⭐️İyi okumalar.⭐️
⭐️⭐️⭐️
Eve girince aklıma doluşan sahnelerden dolayı tekrar gözlerim dolmaya başlamıştı. Eren olmadan ben ne yapacaktım şimdi? Arkamdan gelen ikiliyle onlara döndüm.
"Ben uyuyacağım biraz. Siz takılın öyle." Diyerek odama gidiyordum ki Furkan kolumu tutup durdurmuştu beni. Yiğit'te kolumdaki Furkan'ın eline bakıyordu öylece.
"Böyle karalar bağlayıp Eren'i onlara bıraktıktan sonra hayatına devam mı edeceksin?!" Bana bunu nasıl söyleyebilirdi ya? Hayatıma devam edemezdim Eren olmadan. Karalar falan bağlamam da normal değil miydi ki Allah aşkına?!
"Sen ne anlarsın ki?!" Dedim boşvermişlikle. Onunla uğraşmayacaktım. Zaten mecalim yoktu hiç. Eren'im şimdi kim bilir ne yapıyordur? Ağlıyor mudur ki?
"Bak Eylül, anlamam belki ama sana yardım edip Eren'i geri alabiliriz." Dediğinde yutkunup bakışlarımı gözlerine çevirdim. Nasıl olacaktı o? Zaten yetimhane müdürüyle de saçma sapan bir şeyler konuşmuşlardı.
"Nasıl olacak o anlatsana biraz!" Diye söylendiğimde gülümsemişti. Bu durumda gülümseyebiliyor muydu?
"Evleneceksin benimle." Dediğinde Yiğit kahkaha atmaya başlamıştı. Sinir bozukluğuyla güldüğü çok belliydi, ben onu da yapamıyordum. Ne diyordu bu be? Saçma sapan!
"Saçmalama, komik şakalar yap bir daha." Diyerek elimi çekmek istediğimde daha sıkı tutmuş, kaşlarımı çatmamı sağlamıştı.
"Bırak!" Dediğimde beni salonun duvarına yaslayıp üzerime eğilmişti. Yiğit sinirli sinirli arkada söyleniyordu. Başka bir durumda olsaydık gülerdim ona.
"Evleneceksin benimle dedim Eylül. Eren'i kurtarmak istiyor musun sen onu söyle." Dediğinde o kadar yakındı ki yutkundum istemsizce.
"İstiyorum tabii ki, yani Eren'i." Dediğimde kıkırdamasıyla gözlerimi kaçırmıştım. Pislik çok yakışıklıydı.
"O zaman evleniyoruz. O kadar. Evlenip Eren'i koruyucu aile olarak alacağız ve ben de zengin ve genç, yakışıklı kocan olacağım için Eren'i bir daha alamayacaklar bizden. Anladın mı?" Dediğimde gözüm Yiğit'e kaymıştı. Düşünceli bir şekilde yere bakıyordu.
"Y-yani evlenirsek Eren'i bir daha almayacaklar mı benden?" Dediğimde gülümseyişini bozmadan onaylamıştı beni.
"Ama sırf bu yüzden benimle evli kalmak zorunda olacaksın. Ve bu gerçek bir evlilik olmadığı için benden bir şey bekleyemezsin. Bu sana uygun olacak mı? Benimle evliyken başka kızlara da gidemezsin." Diye ona gerçekleri hatırlattığımda bir kısımda bozulsa da son cümlede kahkaha atmıştı.
"Aptal mısın, numara mı yapıyorsun bilmiyorum ama ben seni seviyorum Eylül. Bunu sana söyledim daha önce de. Başka kızlara normalde de bakmadım hiç, bakmam da." Dediğinde gözlerimi devirdim.
"Ayrıca hiç de öyle bir şeyler beklemem senden. Ama günün birinde sen istersen o zaman belki-" Elimle dudaklarını kapattım hemen. Sapık adam! Gülüp elimin içini öptüğünde hemen elimi çekmiştim. Yiğit gelip Furkan'ı üzerimden çektiğinde önüme geçmişti.
"Yeter saçmaladığın, git hadi sen. Eylül'den de uzak dursan iyi edersin." Dediğinde Furkan kaşları çatık bakmıştı Yiğit'in yüzüne.
"Komiksin! Kim olarak söylüyorsun bana bunu? Eylül kabul ederse ne yapabilirsin ki?" Dediğinde Yiğit gülmüştü.
"Abisi sayılırım onun ben. Kardeşim gibi gördüğüm bir kızı korumam sence komik bir şey mi? Ayrıca Eylül kabul ederse bir şey diyemem ama onu seven biri olarak ne güzel bir evlenme teklifi ettin sen öyle!" Diye söylendiğinde gülmemi sağlamıştı sitemli sesi. Aşırı komik bir şekilde söylemişti çünkü.
"Eylül, kararını bana bildirirsin. Unutma her şey Eren için." Dediğinde tekrar ciddileşmiştim. Eren için, onu sevdiğimi bile söyleyemeden evlenecek miydik?
Onu sevdiğimi çoktan fark etsem de söylemek gelmiyordu dilimin ucuna. Ben bu konularda rahat konuşabilenler gibi olamıyordum hiçbir zaman.
Sâhi, ne zaman aşık olmuştum ki? İlk öpüştüğümüz zaman mı? Ya da daha önce miydi? Bilmiyorum ama bir şekilde aşık olmuştum işte.
⭐️⭐️⭐️
⭐️Yorumlarınızı bekliyorum.⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Kokusu ⭐️
Fiksi Remaja"Ölmek için doğmuştur insan, o yüzden bayılır yağmur sonrası toprak kokusuna..."