4.3

127 21 0
                                    

Gri - Hikayeler

"Beynimi yakıyorsun Giray." Diye homurdandım test kitabının sayfasını çevirirken. Bir soruyu anlatırken bir sürü yoldan gitmişti ve ben hiçbir şey anlamamıştım. Bunu ona söylemek istememiştim çünkü, tekrar tekrar anlatacaktı ve ben tekrar tekrar anlamayacaktım.

"Var mıydı ki yansın?" Göz devirdim.

Ona 'bende seni' deyip çıktıktan sonra bir sürü, şaka olup olmadığını soran mesajlar atmıştı fakat ben uyandığımda gördüğümde hiçbirine cevap vermeden konudan tamamen alakasız bir 'günaydın' mesajı atmıştım. Kudurduğunu biliyordum, ki amacım da buydu.

Sıradaki sorunun fotoğrafını çekip ona WhatsApp'tan attım ve bakması için ona biraz zaman tanıdım. Elindeki telefondan soruya bakarken bende bilgisayar ekranından onu izlemeye başladım. Dün birlikte aldığımız sweati giymişti. Saçları çoğunlukla dağınık oluyordu. En azından her görüntülü konuşmamızda böyleydi. Şimdi de dağınıktı. Bunu üşengeçliğine veriyordum.

"Bak şimdi..." Deyip anlatmaya başladığında bakışlarımı soruya çevirdim. Anlatmasını bitirdiğinde kaşlarımı çattım. "Bir dakika nasıl oluyor ya? Ben kaçırdım."

"Nereyi?"

"En başından itibaren." Dedim sıkıntıyla. "Merve aklın nerede senin?"

Omuz silktim. Test kitabının kapağını sertçe kapatıp alnımı masaya yasladım. "İçimden çalışmak gelmiyor. Anlamıyorsun!" Kafamı kaldırdım. "Bak psikolojim ders çalışmaya uygun değil tamam mı? Belli etmemeye çalışıyorum, iyi gibi görünüyorum ama içten içe öyle değil bazı şeyler. Daha birkaç gün önce az kalsın evlendiriliyordum, sürekli işkence gördüğüm evdeydim. Sen geldin beni ordana çekip kurtardın. Kolay kolay toparlayamam. Ayrıca hâlâ onlardan kurtulmuş sayılmam. Hâlâ arıyorlar, tehdit içerikli mesajlar atıyorlar. Benden hiçbir şey olmamış gibi oturup ders çalışmamı bekleme." Diye patladım en sonunda. "Birkaç gün kafamı toplamama izin ver."

"Peki." Dedi yaklaşık bir dakikalık sessizliğin sonunda. "Seni daha fazla sıkmayacağım." Minnetle gülümserken, o da gülümsedi.

Zil çaldığında, tek kaşı havalandı. O hareketle ne kadar karizmatik durduğundan haberi var mıydı acaba? "Biri mi gelecekti?" Dudağımı 'bilmiyorum' dercesine büktüm. "Annenin bitmek bilmeyen, sonu gelmeyen misafirleridir." Dedim sızlanarak. Cidden üç gündür buradaydım ve sürekli gelen gidenleri eksik olmuyordu. Sızlanmama güldü.

İçeriden büyük bir patırtı koptuğunda bakışlarımı kapıya diktim. Sesi duyan Giray, "Ne oluyor orada?" Diye sordu. Ayağa kalkacağım sırada seslenerek durdurdu. "Dur gitme içeri." Yerinde dikleşmiş merakla ve birazda tedirgince ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Nerede o? Merve! Çık hangi cehennemdeysen!"

Korkuyla Giray'a baktım. "Babam." Hızla ayağa kalktım. Giray'ın "Sakın içeri gitme Merve!" Gibi sözlerine aldırmadan, laptobun kapağını kapattım. Haliyle Giray'a olan görüntülü konuşmamızda kesilmişti. Orada çıldıracaktı belki de, ama ailesini zor duruma sokamazdım.

"Benim evime kimse bu şekilde giremez! Haneye tecavüzden polisi ziyaret etmek istemiyorsanız, o kirli ayaklarınızı derhal evimden çekin." Giray'ın annesinin sesini duyduğumda iyice tedirginleşmiştim. İnsanların huzurunu bozuyordum işte! Şimdi beni çıkarıp onlara verse sesimi bile çıkaramazdım, kadın haklıydı. Ama ne olursa olsun o eve geri dönmek istemiyordum!

"Sizde daha reşit olmayan birini zorla alı koymaktan polisi ziyaret etmek istemiyorsunuz, kızımı bana geri verin!"

Sinirle güldüm. Köşeye sıkışınca aklına geliyordu bir kızı olduğu. "Kızınızın kim olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Merve diye bir tanıdığımız yok." Diye araya giren Giray'ın abisi ile işler iyice sarpa sarmıştı, çünkü bu babamı sinirlendirmişti. "Adam mı kandırıyorsunuz siz? Nerede kızım? Tüm odaları tek tek gezeceğim, bulduğumda ise hepinizin elimden çekeceği var!"

ARIZA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin