18♤Tutku

6K 178 8
                                        

Günler hızlıca geçip gidiyordu. Bu günlerde daha fazla yaklaşmıştık Arslan'la. Artık kendimi ona uzak hissetmiyordum. Sanki yılların evli çiftleriymiş gibi..

Arslan bana, ben ona çok alışmıştım. Bu iyi bir şey miydi bilmiyordum, ama kendimi iyi hissediyordum. Onunla beraber olmayı, onunla yakın olmayı seviyordum.
Aşamadığımız bir kaç sorunumuz vardı tabii. Bunlardan biride oda sorunuydu. Ben hep kaçıyordum..
Neden böyle davranıyordum bilmiyordum ama içimde garip bir korku hissi vardı. Kısacık zamanda bunu aşamazdım. Sonuçta bizim aşktan evliliğe değil, evlilikten aşka geçiş yapmıştık, ya da yapmaya çalışıyorduk. Arslan'dan hoşlandığım gayet açıktı, ona karşı duygularım vardı. Ama bu basit bir hoşlanma mıydı yoksa sırılsıklam aşk mıydı henüz bilmiyordum. Aklımda olan bu sorular kalbimi rahatsız ediyordu. Çok fazla düşünen biri olduğum için ekstra bir kaygılanıyordum. Bu garip duyguları, korkuyu aşmak istiyordum artık. Ama zordu..
İnsan kendi babasının, abisinin ihanetini gördükten sonra yeniden iyileşmesi, inanıp güvenmesi zor olurdu.
Yinede her şeye rağmen Arslan benim duvarlarımı aşmayı başarıyordu

Yeni duvarlar örmeme izin vermiyordu. Ya da ördüğüm o duvarlara yeni bir kat eklememe izin vermiyordu

Camdan aşağıya şirkete girip çıkan adamlara bakıyordum dikkatle. Dışarıyı izlemeyi seviyordum

Masamın üzerindeki dosyaları patronuma götürmek için alıp çıktım. Kolidorda yeni işe giren Yavuz'la karşılaştım. Gülümseyerek 'selam' demişti bana. Sadece bir kaç gündür tanıyordu beni, ama buna rağmen sanki kaç yıldır tanıyormuş gibi davranıyordu

"Dosyaları mı götürüyorsun?"

"Evet" dedim

"Bende az önce teslim ettim" dedi

Bundan bana ne?

Gülümseyerek kafamı salladım. Yanından geçip gidecekken kolumdan tuttu. Bakışlarım koluma dokunan ellerine gidince hemen çekti

"Pardon, ben şey soracaktım sana"

"Ne soracaktın?" dedim düz sesimle

"Yarın haftasonu, müsait misin?"

Bu Yavuz benim evli olduğumu biliyor muydu acaba?

"Ne için sordun?" ne söylemek istediğini anlamıştım ama yinede sordum

"Eğer müsaitsen, bir kahve içsek.."

Bir dahaki sefere yüzüğümü takacağım..

"Kusura bakma ama müsait değilim"
Dönüp gidecekken Arslan'ın patronumla bir şeyler konuştuğunu gördüm. Daha doğrusu patronum konuşuyor, Arslan'ın bakışları benim üzerimdeydi
Elimdeki dosyalarla yanlarına doğru gittim

"Dosyaları getirdim efendim, hoşgeldiniz Arslan bey" dedim. Sonuçta şirketteyiz..
Arslan kaşları çatılmış bir şekilde bakıyordu bana.
Yanlarında daha fazla kalmayıp kendi odama doğru yola koyuldum. Ama Yavuz da kolidorda benle beraber yürüdü. Ve yine kahve konusu açmıştı..
Konuşma tarzıda iyice canımı sıkmaya başlamıştı

"Yavuz..Yavuz bey, yarında, diğer günde, daha sonrada müsait değilim, kocamla beraber gideceğim ben kahve içmeye, siz size eşlik etmek için başka birisini bulsanız daha iyi olur" dedim ve odama gittim. Sakız gibi yapışmıştı resmen..
Bir kere reddettim dimi tekrar neden soruyorsun?

Odama gidip kendimi koltuğa attım. İşimde bitmiş sayılırdı..
Rahat bir nefes alabilirdim sonunda

Gözlerimi kapattım. Kafamı koltuk başlığına yasladım...
Bugün çok yorulmuştum, halsiz hissediyordum

Niran/ Berdel✔️(Ateş Serisi 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin