4.1

117 20 0
                                    

"Seninle bir daha dışarı çıkarsam ne olayım Giray!" Saatler sonunda eve adımımızı atabildiğimizde, yere uzanıp beni burdan kaldırmayın demek istiyordum ama rezil olacağım düşüncesi buna engel oluyordu. Zaten Giray'ın annesinin gözüne pek girmiş sayılmazdım. Giray sürekli, beni sevmiş olduğunu söylüyordu ama kadın çok mesafeli davranıyordu. Bunu Giray'a söylediğimde ise onun sevme biçimi o şekil diyordu.

"Alt tarafı sabahtan beri dışarıdayız ne abarttın!" Evet alt tarafı(!) sabahın onundan akşam hava karara kadar gezmiştik. Sabah, kahvaltı ettikten sonra beni kitap alacağız bahanesiyle çıkarmış kitapçıdan başka her yere götürmüştü. Ne kadar yorulmuş olsam da, eğlenmediğimi söylersem çarpılırdım herhalde.

"Kitapları odana bırakıyorum." Diye mırıldandı benden önce odaya girerken. İki poşet test ve konu anlatımlı kitaplar almıştık. Ne kadar ödemek için ısrar etsem de, Giray güçsüzlüğümden yararlanıp beni kırtasiyenin dışarısına itip kapıyı yüzüme kapatmış benim afallamamdan fırsat bulup ödemişti.

Kitapları masanın kenarına bıraktıktan sonra odadan çıkmasıyla kendimi sırt üstü yatağa attım. Sonrasında gelen keskin acıyla yüzümü buruşturup yatakta iki büklüm oldum. O kremlerin hiçbir etkisi olmuyordu!

Tabii, daha üç günlük morluğa etki etmemesi gayet normaldi.

Acıdan dolan gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. İlk günkü kadar acı olmasa da, yok diyemezdim. Yatakta yan dönüp bacaklarımı iyice kendime çektim. Bu birkaç gün içerisinde annemle babam beni rahatsız etmediler diyemezdim. Arayıp, bir çokta tehdit içerikli mesajlar atmışlardı fakat onlara cevap verme gereği duymamıştım. Gelmezsem Giray'ı şikayet edecekleri gibisinden... Salak değildim yapamayacaklarını, götlerinin yemeyeceğini biliyordum. Her ne kadar bir aile kavramı içerisinde olamasakta, o evde geçirdiğim on yedi yıldan fazla sürede onları tanıyabilmiştim.

Şimdi kara kara yedikleri parayı nerelerinden çıkaracaklarını düşünüyor olmalılardı.

Bakışlarım karşımdaki duvarda, aklım düşüncelere gömülmüşken odanın kapısı tıklatıldı. Benden ses çıkmayınca bir kez daha tıklatıldı. "Gir işte Giray!" Diye homurdandım. Şirince sırıtarak içeri girdi. "Yanlış bir pozisyonda yakalamamak için önlem." Diye mırıldandı.

"Üstünü neden değiştirmedin?" O üstünü değiştirmişti.

"Yorulmuştum. Uzanınca kalkamadım." Aslında acıdan kalkamamıştım ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"Kalk, konuşmamız lazım." Giray'a söve söve doğruldum. Ben uzanırken konuşamıyor muydu? "Ben bu gece gidiyorum." Diyerek başladı karşıma otururken. Bakışlarımı kaçırdım. Daha fazla kalsa olmaz mıydı? Aslında onu da anlamak lazımdı, finallerinin olduğu hafta sırf ben dayanamıyorum dediğim için aynı gün kalkıp gelmişti. Bunu kimse yapmazdı. Ama Giray yapıyordu. Kalbi güzeldi çocuğun.

"Abim olacak lavuğa pas vermiyorsun bu bir. Şerefsiz, nişanlı falan dinlemiyor her kıza yavşıyor. Ama sorarsanda nişanlısını çok seviyor. Neyse, ben gittikten sonra bu evden gitmek gibi şeyler duymayayım gelip seni duvara vururum." Bunları ciddi olmaya çalışması bende gülme isteği uyandırıyordu.

"Dersleri salmayacaksın. Sınava gireceksin. Her akşam görüntülü konuşacağız, konuları anlatacağım. Hele ki özellikle o eve geri dönmeyeceksin." Burada bölme isteği duymuştum işte. "Dünden beri sürekli arıyorlar. Seni polise vermekle tehdit ediyorlar."

"Sakın onlara inanma tamam mı? Yapacak olsalar şimdiye yaparlardı." Başımı salladım. Bunu bende biliyordum zaten.

"Senin uçağın kaçta?"

Bu sefer bakışlarını kaçıran o oldu. "Gece üçte."

"Alarm kurar uyanırım ben." Başını sallamakla yetindi.

"Neyse sen benim dediklerimi anladın mı? Dışarıda da çok dolanma. Çevreye güven olmaz."

"Tamam baba." Deyip güldüğümde, gözlerini devirdi. Birazdan 'ben sana değil, çevreye güvenmiyorum' demesinden tırsmıyorum değildi.

"Ben çıkıyorum, üzerini değiştir yemeğe gel sonra ders çalışacağız." Diyerek yataktan kalktı. "Ya daha dün çalıştık, bugün de mi çalışacağız." Diye sızlandım.

"Boş yapma Merve." Dedi ve odadan çıktı. Arkasından orta parmak çekmek isteyen terbiyesiz yanımı güçlükle durdurdum. Oflayıp, söylene söylene yataktan kalktım ve üzerimi değiştirmek için çantama bakındım.

ARIZA | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin