⭐️İyi okumalar.⭐️
⭐️⭐️⭐️
"Şey, kusura bakma. Bizim yüzümüzden okula gidemedin." Dediğimde Eren'in ağzına, çorbaya bandırdığım ekmeği tıkıştırmıştım.
"Saçmalama, okul önemli mi şu an?" Dediğinde hafif tebessüm etmiştim. O da gülüp Eren'in saçlarını karıştırmıştı.
"Sen bugün gelmezsin, ödevi bana ver izin işini de hallederim-" Dediğinde elimi sallayıp reddettim. Yanlış anlaşılma gibi bir şey yaşamak istemiyordum.
"İznimi kendim alırım, şey yani zaten bu haftalık işten de izin alacağım." Dediğimde anlamasa da onaylamıştı. Okulda o öğretmen ben öğrenci konumundaydım ve lisede bu yanlış anlaşılma kötü sonuçlar doğuruyordu. Üniversitede de öyle olabilirdi. Tamamen tedbir.
"Bir şeye ihtiyacınız olursa ararsın beni." Dediğinde teşekkür edip onayladım. Kahvaltıdan sonra Furkan Eren'i yatırmış ve Eren'le vedalaştıktan sonra ödevimi istemişti.
Ben hemen Eren'in odasının yanındaki odama girdiğimde kapıda beklemişti. Çantama koyduğum ödevi alıp odadan çıktığımda elimdeki ödevi alıp kontrol etmişti hemen. Gerçekten sinir bozucuydu.
Ödevi elinde sallarken sırıtmış, "Bu defa olmuş ama diğer ödevinizi ben vereceğim. Daha zor olacak." Demişti. Zaten iki dakika normal bir insan gibi davrandı ya, bozmasa olmazdı.
"Hocan sayılırım biliyorsun değil mi, bana öyle göz devirmen yanlış yani." Dediğinde az kalsın yine gözlerimi devirecektim ki bakışlarımı kaçırdım.
"Bekle bir dakika." Diyerek Eren'in odasına girdim ve kabanını ona geri verdim. "Ah, unutuyordum. Sen de iç o çorbadan, hasta olursun." Dediğinde onaylamıştım. Tam gidecekken seslenmemle durmuştu açtığı kapıyla.
"Şey, teşekkür ederim. Sen olmasan ben o telaşla ne yapardım bilmiyorum." Dediğimde gülüp başını sallamış ve el sallayıp çıkmıştı kapıdan.
İlk önce okulu arayıp bu üç gün için izin almıştım. Sonra da işi arayıp bu hafta için izin almıştım. Her iki yerden de izin almanın rahatlığıyla mutfağa gitmiş ve etrafı toparlamaya başlamıştım. Ben tam mutfağı toparlamıştım ki zil çalmıştı. Furkan bir şey mi unutmuştu acaba?
Kapıyı açtığımda karşımda Furkan değil, Tunahan vardı. Çekingence gülümsediğinde öylece dikildiğimizi fark etmiş ve nezaketen davet etmiştim.
"İçeri gelmek ister misin?" Dediğimde hemen başını olumsuz anlamda sallayıp bana bir kitapçık uzatmıştı. Bu benim kitapçığımdı, Furkan'ın verdiği.
"Kafede unutmuşsun, adının yazdığını görünce adresini de arkadaşlarından aldım ve getireyim dedim. Kardeşin hastaymış gelemezsin, ödevin de acil olabilir diye. Ah, haber de veremedim, numaran yoktu." Dediğinde teşekkür etmiştim. Eren için bir de kafeden muzlu pasta getirmişti.
Elindeki pastayı uzatınca aldım ve numaralarımızı da birbirimize verdikten sonra tekrar teşekkür etmiştim ve gitmişti. Kitapçığı odama masanın üzerine bıraktıktan sonra pastayı dolaba koymuştum.
Eren'in odasına gidip ateşini kontrol ettiğimde uyanmıştı. Ateşi yoktu çok şükür ki. Eren'in yatağına tam yanına kıvrılmış, minik bedene sıkmadan sarılmıştım. Hala bebeksi kokusunu iyice içime çekmiştim.
***
Gözlerimi açtığımda ne zaman uyuduğumu düşünmeye çalışırken yanımda Eren'in olmadığını görünce endişelenerek kalkmıştım. Birden kalktığım için başım dönmüş olsa da zorlansam bile odadan çıkmıştım.
Televizyon sesiyle rahat bir nefes verip odaya girdiğimde yanındaki Furkan'la oturmuş, gülüşerek televizyon izlediklerini görmüştüm. Bu buraya nasıl girmişti? Gittiğine emindim halbuki.
"Ablaa!" Eren beni görünce koşarak yanıma gelmiş ve kucağıma atlamıştı. Hemen tutmuş, Furkan'ın yanına gitmiştim.
"Neden buradasın? Yani kusura bakma, gelebilirsin tabii ki ama en son gittin diye hatırlıyordum." Dediğimde gülmüş ve yanına oturduğum için bana dönmüştü. Elindeki yedek anahtarı gösterince anlamıştım biraz.
"Zile bastım, açan olmayınca gidecektim ki Eren seslenince durdum ve kapıyı açmasını istedim ama kilitlemişsin. İyi de yapmışsın, evde çocuk var. Yedek anahtarın yerini Eren söyledi." Dediğinde kucağımda oturan Eren'in saçlarına öpücük kondururken onaylamıştım onu.
⭐️⭐️⭐️
⭐️Umarım beğenmişsinizdir, yorumlarınızı bekliyorum.⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Kokusu ⭐️
Teen Fiction"Ölmek için doğmuştur insan, o yüzden bayılır yağmur sonrası toprak kokusuna..."