Ece'nin bakış açısıyla;
Ali, o akşam önemli bir iş yemeğine davetliydi ve beni de yanında götürmek istedi. Başta iş yemeklerine katılmak çok ilgimi çekmese de ona destek olmak adına tereddüt etmeden kabul ettim. Akşam hazırlanırken içimde hafif bir heyecan vardı. Ali'nin yanında olmak ve onun iş çevresindeki insanlarla tanışmak ilginç bir deneyim olacaktı. Siyah sade bir elbise ve topuklu ayakkabılarımı giydim ve saçlarımı hafif dalgalı bıraktım. Ali, beni gördüğünde her zamanki sakin gülümsemesiyle beni süzdü.
"Hazır mısın?" diye sordu elini bana uzatarak.
Başımı salladım ve gülümsedim.
"Hazırım."
Restorana vardığımızda ortamın oldukça şık ve profesyonel bir havası olduğunu fark ettim. Ali, beni kalabalığın içinden geçirerek şirketin müdürüne doğru yöneldi. İşte o an, gözlerim müdürü gördüğünde içimde bir sıkıntı belirdi. Ali'nin yaptığı iş anlaşmasının arkasındaki şirketin müdürü Yiğit'ti. Kalbim bir an durdu ve nefesim sıkıştı. Aramızda geçenleri Ali'ye daha önce anlatmış olsam da elbette onu tanımıyordu. Nasıl göründüğünü ya da kim olduğunu bilmiyordu. Bu durum daha çok gerilmeme neden olmuştu. Önceki karşılaşma belki tesadüftü fakat içimden bir ses bu karşılaşmamızın pek tesadüf olmadığını söylüyordu. O an ne yapacağımı bilemedim. Yiğit ile göz göze geldik ama onun yüzündeki hafif alaycı gülümsemeyi görmezden gelmeye çalıştım. Ali'ye çaktırmamaya karar verdim. Bu sadece bir iş anlaşmasıydı ve belki de bu geceyi kazasız belasız atlatabilirdik.
"Ali." dedi Yiğit elini uzatarak.
"Hoş geldiniz. Bu akşamın güzel geçeceğine eminim."
Ali ile Yiğit arasında kısa bir tanışma faslı oldu. Yiğit, gözlerini bir anlığına bana çevirdiğinde o tanıdık ve rahatsız edici bakışını hissettim. Kendi kendime sakin kalmaya çalışarak ona gülümsedim.
"Bu da eşim Ece." dedi Ali gururla.
Yiğit'in gözlerinde anlık bir şaşkınlık belirdi ama kendini hemen toparladı. Sonrasında adını bastırmak istermiş gibi sert bir sesle "Yiğit" dedi.
Boğazımda bir düğüm oluştu. Ali'ye fark ettirmeden içimde yükselen tedirginliği bastırmaya çalıştım. O akşam yemeği boyunca Yiğit'in bakışları sürekli üzerimdeydi. Onun varlığı masadaki her şeyi gerginleştiriyordu. Ali ise durumu fark etmemiş gibiydi çünkü tamamen iş konularına odaklanmıştı. Ama Yiğit'in imalı sözleri ve davranışları Ali'nin de dikkatini çekmeye başlamıştı.
"Ali, seninle çok güzel bir iş ilişkisi kurduk, değil mi?" dedi Yiğit bir kadeh şarap içerken.
"Ya güzel bir iş yapacağız gibi duruyor." dedi sözlerinin üstünde durmadan. Yiğit ise masaya bomba gibi düşecek sözü söylemişti.
"Tıpkı Ece ile zamanında kurduğumuz ilişki gibi."
Bu cümleyle, Ali'nin bakışları bir an bana döndü. Yiğit'in bu imalı sözleri ortamı bıçak gibi kesmişti. Artık bunu daha fazla saklayamazdım. Derin bir nefes aldım ve Ali'ye döndüm.
"Ali. Yiğit, sana daha önce anlattığım eski sevgilim." dedim sessizce ama yeterince net bir şekilde. "Yıllar önce beni terk eden kişi."
Ali'nin yüzünde önce bir şaşkınlık belirdi ardından hızla toparlandı. Gözlerinde bir ciddiyet vardı. Yiğit'e döndü ve sakin ama kararlı bir sesle konuştu.
"Bana kalırsa iş ilişkileriyle kişisel meseleleri karıştırmamak gerekir. Ece, şu an benimle ve geçmişin konusunu kapatmak en doğrusu olur."
Yiğit'in yüzündeki alaycı ifade bir anlığına silindi ama gergin bir şekilde gülümsedi.
"Tabii, Ali. Sadece şaka yapıyordum. Geçmiş geçmişte kaldı."
Ama Ali'nin o anki kararlılığı Yiğit'e sessiz bir mesaj vermişti. Yemek sona erdiğinde Ali hızlıca toparlanmamı istedi ve eve dönmek için yola çıktık. Arabadayken içimde bir tedirginlik vardı. Ali sessizdi ama bu sessizliğin altında bir sürü düşünce olduğunu hissediyordum.
Eve vardığımızda Ali'nin yüzündeki ifade hâlâ ciddi ve mesafeliydi. Ben de ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Bir şeylerin açıklığa kavuşması gerekiyordu ama nereden başlayacağımı bilmiyordum. Sonunda Ali sessizliği bozdu.
"Neden bana o imalı sözler etmeden önce onun eski sevgilin olduğunu söylemedin?" dedi sesi sakin ama içinde bir kırgınlık vardı.
Gözlerim yere kaydı. "Sana söylemek istedim ama onu orada görünce ne yapacağımı bilemedim. Sonra o kadar hızlı gelişti ki nasıl anlatacağımı bilemedim."
Ali derin bir nefes aldı. "Beni korumaya çalıştığını biliyorum ama bana bunu daha önce söyleyebilirdin. Orada ondan duymak daha çok sinirlerimi bozdu."
"Orada tek düşündüğüm senin kırılamamandı. Onun bir değeri yokken senin hem duygusal hem de iş anlamında etkilenmeni istemedim." dedim gözlerimde biriken yaşları tutmaya çalışarak.
"Senin ne kadar tutkuyla çalıştığını biliyorum. Zarar görmenden korktum."
Ali, bir süre sessiz kaldı. Sonra yanıma yaklaşıp ellerini omuzlarıma koydu.
"Ece, geçmişte yaşadıkların seni tanımlamaz. İşin olup olmaması da sen mutlu olmadıktan sonra beni ilgilendirmez. Gerekirse başka biri ilgilenir yine bir şekilde iş yürür ama bana karşı dürüst ol. Önemli olan birbirimize karşı dürüst olmamız."
Bu sözler içimdeki tüm gerginliği çözdü. Ali'nin sıcak elleri omuzlarımda güven verici sesi kulaklarımda yankılandı. Gözlerim onun gözlerine kilitlendi. Aramızdaki mesafe yavaşça kapanıyordu sanki tüm tartışmayı ve tüm geçmişi geride bırakmak istiyormuşuz gibi.
Sonra bir anda kendimi Ali'ye doğru çekerken buldum. Dudaklarımız bir araya geldiğinde her şey o kadar doğal ve doğru geliyordu ki. Ali'nin sıcaklığı benim tüm kırgınlıklarımı silip süpürdü. Bu ilk öpücük, geçmişin tüm izlerini silmek için gereken bir anmış gibi hissettim. Tüm karmaşayı, korkuyu ve endişeyi aramızdaki o samimi anda bırakıyorduk. Öpücük sona erdiğinde, birbirimize baktık. Ali'nin gözlerinde o sıcak güven vardı ve ben artık içimdeki tüm endişelerin yok olduğunu hissediyordum.
"Artık her şeyin üstesinden birlikte gelebileceğimizi biliyorum." dedi fısıldayarak.
"Ben de." dedim yavaşça gülümseyerek.
"Seninle olduğum sürece her şeyin üstesinden gelebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
RomanceEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...