51. Bölüm: Gönülden Misafirperverlik

27 5 0
                                    

Yue Fei kanepeye doğru yürüdükten sonra duraksadı, "Er Ge konuşmak için beni dışarı çağırmıştı."

Yue Fei kapıdan girer girmez, Gu Wei vücudundaki karışık feromon kokusunu alabiliyordu. O anda kaşları daha da çatılmıştı, "Seni mi çağırdı? Nereye gittiniz peki?"

Yue Fei pek de önemli olduğunu düşünmediğinden dürüstçe cevap verdi, "Glacier Bar'a."

Lakin onun söylediklerini duyunca Gu Wei'nin ifadesi buz gibi oldu. Ayağa kalktı, Yue Fei'nin çenesini tuttu ve kalbindeki ani öfke patlamasını bastırmaya çalıştı, "Farklılaşma döneminde her türden serserinin doluştuğu bir bara gidebildiğine epey cesur olmalısın."

Yue Fei donakaldı, "Feromon etiketi yapıştırıp gittim."

Gu Wei duymazdan geldi, "Gu Xing'in seninle ne işi varmış? Ne dedi sana?"

Yue Fei yüzünü başka yöne çevirdi, "Bir şey söylemedi. Onun gibi bir beta olduğumu sandığından beni kendisine yakın hissetti herhalde."

Onun açıkça yalan söylediğini gören Gu Wei geri çekildi, ardından merdivenlere doğru yöneldi, "Söylemek istemiyorsan, seni zorlamayacağım, ama yine de umarım gelecekte bu tür şeylere karşı kendini korursun."

Hemen sonrasında ekledi, "Gidip duş al. Üzerinde envai çeşit feromon var."

Farklılaşma döneminde gece dışarı çıkmaya cesaret etmesinin üzerine bir de Yue Fei'nin bir şeyleri gizliyor olması Gu Wei'nin iyice öfkeden köpürmesine sebep olmuştu.

Böylece Gu Wei sakinleşmek için yukarı çıktı.

Yue Fei aslında Gu Wei'nin canını önemsiz meselelerle sıkmak istemediğinden söylememişti. Ne de olsa Gu Grubu'nun işleri Gu Wei'nin omuzlarındaydı ve bir de şimdi onun beceriksizce bir şeyleri gizlemeye çalışmasından ötürü sinirlenmişti.

Yue Fei başının arkasını kaşıyarak alt dudağını büzdü ve duş almak için odasına döndü.

Üzerinde feromon kokusu mu vardı?

Bara gittiğinde üzerine başkalarının feromonları sinmişti demek ki.

Duş aldıktan sonra odadan çıktı ve saçlarını dahi kurutmadan çalışma odasına gitti.

Tabii ki, Gu Wei çalışma odasındaydı. O da duş almış ve kıyafetlerini değiştirmişti. Masanın arkasında oturmuş bilgisayarda yazı yazıyordu.

Kapıdaki hareketi fark eden Gu Wei gözlerini kaldırmadı ve doğrudan, "Bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sordu.

Yue Fei kuru dudaklarını yalayarak çalışma odasına girdi, arkasından kapıyı kapattı ve masaya doğru yürüdü, "Bu kez dürüst olacağım."

Gu Wei'nin klavyede yazı yazan elleri duraksadı, "Ha?"

"Er Ge'nın arkadaşları beni görmek istemiş ve beni çağırması için onu ikna etmişler. Dage, Er Ge'yı çoktan azarladı ve beni eve sağ salim getirmesi için tembihledi."

"Seni mi görmek istemişler?" dedi Gu Wei, sandalyesini çevirdi ve Yue Fei'ye yanına gelmesini işaret etti, "Orada kimlerin olduğunu hatırlıyor musun?"

Yue Fei başını iki yana salladı, "Kim oldukları hakkında hiçbir fikrim yok."

Gu Wei: "Neyse, sorun değil. Gu Xing'in arkadaşları hep aynı kişiler zaten. Yarın Qiao Si'ye söylerim sana fotoğraflarını gönderir. Sen de kimlerin orada olduklarını tanımlarsın."

"Hı?" dedi Yue Fei. Gu Wei'nin bu meseleyi bu kadar büyütmesini hiç beklemiyordu, "Onları tanımladıktan sonra ne olacak ki?"

Gu Wei elini kaldırdı, avucunu Yue Fei'nin ensesine bastırdı ve onu daha da yakına çekti, "Benim eşim kimsenin seni istediği zaman çağırabileceği biri değil."

I Got Bitten After Transmigrating into a Pseudo-Beta [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin