10. Bölüm

938 54 16
                                    

Merhaba sevgili okurlarım bu kitabı eğlence amaçlı yazıyorum.

Elfin Defne Aslan (Karahanlı)

Günün üzerimde ki yorgunluğu ve demin ettiğimiz kavga dolayısıyla uykuya dalmam çok uzun sürmedi.

Bedenimin havalandığını hissettim, kafam ise birinin boynuna düştü. Bu kişi Mirza'ydı, ona sinirim geçmemişti ama sesimi çıkarmadan öylece durdum.

Kucağında ben ile bir iki merdiven çıkıp kapıyı çaldı. Kapı saniyeler sonra Elif hanımın "Hoş geldiniz oğlum. Kızım uyuyor mu?" diye soran sesi duyuldu.

"Salona geçelim annem," dedi Mirza ve salona doğru yürümeye başladı. Beni odama bırakacağını düşünsem de benimle birlikte salona geçti ve koltuğa oturdu.

"Oğlum kızımı odasına bıraksana," diyen Agah beyin sesini duyduğumda hiç birinin uyumadığını anlamak zor olmadı.

"Çıkartacağım ama size bir şey söylemem lazım," dedi Mirza sıkıntılı bir sesle.

Agah bey derin bir iç çekti ve "Tamam konuşuruz oğlum ama kardeşini yatağına bırak. Uyanmasın kızım," dedi.

"Kulağında kulaklık var ve uykusu ağır uyanmaz," dedi Mirza. Uykum ağırdı ama yanımda konuşulurken uyuyamazdım.

Elif hanım eşinin daha fazla itiraz etmesine müsade etmeden "Tamam o zaman oğlum," dedi.

Mirza alnıma bir öpücük kondurup derin bir nefes aldı ve "Defne ile mekandan çıkarken magazincilere denk geldik, niye yan yana ve el ele olduğumuzu sorduklarında, Defne zamanı gelince anlatacağım dedi ve oradan ayrıldık. Ona ne zaman bir Karahanlı olduğunu duyuracağımızı sorduğum da, eğer reşit olana kadar hepiniz beni kabul etmiş olursanız duyururuz ama biriniz bile istemezse giderim dedi. Ben de kaybetme korkusu ile bizden gidemeyeceğini söyleyince biraz tartıştık ve Defne bir anda kafasına silah dayadı baba, beni bırakmazsanız istenmediğim yerden ya dirim ya ölüm dedi. O an çok korktum ya o da İpek'im gibi gitseydi ne yapardım ben," dedi acı dolu sesiyle.

Ortamdan bir anda şaşkınlık nidaları döküldü Ateş "En azından ufakda olsa gurur var. İstenmediği yerde durmuyor," dedi.

Agah bey sinirle "Ateş kapat çeneni, Mirza sen de bir daha kızım ile tartışmıyorsun. Farkında değil misiniz çocuk gibi büyümemiş istediklerini eline vermek yerine söke söke almayı öğretmişler," dediğinde beni gözlemlediğini anladım.

Berzan sıkıntılı bir ses ile "Peki baba ya gitmek isterse ne yapacağız?" diye sordu.

"Oğlum kızım geleli daha 2 gün oldu önümüzde 6 ay varken geleceği düşünmek mantıksız," dedi Agah bey.

Haklıydı, belki onlar ile aram çok iyi olacaktı ama buna ihtimal vermiyor gibi karamsar konuşuyorlardı.

Onlarda kardeşlerini tanıyorlardı, bir bakıma haklılardı ama kesin hükümlü olmamak gerekirdi.

"Neyse o zaman ben Defne'yi yatağına bırakayım size iyi geceler," diyerek solandan çıktı.

Sakin adımları ile benim odamın olduğu kata geldi ve kapıyı açarak içeriye girdi.

Beni nazikçe yatağıma bıraktı ve yanıma oturarak saçlarımı okşamaya başladı.

"O gün geldiğin de lütfen bizden gitme abim," dedi ve saçlarımı öperek yanımdan kalktı.

O yanımdan kalktığında yeni uyanmış gibi bir hale bürünerek "Saat kaç?" diye sordum.

Mirza uyanmamı beklemediği için şaşırmıştı fakat hemen kendini toparlayarak "Saat 2 olmak üzere," dediğinde başımı salladım ve yattığım yerden doğruldum.

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin