Merhaba sevgili okurlarım bu kitabı eğlence amaçlı yazıyorum.
Elfin Defne Aslan (Karahanlı)
Onaylamaz bakışlarım ile "Mirza lütfen ama," dedim.
Mirza bana çocuk gibi göz devirirken onu umursamayarak "Sen merak ettiklerini sor ben cevaplarım Ömer," dedim ve tatlı olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yolladım.
Gözleri parlarken neşeli sesi ile "O zaman ilk ben soruyorum doğum tarihin ne?" diye sordu. Garip bir soruydu. Ne yapacak acaba doğum tarihi mi diye düşünmeden edememiştim.
Ben beynimin içinde cevabı düşünürken "31 Aralık," dedi Keskin abim. Ben hep ikilemde kalırdım, gerçek doğum tarihim mi yoksa kimlikte yazan mı diye.
Keskin abim yaslandığı koltuktan dik bit konuma gelirken "Sana bin defa dedim Elfin, sadece resmi yerlerde kimlikte ki doğum tarihini söyle normalde gerçeğini kullan," dedi.
Evet gerçekten bin defa söylesede benim beynim basmıyordu. Alengirli bütün işleri sıkıntısın algılayan beynim bu basit şeylere basmıyordu.
Ben balık gibi Keskin abime bakarken "Kimlikte ki hangi tarih yazıyor?" diye sordu Mirza.
"28 Aralık," dedim ve Keskin abimd döndüm ve "Normalde öne atmıyorlar mı tarihleri?" diye sordum.
Keskin abim demek istediğimi anlayarak "Araştıracağım güzelim merak etme," dedi ve göz kırptı. Allah'ım düşüyorum yarabbim.
Karşımda duran Emre bana gülümsedi ve "Keskin abim ile nasıl ve ne zaman tanıştınız?" diye sordu. İşte en sevdiğim soru.
İlk karşılaştığımız anı düşününce gülümsedim ve "Keskin abim ile Aytaç abim asker arkadaşı yani biz 9 senedir tanışıyoruz. Neyse abim askerden Keskin abi ile birlikte döndü, bizde bu sayede tanıştık," diyerek yanıtladım.
Fıraz düşünüyor gibi yaptı ve "Hım peki sevgilin var mı?" diye sordu Konu hep buraya geliyordu anasını satayım.
Başımı iki yana salladım ve "Hayır. O işe pek vaktim olmadı," dedim ardından Kuzey boğazını temizleyerek bana baktı "Peki şu hayatta en yakın gördüğün insan kim?" diye sordu.
Bu sorularım sebebini merak ediyordum gerçekten. Mantıksal olarak saçma sorulardı çünkü.
Sakin kalarak kibarca "Aslına bakılırsa en yakın gördüğüm kişi değil kişiler. İlk sırada bana hem anne hem baba olan Aytaç abim var. Annemin yokluğunu da hissettirmedi, babamın ilgisizliğinide. İkinci sırada Aytaç abim bana anne babalık yaptığı için onun yapamadığı abiliği yapan Mert abim var. Sonrası ile mahalleden birlikte büyüdüğüm Can, Umut, Enes, Efes ve Emin," dedim.
Mirza şaşkınlık ile bana dönerek "Hiç kız arkadaşın yok mu senin güzelim?" diye sordu.
Bense geçmişi hatırlamanın verdiği hüzün ile "O hatayı bir kere yaptım ve bedelini ödedim. Yok. Olmayacakta," dedim. Sesim oldukça net bir şekilde çıkmıştı.
Bir daha ailemden birini kaybetmeyi göze alamazdım. Almayacaktım da. Keşke denildiği gibi kadın kadının kurdu değilde yurdu olsa.
Bu konunun beni rahatsız ettiğini anlamış olacak ki "Neyse o zaman, peki kaçın sınıfsın?" diye sordu Güney.
Ona minnettar bakışlar atıp "Bir sene erken başladım yani geçenlerde üniversite sınavına girdim," dedim.
Çağrı "Güzel. Peki hangi bölümü istiyorsun?" diye sordu meraklı sesi ile.
Hiç beklemeden "İç mimarlık," dediğimde Keskin abi bana baktı ve şükür eder gibi "Sonunda ilk hayaline dönmüşsün," dedi ve ardından kahkaha attı. Benim kararsızlığım ona zevk veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berceste
Teen FictionElfin Defne 17 yıl sonra bulmuştu gerçek ailesini lakin abilerini bırakıp bilmediği bir aileye gitmek istemiyordu. Ama zorundaydı. Gerçek ailem, aşiret ve mafya kurgusudur.