Ece'nin Bakış Açısıyla;
Bu sahte evliliğimiz üzerinden 3 ay geçti ve her şey artık bir rutin haline gelmişti. O işe gidiyordu. Ben bazen kitabımın için araştırma yapmaya gidiyordum bazen tüm gün kitabımı yazıyordum. Birbirimizin varlığına da alışmıştık. Akşamları sohbet ediyorduk ya da beraber bir şeyler izleyebiliyorduk. Ev arkadaşı gibiydik daha çok.
"Ali, dün annem aradı kuzenimin düğünü varmış hafta sonu. Bizi de davet etmiş ama şehir dışında. Ne yapalım sence?"
"Dayınlar o kadar çağırmış gitmemezlik olmaz. Hafta sonu işim yoktu zaten. Hem bizim içinde bir değişiklik olur. Ne dersin?"
"Çok arada kaldım açıkçası. Gittiğimizde ayrı odalarda olamayacağız. Rahatsız olmayacağına emin misin?"
"Alt tarafı 2 gün neden rahatsız olayım. Tabii sen rahatsız olurum diyorsan sen bilirsin."
"Rahatsız olacağımdan değil ama hiç ailemizin yanında bu kadar uzun süre rol yapmak zorunda kalmadığımız için gerildim biraz."
"Ece çok düşünüyorsun. O kargaşada kim bizi gözetlesin?"
"Haklısın galiba. O zaman annelere geleceğimizi söyleyeyim. Annem duramamış zaten erkenden gitmiş"
"Tamam o zaman."
Bu birden ortaya çıkan düğün kısmı beni çok geriyordu. Ali kimsenin bizi umursamayacağını düşünüyor ama annemin bu kadar ısrarlı çağırmasını sebebinin bir şeyleri çözmeye çalışma düşüncesi olduğunu düşünüyorum.Düğün için dayımlara uzun ve sessiz bir yolculuktan sonra gelmiştik. Kuzenimin düğünü için hazırlanırken içimde hafif bir heyecan vardı. Aileyle uzun bir aradan sonra bir araya gelmek, tanıdık bir sıcaklık hissettirse de, bir yandan da başka bir şehirde kalmak biraz gergin hissettiriyordu. Evde teyzemler, dayımlar ve kuzenlerimin hepsi vardı. Uzun bir hoş geldiniz merasiminden sonra dayımın yanına gidip hangi odada kalacağımızı sordum.
"Ececiğim, Ali ile bu odada kalabilirsiniz. Çift kişilik yatak var rahat edersiniz." dedi sakin bir ifadeyle.
Ali ile aynı odada mı? Kalbim bir an hızla çarptı. Ali, hem ciddi hem mesafeli duruşuyla dikkat çeken, ama bir yandan da gizemli bulduğum biriydi. Daha önce bu kadar yakın olmamıştık. Kendi kendime gülümsemeye çalışarak,
"Tamam dayıcığım." dedim.
"Ali sen de gel. Burada kalacaksınız."
Dayım elindeki bavullar ile bize doğru gelen Ali'ye seslendi. Ali elindeki bavullarla sessizce odaya doğru geçti. Dayımda içeri geçince bende sessizce Ali'ye yaklaştım.
"Rahatsız olursan kuzenimin yanına geçecek bir bahane bulabilirim."
"Sorun değil. Rahatsız olacağımız bir şey olduğunu düşünmüyorum."
"Kusura bakma mecburi bir şey oldu."
"Ece sana daha öncede söylemiştim. Çok düşünüyorsun. Sorun olacak bir şey yok. Rahat ol."
"Tamam anladım."
"Hadi ailenin yanına gidelim. Uzun zamandır bu kadar aile sıcaklığı görmemiştim."
Bunu söyleyip odadan çıkan Ali'nin arkasından bir süre bakıp kalmıştım. Çünkü annesi hakkında sakladığım sır bir yandan aklıma gelirken ona karşı kendimi suçlu hissettim. Çay eşliğinde yapılan sohbet sonrası herkes odasına dağılmıştı.
Yatağın yumuşaklığına rağmen uyuyamıyordum. Aklımda Ali vardı. Yatakta sırt üstü uzanmış tavana bakarken Ali'nin pencere kenarında oturup dışarıyı izlediğini fark ettim. O kadar sessizdi ki varlığını neredeyse unutmuştum. Ama bu sessizlik içinde sanki onu daha iyi anlıyordum.
"Uyumayacak mısın?" diye sordum sesim biraz kısık çıkmıştı.
Ali başını bana çevirmeden dışarıyı izlemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
Roman d'amourEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...