Davetin üzerinden 3 gün geçmişti. Ece'nin kafası karmakarışıktı. Teklifi kabul ederse hayallerine 1 yıl içerisinde kavuşacaktı ama evlilik bu kadar hafife alınacak bir şey değildi. 28 yaşında olmasına rağmen evlilik konusunda nerdeyse hiç düşünmemişti. Eski sevgilisi Mert üniversiteden mezun oldukları sene ona haber vermeden yurtdışına yerleşmiş ve sadece bir mesajla ayrılmıştı. Ece olanlardan sonra kendini aşka kapamıştı. Annesi durumu bildiği için Ece'ye evlilik konusunda tek söz etmemişti. Bunları düşünmekten Ece 3 gündür doğru düzgün uyuyamıyordu. Yine işe uykusuz ve yorgun gitti. Masasına oturmuş işlerine odaklanmaya çalışırken ofislerine Burcu Çetin girdi. Zehra'nın asistanına müsait olup olmadığını sorup Zehra Hanımın odasına girdi. Ece dün gece kitabın yeni bölümünü teslim ettiği için bununla ilgili olabileceğini düşünüp onların odadan çıkmalarını bekledi. Zehra ve Burcu odadan birlikte çıktılar.
"Arkadaşlar Zehra Hanım her zaman olduğu gibi inanılmaz güzel bir bölüm yazmış. Kendisini lütfen bir alkışlayalım."
Ece anlamaz gözlerle Zehra'ya bakıyordu. Zehra bu bölümü kendisinin yazdığını mı söylemişti? Ama bunu nasıl yapar? Yoksa Burcu yazılan bölümlerin hepsini Zehra'nın mı yazdığını biliyordu? Ece bunları düşünürken diğerlerinin alkış sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.
"Burcu Hanım beni onurlandırdınız. Teşekkürler."
Zehra hala hiçbir şey olmamış gibi Ece'nin yazılarını sahiplenmeye devam ediyordu. Ece sinirlerine hakim olmaya çalıştı. Burcu ofisten gittikten sonra. Ece daha fazla dayanamadı ve Zehra'nın odasına gitti. Sakin olmayı kendine tembih ederek kapıyı çaldı ve içeri girdi.
"Bir şey mi oldu Ece?"
Ece derin bir nefes aldı ve bağırmamaya çalışarak konuşmaya başladı.
"Zehra Hanım o yazılan bölümü ben yazmıştım. Burcu Hanım neden sizin yazdığınızı düşünüyor?"
"Canım düzenlemeleri ben yaptım sonuçta. Tamamen sen yazmış sayılmazsın."
Ece bunu duyduğunda daha çok öfkelendi. Ama biliyordu ki eğer bu öfkesiyle söyleyeceklerini kontrol etmezse çıktığı kapıdan bir daha geri dönmemeliydi. Ece tekrar derin bir nefes aldı.
"Zehra Hanım size gönderdiğim metinde değişiklik yapmış olsanız bana haber verir buralar değiştirilmeli dersiniz ama siz hiçbir şey söylemediniz. Yani öylece gönderdiniz ve bu sizin yazınız olarak biliniyor. Ben yokum hiçbir yerde."
Zehra histerik bir gülümsemeyle Ece'ye baktı.
"Sen hayalet yazarın ne olduğunu hala anlamadın mı? Sen zaten yoksun. Hiçbir zaman olmayacaksın. Görünmeyecek hep geride kalacaksın. Bunu bilerek bu işe başladın. Şimdi yazıların biraz beğeniliyor diye görünmeye mi çalışıyorsun?"
Ece bu duyduklarıyla yerinde çakılı kalmıştı. 2 yıldır Zehra ona hiç böyle sözler söylememişti. Her zaman olumlu yaklaştığını ve gelişmesi için çabaladığını düşünmüştü. Aslında onun canını yakan bunları Zehra'nın söylemesi değil Zehra'nın söylediklerinin doğru olmasıydı. Hiçbir şey söylemeden odadan çıktı ve tuvalet kabinin birinde ağladı. Masasına döndüğünde dağılmış bir halde mesai saatinin dolmasını bekledi. Akşam annesini dükkanında yemek yerken ailesi işyerinde bir sorun yaşadığını anladı. Emre kendini daha fazla tutamadı.
"Abla artık somurtmayı bırak. Sana daha önce de söyledim. Madem hayallerin için çabalayacak kadar cesaretin yok ağlayıp, şikayet edip ya da böyle somurtup bizi de üzmeye hakkın yok. Artık büyü biraz."
Ece iş yerinde yaşadıkları ve Emre'nin bu sözleriyle artık son sabır taşı da çatlamıştı.
"Emre sen daha 20 yaşındasın ne yaşadın da hayatla ilgili tavsiye veriyorsun. Hayallerim o kadar kolay gerçekleştirilecek şeyler mi sanıyorsun? Ailemizin ne bir iletişim ağı var ne de iş yaptıracak kadar parası var. İstemediğim şeyleri keyfime mi yapıyorum sanıyorsun. Madem küçük beyin moralini bozuyoruz bundan sonra yanınızda yemem." Dedikten sonra Ece sinirle eve gitti. Odasına kapanıp gece yarısına kadar durmadan ağladı. Ne yapacağını bilmiyordu. Ağlarken Ali'nin verdiği kartvizit dikkatini çekti. Ağlaması durup iç çekişlere evrilmişti. Bir yandan bunu yaparsam en fazla ne olabilir diye düşünüyordu. 1 yıl sonra her şey bitecekti ve Ali'yi bir daha görmeyecekti. Sonunda hedeflerine daha kolay ve dertsiz bir yoldan ulaşacaktı. Ali'nin numarasını çevirdi. Birkaç çalıştan sonra Ali'nin sert sesi duyuldu.
"Alo?"
"Merhaba Ali Bey. Ben Ece."
"Efendim Ece."
"Ee şey söylemek istiyorum. Yani teklifinizi kabul ediyorum."
-----------------------------------------------------------------------------
Ece'nin kararı neleri değiştirecek?
![](https://img.wattpad.com/cover/375508429-288-k426420.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
RomanceEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...