12. Bölüm

278 29 12
                                    

Merhaba sevgili okurlarım kitabı eğlence amaçlı yazıyorum.

Elfin Defne Aslan (Karahanlı)

Çocuksu bir heyecan ole "Yani abin miyim?" diye sordu "Evet Mirza abimsin."

Mirza duyduklarını karşısında şoka girmişti ki Berzan koluna bir cimdik attı.

Mirza anında kendine geldi ve ayağa kalktığı gibi yanıma gelip bana sarıldı.

Onun mutlu olduğunu görmek beni de mutlu etmişti. Mirza'ya sıkıca sarıldıktan sonra ondan ayrıldım ve "Otur hepiniz bir aradayken size söyleyeceklerim var." dedim.

Mirza hemen yerine oturdu ve bana bakmaya başladı. Ben de geri Can ve Efes'in arasına oturdum.

"Öncelikle abilerim. Biliyorsunuz 6 ay var reşit olmama ben bu 6 ay boyunca burada kalacağım her ne olursa olsun. Siz ben sizden yardım istemediğim sürece hiç bir olaya karışmayacaksınız." dedim ve Mirza'ya bakarak "Şuan bu evde 3 kişi beni istemiyor. Aramızda ki eksiklerden de fark edilmiştir zaten. Eğer ben reşit olana kadar beni kabul etmezlerse bu evden gideceğim. Sana söyledim Mirza ben aklıma koyduğumu yaparım." diye ekledim.

Aytaç abim huzursuz mırıltılar çıkarttı ve "İstenmiyorsan bir saniye durmayalım abim. İstediğin her yere götürürüm seni." dedi.

Abime döndüm ve tatlı bir tebessüm sunup "10 kişi içinden sadece 3 kişi istemiyor diye diğer 7 kişiye haksızlık edemem ki abi." dedim.

Abim benim anne ihtiyacımı biliyordu ve bu sebepten sessiz kalıyordu.

Mert abim "Sen nasıl istersen güzelim. Biliyorsun tek bir alo demen yeter." dedi ve güven veren bir şekilde göz kırptı.

Emin, Enes, Efes ve Umut bana baktılar "Arayacağın kişiyi de geleceğin yeri de biliyorsun Elfin." dedi Umut.

Ardından Enes "İstersen dünyayı ayaklarına sererim Elfin, unutma." dedi ve kalktığı yere geri oturdu.

Efes ve Can bana sıkıca sarıldılar sadece onların varlıklarını hissetmek bile yeterdi ki bana.

Sıra Emin'e gelmişti. En çok onunla vakit geçiriyordum "Elfin, sana olan sevgimide korumacılığımıda biliyorsun. Ufacık bir şeyde bile beni arayabilirsin." dedi ve alnımı öptükten sonra yerine oturdu.

Berat abim yavaş adımlar ile yanıma geldi ve "Abim ben normal bir polisim. Desem ki bunların topuğuna sıkarım bir mafya bir polis var burada çok sıkıntı yaşarım ama biliyorsun varım yani." dedi ve hafif bir şekilde güldü.

Hepimiz söylediklerini kavrayınca kahkahaya boğulduk.

Berat abime sarıldım ve "Senin varlığın yeter polis civanım." dedim.

Berat abim sıkıca sarıldıktan sonra "Bizim gitmemiz lazım balım, Ediz'in stajı benim ise dosyam var." dediğinde başımı salladım ve "Allahı'm işlerinizi kolaylaştırsın abim, evinize sağlıkla dönün." dedim.

Bu benim her zaman okuduğum, dilimde olan dualardan birisiydi.

Berat abim ve diğerleri bu dualarıma alışık olduğu için garipsemeselerde Karahanlı kardeşler şaşkınca bakıyordu.

Berat abim ve Ediz'i yolcu ettikten sonra tekrardan sessizliğe gömülmüş oturuyorduk.

Mutfaktan annem "Çocuklar gelin çay içelim." diye seslenince hepimiz ayaklandık ve mutfağa doğru adımladık.

Aklıma Emirhan'ın burada olduğu gelince mutfağa vardığım gibi Agah beye "Benim bir arkadaşım burada da acaba buraya çağırabilir miyim?" diye sordum.

BercesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin