14. Bölüm

456 39 22
                                    

Merhaba sevgili okurlarım bu kitabı eğlence amaçlı yazıyorum.

İlahi bakış açısı;

"Yani ne ben Elfin'e sadece abiyim ne de o bana sadece kardeş. Elfin benim her şeyim," dedi içtenlikle.

Elif hanım karşısında ki gence baktı ve bir kez daha rabbine şükretti. Kızı emin ellerde büyümüştü.

Sadece Elif hanım değil, Defne'nin varlığına mutlu olan herkes şükretti. Mirza bile ne kadar kıskansada kötü insanlar ile büyümediği için şükretti.

O gece daha fazla oturmaya gerek duymadılar, hem Aytaç'tan duydukları hem de Defne uyumadan önce konuşulanlar onlara yetmiş olacak ki herkes usul usul odalarına çekildi.

3 kişi hariç.

Ateş, Yavuz ve Yiğit çardakta oturmuş ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Annelerini geri kazanmaya başlamışken, yeni yeni ilgi ve sevgi almaya başlamışken ailelerine yeni doğan bir bebek edasıyla düşen bu kızın bütün ilgi ve sevgiyi tekrar onlardan almasından korkuyorlardı.

Onlar düşünerek bir çözüm yoluna varamayınca yatma kararı aldılar ve üçüde odalarına çekildiler.

Aytaç yattığı yerde içini bir huzursuzluk kaplayınca aklına hemen kardeşleri geldi. Önce yan bir şekilde yatakta yatan Mert'e baktı, mışıl mışıl uyuyordu.

Ardından hızla yerinden kalktı ve sessiz ama seri adımlar ile Defne'nin odasının önüne geldi.

Tam odaya girecekken onunla aynı hisleri yaşamış olan Mirza'da yanında bitti.

Aytaç "Seninde mi için huzursuz oldu?" diye sordu. Mirza başını evet anlamında sallayınca sessizce odaya girdiler.

Biri sağ biri sol yanından genç kıza yaklaştı. Defne'nin zaten beyaz olan teni kireç gibi olmuştu. Alnında ki boncuk boncuk terleri yanaklarına doğru süzülüyordu.

Aytaç zaten Defne'nin bu hallerini biliyordu, fazla stres yaptığı için bedeni ters tepki veriyordu.

Aytaç, karşısında ki endişeli adama baktı ve "Şimdi sakin ol ve mutfaktan bir leğen birazda sirke getir. Çok sessiz ol ve sakin davran bir şeyi yok," dedi.

Mirza bir robot gibi ona verilen komutu hemen uygulamaya koydu ve aşağıya indi. Saniyeler sonra geri gelince Aytaç eli ile kapıyı örtmesini söyleyip ayağa kalktı.

Mirza'nın elinde ki leğeni alıp Defne'nin odasında ki banyoya girdi hafif ılık bir su ayarlayıp leğene doldurdu.

Sirkeden de ekledikten sonra Mirza yokken hazırladığı bezleri suya daldırıp Defne'nin alnına koydu.

Ona soğuk gelen su ile irkilen genç kız "Abi, ben galiba fazla stres yaptım," tarzında bir şeyler fısıldadı.

Aytaç kardeşinin anlından öptü ve "Önemli değil abim ben buradayım," dedi. Mirza bir kez daha aralarında ki bağı kıskanmadan edemedi.

Defne abisinin sesini duyunca rahatlamış bir yüz ifadesine büründü ve alnında olan Aytaç'ın elini tutarak öptü.

"İyi ki varsın abim, beni bırakma olur mu, sen de gidersen ben ne yaparım ki?"

Defne ateşliyken hep çok konuşkan olduğu için Aytaç bu durumu garipsemesede Mirza fazlasıyla şaşırmıştı.

Aytaç elini tutan, kardeşinin elini öptü ve "Ben seni hiç bırakır mıyım abim? Her zaman buradayım," dedi.

Defne abisinin sözlerinden ve aynı zamanda yüksek ateşininde verdiği his ile uykuya daldı.

Aytaç alnında ki ve koltuk altlarında ki bezleri biraz bekledikten sonra yerlerinden aldı ve geri suya daldırıp çıkardı, fazla suyunu alıp eski yerlerine koyunca Defne hissettiği soğukluk ile irkildi ve "Abi, abim," diyerek mırıldandı.

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin