1.5

145 27 5
                                    

Adamlar - Sarılırım Birine

Yakışıklı Tıpçı; merveee

Yakışıklı Tıpçı; hâlâ mı bakmıyorsun mesajlarıma aq

Yakışıklı Tıpçı; utangaçlığında bir sınırı olur

Yakışıklı Tıpçı; gerçi dur o kadar şeyi ben yapsam ben de utanırdım dşdismdşfm

Yakışıklı Tıpçı; bak ararım

Yakışıklı Tıpçı; uyuyor olman ya da birinin yanında olması umrumda olmaz

Yakışıklı Tıpçı; peki benden günah gitti

Yakışıklı Tıpçı arıyor...

Stresle odanın içerisinde git gel yaparken düşünüyordum. Açsam mı, açmasam mı? Açsam mı? Açmasam mı? Sesini çok fazla merak ediyordum ama bu utançla da telefonda ne kadar verimli konuşabilirdim bilmiyordum. Telefon kapanmak üzereyken ellerim benden bağımsız olarak cevapladı aramayı. Telefonu kulağıma dayayıp karşı taraftan gelecek herhangi bir sesi bekledim. Gülüş sesi doldurdu önce kulaklarımı. Daha sonra ise sert erkeksi sesi. "Tıpçı Giray, Arıza Hanım'ı utandırıyor."

Gülerken gözlerimi devirdim. Tıpçı olduğunu sürekli vurgulamasa olmuyordu. "Arıza Hanım bu utançla çok yaşayamayacak gibi Tıpçı Giray Bey." Diye devam ettirdim onun dediklerini. Sesindeki tını çok hoşuma gitmişti. Konuştukça konuşsun ki o sesi duyabileyim istiyordum. "Tıpçı Giray, hastası için bütün müdaheleleri yapmaya hazır."

"Tıpçı Giray birinci sınıf olmasına rağmen kendinden çok emin gibi?" Yatağa oturup sırtımı başlığa yaslarken, kulağıma hafiften gelen gülüş sesini dinliyordum. Heyecanlandığımı hissediyordum. Ayriyetten midemde bir yerlerin kıpır kıpır olduğunu. Ve bunlar hiç benlik hisler değillerdi. "Siz Tıpçı Giray'ı diğerleri gibi mi sandınız? Herkes birinci sınıfla uğraşırken o, üstün zekası ile bütün senelerin üstesinden geldi. Ama bununla övünür mü? Asla!"

Göz devirdim. İyi ki övünmüyordu. Kendi yaptığı şakaya, kendini kaptırıp egolanan tek egoist olarak tarihe geçmeliydi. "Ee ne yapıyorsun?" Diye sordu keyifli bir sesle. Neşesi bulaşıcıymış gibi bende ona aynı ses tonuyla cevap vermiştim. "Fizik çalıştım az önce. Beynim yanıyor, iflas bayraklarını çekti. Çıkarın beni buradan diye yalvarıyor. Sen ne yapıyorsun?"

"Kurbağayı felç etmemizin üzerinden bir hafta geçti, hüzünlü dakikalar yaşıyordum seninle konuşana kadar." Duraksadığında cevap vermeme fırsat tanımadan tekrar konuştu. "Sonra sesini duyduğumda beynim benden habersiz her şeyi siktir etti zaten."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Diyecek bir şey bulamadığım sayılı anlardan birisindeydim. Aksi takdirde normal bir Merve her lafa tonlarca lafla karşılık verebilecek bir yapıya sahiptir. "Ya böy-"

Sözüm sertçe açılan kapımla kesilirken karşımda sinirle bana bakan anneme diktim gözlerimi. "Kiminle konuşuyorsun sen?" Sesi öyle sert çıkmıştı ki korkuyla telefonu kulağımdan çekerek kapattım. Bu korkum annemden kaynaklı değil aksine Giray'ın yanlışlıkla bir şeyler duyacak olmasından kaynaklıydı. Bunca zaman herkesten gizli tuttuğum aile hayatımı, bu saatten sonra kimsenin bilmesini istemiyordum. Çünkü insanlar çok çabuk sıkılabilen varlıklardır. Kimse sizin dertlerinizi çekmek istemez, bir yerden sonra katlanamaz. Bu yüzden hep en iyisinin her şeyi içinde yaşamak olduğunu düşünüyordum.

"Bir arkadaşımla." Diye mırıldandım. Böyle güzel bir konuşmanın, böylesine gereksiz bir insanla bölünmesi hoşuma gitmemişti.

"Ne arkadaşmış! Taa içeriye kadar gülüşmelerin."

"Ne o? Şimdi neye güleceğime ya da gülmeyeceğime de mi karışır oldunuz?" Odamın kapısını sertçe örtüp, yatağımın başına kadar geldi. "Senin dilin fazla uzadı! Kimden alıyorsun bu cesareti onu da bilmiyorum." Baygın bakışlarımı gözlerine çıkardım. "Kendimi de mi savunmayayım?" Elimdeki telefon bir anda çekilip alınınca kaşlarımı çatıp, hızla yatakta doğruldum. Telefonun ekranına birkaç saniyr baktıktan sonra alayla güldü. "Yakışıklı tıpçı demek? Ne zamandan beridir arkadaşlarını bu şekilde kaydetmeye başladın?"

Telefonumu elinden alarak eski pozisyonuma geçtim. "Bu zamana kadar bana annelik namına hiçbir şey yapmamış olan kadın, gelip bana bu tarz konularda hesap soramaz!" Alayla sırıttım. "İsterseniz arkadaşlarımı nasıl kaydedeceğimi de gelip size sorayım ne dersiniz?"

"Sen benim anneliğime laf edemezsin."

"Doğru edemem. Zaten ortalıkta bir annelik yok değil mi? Sen mi annesin? Güldürme beni. Keşke sizin sandığınız gibi sadece doğurmakla anne olsaydınız." Saçımda hissettiğim acı ile dudaklarımı birbirine bastırdım. Çektiği saçlarımı ondan kurtarmaya çalışırken üzerime eğilip, konuşmaya başladı. "Benimle iyi geçin Merve. Babanın okulun kapanmasını beklemeden seni okuldan alması sadece bir lafıma bakar. Aynı zamanda seni tanımadığın biriyle evlendirmesi de..." Şokla yüzüne baktığım sırada sertçe saçımı bıraktı. "Tamam mı annecim?" Son kelimeyi özellikle bastırarak odadan çıktı. Arkasından gözleri dolu dolu bir Merve bırakarak...

Ağrıyan saç diplerimi yüzümü buruşturarak ovuşturdum. Nefret ediyordum bu kadından! Anneyim diye ortalarda geziniyordu ama annelik kavramından bir haberdi. Giray'ın mesaj atmış olabileceğini düşünerek telefonumu elime aldım. Buğulu gözlerim yüzünden ekranı göremediğimde kolumun tersiyle gözlerimi sildim. Düşündüğüm gibi mesaj atmıştı.

Yakışıklı Tıpçı; o sinirli çıkan sesin annen olduğunu düşünüyorum

Yakışıklı Tıpçı; neden bu kadar sinirliydi

Yakışıklı Tıpçı; heyy neredesin

Yakışıklı Tıpçı; bir şey olmadı değil mi

Merve; ay yok be ne olacak

Merve; özenle babama hazırladığı meyve tabağını bitirdiğim için kızmış dşcmeilfğdöf

Merve; yenisini hazırlattı ondan yazamadım

(Görüldü.)

ARIZA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin