Ali, son günlerde babaannesinin evlilik konusunu tekrar gündeme getirmesiyle üzerinde sürekli bir baskı hissediyordu. Babaannesi durmadan görüşmeler ayarlamaya çalışıyordu ama Ali ya işi olduğunu söylüyordu ya da bir şekilde babaannesinin yanından kaçıyordu. Ali, babaannesinin isteklerini anlıyordu ama şu an için evlilik hiç istemediği bir şey haline gelmişti. Öte yandan Ece ve yayınevi için heyecan verici bir geceydi. Ece'nin yazdığı metinler üzerine çekilen reklamın tanıtımı yapılacaktı. Bu etkinlik yayınevi için büyük bir adımdı ve birçok iş insanının katılımıyla görkemli bir davet olarak düzenlenmişti. Ece, bu gecede kendini göstermek için sabırsızlansa da günlerdir düşüncelerinin içine hapsolmuş gibiydi. Akşamları ailesinden kaçıyor, arkadaşlarıyla görüşmek istemiyor ve iş haricinde odasından çıkmıyordu. Ece toz pembesi ve dantel işlemeli dizlerinde olan elbisesi ve düz bıraktığı uzun saçlarıyla ile davet yerine geldi. Davet salonu ışıl ışıldı. Konuklar şık elbiseleri ve takım elbiseleriyle salonu doldurmuştu ve herkes birbirleriyle sohbet ediyordu. Ece, kalabalığın içinde dolaşırken bir yandan da tanıtımın başarılı geçmesini diliyordu. Ali ise babasının ve birkaç iş arkadaşının yanında duruyor ve geceye dair gözlemler yapıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ece biraz nefes almak ve sakinleşmek için davet mekanının terasında biraz zaman geçirmeye karar verdi. Terasa çıktığında serin gece havası yüzüne çarptı. Birkaç adım attıktan sonra terasta Ali'yi gördü. Ali, düşünceli bir şekilde uzaklara bakıyordu. Ece, onu görünce gülümsedi ve yanına yaklaştı.
"Merhaba Ali Bey." dedi Ece hafif bir tebessümle.
"Merhaba Ece Hanım."
"Daveti nasıl buldunuz?"
"Gece güzel geçiyor ama biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım olduğu için buraya geldim."
Ece, onun yanına oturdu ve ikisi de bir süre sessizce geceyi izlediler. Ardından Ali, derin bir nefes alarak Ece'ye döndü.
"Daha iyi misiniz? Yani geçen gün biraz gergindiniz."
"Yani her şeyi kendi içimde halletmiş olmasam da daha iyiyim."
"Anladım." Diyerek Ali yeniden uzaklara daldı. Ece ona doğru baktığında bir sorun olduğunu anladı ama ona bunun sormanın çizgiyi aşmak olup olmadığından emin olamadı. Yine de geçen gün Ali ona yardımcı olduğu için sormak istedi.
"Ali Bey bir şey mi oldu?"
Ali, Ece'nin sorusuyla ona döndü. Geçen gün Ece'de olduğu gibi o da içini dökecek bir yabancı olduğu için anlatmak istiyordu. Derin bir nefes aldı ve ciddiyetle anlatmaya başladı.
"Oldu. Babaannem tutturdu evlen diye. Önüne gelen tanıdığı tanımadığı her türlü kadınla beni görüştürmeye çalışıyor. İstemediğimi söylesem bile benim isteğim pek umurunda değil. Kırmak istemediğim için son 1 yıldır kaç tane görüşmeye gittim hatırlamıyorum bile. Herkes anlayışlı çıksa neyse. Sırf evlenmeyi düşünmüyorum dedim diye başımdan aşağı su dökende oldu tokat atanda. Ne yapacağımı da bilmiyorum artık."
Ali hiç durmadan anlattığı şeylere kendisi de şaşırdı. Hiç tanımadığı birine arkadaşlarına bile bahsetmediği başarısız görüşmelerini anlatmıştı. Cümlesi bittiğinde Ece'den gelen kahkaha sesi anlattığı için biraz pişman olmasına neden oldu.
"Başınızdan aşağı su mu döktüler?"
Ece bunu sorarken gülmeye devam ediyordu ve bu Ali'yi de güldürmüştü.
"Gülmeyin lütfen. Bunu yaşarken hiç komik değildi. Çünkü su çok soğuktu."
Ece gür bir kahkaha attığında Ali daha önce ona dikkatli bakmadığını fark etti. Dalgalı koyu kahverengi saçları, kahverengi büyük gözleri, uzun boyu ve aydınlatıcı gülüşüyle dikkatleri üzerine çeken biriydi. Ece kahkahası bitince ona dikkatlice bakan adamı fark edip biraz toparlandı. Ali o kadar inceliyordu ki ona güldüğü için sinirlendiğini düşündü.
"Özür dilerim. Gülmemeliydim galiba."
"Hiç sorun değil. Yani komik bir olay sonuçta."
"Peki geçen gün bana dediğiniz gibi düşünürsek ne yapmak istemediğinizi biliyorsunuz. Yani evlenmek istemiyorsunuz tamam ama nasıl babaannenizin bu durmak bilmeyen ısrarına karşı geleceksiniz?"
"İşte ondan sonrası bende yok. Bilmiyorum. Yazar değil misiniz? Bir şeyler önersenize bana."
"Yani hem babaannenizi ikna edecek bir şey hem sizi kurtaracak bir şey istiyorsunuz."
"Aynen öyle."
"Böyle düşününce size duygusal anlamda bağlı olmayan ama babaannenizin bunu bilmediği bir evlilik sizi tüm yükten kurtarır."
"Duygusal anlamda bağlılık olmadan evlilik nasıl olacak?"
"Evliliğin sonunda iki tarafa da çıkar sağlarsa neden olmasın?"
Ali biraz düşününce Ece'nin ne demek istediğini anlamıştı.
"Yani sözleşmeli bir evlilik olacak."
"Bu durumda ikinizin aranızdaki karara bağlı."
"Anladım."
Ali oturduğu yerde dikleşerek elini çenesine attı ve düşünmeye başladı. Bunu kimle ve nasıl bir çıkar ilişkisiyle yapabilirdi? Gözleri Ece'yi bulduğunda aklına bir şey geldi ama kabul eder miydi yoksa yeni bir başından aşağı su dökülmesi olayı mı yaşardı bilmiyordu. Fakat etrafından Ece kadar profesyonel çalışan başka biri aklına gelmedi. Sonuçta bu da bir işti ve Ece işini iyi yapan biriydi. Ali, biraz duraksadıktan sonra devam etti.
"Bir şey soracağım ama hemen sinirlenmek yok."
"Ne soracaksınız?"
"Önce sinirlenmeyeceğinize ve başımdan aşağı su dökmeyeceğinize söz verin."
Ece'nin gözleri hafiften kısıldığında Ali gülümsedi.
"İyi tamam. Söz veriyorum sinirlenmeyeceğim."
"Son günlerde babaannem evlilik konusunu sürekli gündeme getiriyor. Bu durum beni çok sıkıntıya sokuyor. Öte yandan sizin yeteneklerinize ve yazar olarak başarılı olma arzunuza büyük saygı duyuyorum. Bu yüzden bir teklifte bulunmak istiyorum."
"Ne gibi bir telif?"
"Hayalet yazar olmaktan sıkıldığınızı biliyorum. Kendi kitabınızı yayınlamak istiyorsunuz. Bende bu evlilik baskısından kurtulmak istiyorum. 1 yıllığına benimle evlenirseniz bende size arkadaşımın çalıştığı Türkiye'nin en büyük yayınevlerinden birinde kitap çıkarabilmeniz için sizi hem onunla çalışmanız için iş birliği sağlarım hem de maddi anlamda destek olurum. Bu teklife ne dersiniz?"
Ece, duyduklarıyla inanamaz bir şekilde Ali'ye baktı.
"Bu teklifinizde ciddi misiniz?"
Ali, başını sallayarak onayladı.
"Evet. Bu sadece bir formalite evlilik olur. Her ikimiz için de faydalı bir anlaşma. Sizin için yeteneklerinize ve hayallerinize ulaşmanız için bir fırsat ve ben de babaannemin baskılarından kurtulurum."
Ece, bir süre düşündü. Ali'nin teklifi, onu hayallerine bir adım daha yaklaştıracak gibi görünüyordu. Ama aynı zamanda böyle bir anlaşmanın zorluklarını da düşünmek zorundaydı.
"Ali Bey." dedi Ece derin bir nefes alarak.
"Bu gerçekten büyük bir karar. Buna hemen karar veremem. En azından bir süre düşünmem gerek."
Ali, Ece'nin cevabına anladığını göstermek için başını olumlu anlamda salladı. Sonra kartvizitini çıkardı ve Ece'ye uzattı.
"İster 2 gün ister 1 hafta düşünün. Kararınızı verdiğinizde beni arayabilirsiniz."
"Tamam."
Ali yerinden kalktıktan sonra Ece'ye döndü.
"Ben artık içeri geçeyim. Beni dinlediğiniz için teşekkürler."
"Önemli değil."
------------------------------------------------------------------------------------------------
Sizce Ece'nin kararını ne belirleyecek?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kağıttan Evlilik
Storie d'amoreEce, 28 yaşında, yaratıcı ve hayal gücü geniş bir kadındır. Ünlü bir yayınevinde hayalet yazar olarak çalışan Ece, iç dünyasındaki derin duyguları yazılarına yansıtan, zekası ve keskin kalemiyle tanınan bir yazar olmasına rağmen, kendi kitabını yayı...