Ece'nin Bakış Açısıyla;
Bugün evde kitap üzerine çalışmak beni çok sıkmıştı. Biraz nefes almak için eve yakın küçük bir kafede oturmuş kahvemi içiyordum. Günün yorgunluğunu atmak için yalnız kalmak istemiştim. Fakat ne kadar huzur ararsam arayayım hayat bazen beklenmedik karşılaşmalarla karşına çıkıyordu. Kapıdan içeri giren kişiyle göz göze geldiğimde kalbim hızla çarpmaya başladı. Yıllar önce beni ansızın terk eden Yiğit, karşımdaydı. Yiğit ile son görüşmemizden bu yana uzun zaman geçmişti ama onu gördüğümde yaşadığım o hayal kırıklığı ve üzüntü sanki dün gibi tazeledi kendini. Onu görmezden gelmeyi umarak başımı çevirdim ama çok geçti. O da beni fark etmişti.
"Ece." dedi şaşkınlıkla. "Ece, sen misin?"
Gözlerimi kaçırıp içimdeki huzursuzluğu bastırmaya çalıştım ama kendimi toparlayıp ona döndüm. "Evet, benim." dedim, sesimin olabildiğince sakin çıkmasına özen göstererek.
Yiğit yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Gözlerinde hafif bir şaşkınlık ve merak vardı.
"Ne kadar zaman oldu. Nasılsın?" diye sordu sanki her şey normalmiş gibi.
Onunla bu kadar rahat konuşabilmeyi beklemiyordum. İçimdeki kırgınlıklar hâlâ derindi. Yıllar önce hiçbir açıklama yapmadan hayatımdan çıkıp gitmişti.
"İyiyim." dedim kısa bir cevapla.
Gözleri yüzümde dolaşırken bir anlığına düşünceli göründü.
"Gerçekten seni görmeyi ne yalan söyleyeyim, beklemiyordum."
Kendimi sakin tutmaya çalışarak ona baktım.
"Ben de seni burada görmeyi beklemiyordum."
O sırada garip bir sessizlik oldu. Yiğit ne söyleyeceğini bilmiyor gibiydi, ama nihayet konuya girdi.
"Beni affetmeni dilediğim çok zaman oldu, Ece. O zamanlar çok gençtim ve ne istediğimi bilmiyordum. Sevginin hayatta en önemli şey olduğunu düşünememişim. Ama şimdi farklı düşünüyorum."
Bu sözleri duymak o kadar tuhaftı ki içimde karışık duygular uyandırdı. Ne yapmamı bekliyordu? Yıllar sonra karşıma çıkıp basit bir özürle her şeyi düzeltebileceğini mi? Ona dönüp gözlerimin içine baktım.
"Yiğit, artık o geride bıraktığın Ece değilim. Ben de değiştim." dedim kararlı bir sesle.
Bir anlık sessizlikten sonra nihayet ekledim. "Ayrıca evlendim."
Bu sözcükler ağzımdan çıktığında onun yüzündeki şaşkınlığı görebiliyordum.
"Evlendin mi?" dedi sesi şaşkın ama bir o kadar da meraklıydı.
Başımı salladım.
"Evet."
"Anlayabiliyorum. Senin gibi saf sevgi ve değer veren bir kadını kimse kaçırmak istemez."
"Galiba seni safça bekleyen o kızı bekliyordun döndüğünde."
"Yani buna hakkım olmadığını biliyorum."
"Uzunca bir süre kolay olmasa da hayatımda yeni bir başlangıç yaptım. Artık geçmişe dönüp bakmak istemiyorum."
Yiğit, bu sözler karşısında sessiz kaldı. Söyleyecek bir şey bulamıyordu çünkü her şey çoktan geçmişte kalmıştı. Aramızdaki köprüler çoktan yıkılmıştı. Bir süre sonra bana iyi dileklerini sunarak yanımdan ayrıldı. Ama o gittikten sonra içimde garip bir boşluk hissettim. Geçmişte yaşadığım tüm o duygusal travmalar beni ne kadar derinden etkilediyse şimdi hepsi yeniden su yüzüne çıkmış gibiydi. Yüreğimdeki ağırlığı hissettiğim an Ali'nin yanında olmak istedim. O, bana huzur ve güven veriyordu. Onunla her şey daha iyi oluyordu.
Eve vardığımda Ali'yi salonda, elinde bir kitapla otururken buldum. Beni gördüğünde yüzündeki yorgun ifade hemen değişti. Hafif bir gülümsemeyle bana doğru baktı. Ama benim yüzümdeki tedirginliği fark etmesi uzun sürmedi.
"Ece, bir şey mi oldu?" diye sordu sesinde endişeyle.
Nefesimi kontrol etmeye çalışarak yanına oturdum.
"Ali. Senden bir şey saklamak istemiyorum. Bugün eski sevgilim Yiğit ile karşılaştım. Yıllar sonra onu görmek bana çok garip hissettirdi."
Ali'nin gözleri dikkatle üzerimdeydi. Onun yanında kendimi hep güvende hissetmiştim ama şu an sanki yıllardır sakladığım yaralar yeniden açılmış gibi hissediyordum.
"Yiğit ne zaman ve nasıl ayrılmıştınız?" diye sordu Ali, sesinde merak ve yumuşak bir tonla.
"Henüz 23 yaşındaydım. O zamanlar beni habersizce terk etti. Hiçbir şey söylemeden Amerika'ya gitmişti. Yıllarca bunun acısını taşıdım. Hayatıma uzun süre kimseyi alamadım. Bugün onu görünce tüm o duygular yeniden canlandı. Sanki geçmişteki Ece'ye geri döndüm."
Ali'nin yüzündeki ifade daha ciddileşti. Bana doğru dönüp ellerimi tuttu.
"Biliyorum, geçmişte seni çok kırmış. Ama artık o geçmişte kaldı. Şu an buradasın ve ben de yanındayıö. Bu kez yalnız değilsin, Ece."
Ali'nin bu sözleri kalbime dokundu. Onun ellerinin sıcaklığı ve bakışlarındaki güven, içimdeki fırtınaları yatıştırıyordu. Gözlerim doldu ama gözyaşlarımı tutmaya çalıştım.
"Benim için çok zor, Ali. Geçmişin izlerini silmek o kadar kolay değil."
Ali, ellerimi daha sıkı tuttu ve derin bir nefes alarak bana baktı.
"Bunu yapmana gerek yok. Geçmişi tamamen unutmanı istemiyorum. Ama bu travmalarla başa çıkarken senin yanında olacağım. Seni anlıyorum ve ne olursa olsun buradayım."
Bu sözler, içimdeki ağır yükü biraz olsun hafifletti. Ali'nin desteği, beni bu karmaşık duygulardan çekip çıkarıyordu. Derin bir nefes alarak başımı Ali'nin omzuna yasladım.
"Sana sahip olduğum için gerçekten çok şanslıyım." dedim fısıldayarak.
Ali, hafifçe gülümsedi ve beni yanına çekti.
"Ben de seni bulduğum için şanslıyım, Ece."
O an, geçmişin gölgelerinden sıyrıldığımı hissettim. Yanımda Ali varken, geleceğe doğru emin adımlarla yürüyebileceğimi biliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/375508429-288-k426420.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
RomanceEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...