini vermiyorlar. Yeni başlayanlara yardım ediyorum. O yüzden daha rahatım."
"Anladım. Bir tür cezalandırma mı yoksa?"
"Yani. Sayılır aslında ama artık benim için ödül olduğunu bilmiyorlar. Sayelerinde biraz kendi kitabıma ayrıcak zamanım oluyor."
"Daha evlenmeden 1 sene sonrasına mı hazırlanıyorsun?"
Ece bu soruya ne cevap vereceğini bilemedi. Evet dese kırılır mıydı? Karşısında bu kadar profesyonel biri varken kırılmayacağına neredeyse emindi.
"Yani kitap öyle kolay yazılan bir şey olmadığı için. Fikir taraması diyebilirim."
"Anladım."
"Senin işin nasıldı?"
"Her zaman olduğu gibi. Toplantılar filan. Bende çok bir değişen olmaz. Klasik mühendis hayatı."
"Eminim eve gidince bile çalışacaksındır."
"Nereden anladın."
"Fazla ciddisin. Hayatın tatlı anları da var ama sen hep en sert ve sıkıcı tarafıyla ilgileniyorsun. Hiç gülmüyorsun mesela. Hayat bu kadar ciddi olmak için çok kısa."
"Bilmem hiç düşünmedim. Küçüklüğümden beri babamdan gördüğüm bir hayat var. Bu alışkanlığı kırmak zor geliyor."
"Hiç istememişsin ki."
"Doğru aslında. Daha kolay geldi galiba."
Biz sohbet ederken çoktan gelmiştik.
"Merhaba babaanne."
"Hoş geldiniz evlatlarım."
"Hoş bulduk Huriye Hanım."
"Kızım Huriye Hanım mı diyeceksin sen hala?"
"Yani ne desem bilemedim."
"Babaanne desene kızım. Sonuçta sen de artık torunumsun."
"Tamam babaanne."
"Ay yıllardır bu anı bekliyorum. Ne güzelde söylermiş öyle."
Huriye hanım yanaklarımı sıktığında istemsiz içim huzur buldu. Çok cana yakın biriydi.
"Bizi daha bu girişte mi bekleyeceksin babaanne?"
"Ay geçin yavrularım unuttum ben."
İçeri girdiğimiz an çok güzel yemek kokuları etrafı sarmıştı. Sohbet ederek yemekleri yedik. Daha sonra çaylarımızı içerken Huriye Hanım elinde fotoğraf albümü ile yanımıza geldi.
"Ece, bak bu Ali'nin güzeller güzeli annesi."
Fotoğraftaki kadın çok güzeldi. Masmavi gözleri ve sarı saçlarıyla filmlerden fırlamış gibiydi. Ali'nin bu kadar yakışıklı olmasına şaşmamalıydı.
"Gözleri çok güzelmiş."
"Öyleydi ama bahtı güzel olmadı."
"Babanne."
"Tamam tamam."
Ali'nin gerildiğini hissediyordu. Ona annesinin neden vefat ettiğini hiç sormamıştı. Zaten bir süre daha sormazdı galiba. Ali gerginliğini atmak için mutfağa gitti. O gittikten sonra Huriye Hanım bir anda anlatmaya başladı.
"Ali'nin annesi ile biz komşuyduk. Oğlumla küçüklüğünden beri oyunlar oynar ve okula beraber gider gelirlerdi. Sonra büyüdüler tabii. Lisede birbirlerini sevmişler. Aslında biz büyükler anladık ama utanmasınlar diye söylemedim. Üniversite sonrası evleneceğiz biz dediler. Biz de büyükler olarak onları destekledik tabii. Evlendiler sonra Ali'm dünyaya geldi. Her şey güzel gidiyordu ama sonra Selma'da bir değişiklikler oldu. Selma oğlunu çok severdi ve gözü gibi bakardı. İşte koşa koşa Ali için gelirdi. Hiç mutlu görünmüyordu. Üstüne her geçen gün daha da çöküyordu. Götürmediğimiz doktor kalmadı ama ne çare. Hiçbir şeyi de yoktu. Ne bilelim durumun psikolojik olduğunu. Elimizden de bir şey gelmedi. Ali 8 yaşındayken bir mektup yazarak intihar etti. Hepimiz şok olduk tabii. Kimse bilmiyor nedenini ama o mektupla öğrendik. Benim hayırsız oğlum kızı 4 yıldır aldatıyormuş. Şimdi evlendiği kadınla hem de. Tabii Ali'ye söylemedik. Hala bilmiyor. Aman kızım sana anlatıyorum çünkü ailemizi bil istiyorum. O hayırsız oğlumun yüzüne yıllardır bakmam. Ta ki söz gününüzde gördüm yıllar sonra."
Ece duyduklarına inanamadı. Hiç beklemiyordu bunu. Üstüne Ali hakkında yeni bir şey öğrenirken şimdi ondan bir şey saklamam gerekiyordu. Bunu hiç istemese de ailesini ve Ali'nin iyiliği için bunu yapacaktım. Çünkü ben yabancıydım ve 1 yıl sonra bu insanların hayatında olmayacağım. Gidecek biri olduğu yerin huzurunu bozmamalı. Benden önce nasıl mutlularsa yine öyle kalacak. Gecenin geri kanalında çok fazla konuşmamıştım. Ali beni eve bırakırken düşünceliydi. Kötü anıları hatırlamış olması muhtemeldi.
"Bu akşam için teşekkürler."
"Rica ederim."
" iyi geceler Ali."
"İyi geceler Ece."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
RomanceEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...