⭐️İyi okumalar.⭐️
⭐️⭐️⭐️
Furkan yatağa uzanınca ben de biraz çekinerek yanına yattım. İkimiz de tavanla bakışırken birden bana dönüp benim de ona dönmemi sağladı. Biz öylece bakışırken birden açılan kapıyla irkilerek kalktım hızlıca.
Eren ağlayarak ve minik yumruklarıyla gözlerini silerken yanıma gelmişti. Onu hemen kucağıma alarak yatağıma oturduğumda Furkan da oturur hale gelmişti çoktan.
"Noldu bebeğim, kabus mu gördün?" Dediğimde iç çekerek biraz daha ağlamış, o ağlarken içim yana yana onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Abla, korktum. Canavarlar vardı, çok korktum!" Diye sıkıca boynuma sarıldığında ben de onu sıkıca sarmıştım. Eren'i yatağın ortasına yatırıp yan bir şekilde ben de ona dönük yattığımda Furkan'da Eren'in diğer yanına uzanmıştı benim gibi.
Eren ikimize de bakıp en son bana dönüp tek kolunu belime atmış, tekini aramıza koyarak başını da göğsüme yaslamıştı. Ben de onun saçlarını okşarken bizi gülümseyerek izleyen Furkan'ı görünce gülümsemiştim.
Yorganın üzerine yattığımız için Furkan Eren'i rahatsız etmemek için kalkıp odadan çıkmış elinde yorganla geri gelmişti. Yorganı örtüp yattığında onu izlerken gözlerim kapanmaya başlamıştı. Eren çoktan uyuduğu için ben de rahatça gözlerimi kapatmıştım.
***
Sabah gözlerimi açtığımda çok güzel bir kokuyla mutlu bir şekilde uyanmıştım. Eren yanımda mışıl mışıl uyuyordu ama Furkan yoktu.
Eren'i uyandırmadan kalkıp sessizce mutfağa gittiğimde mutfak önlükleriyle kahvaltı hazırlayan Yiğit ve Furkan'ı görmüştüm. Kapıya yaslanarak bir süre onları izledim. İstemsizce gülümsetmişti bu halleri beni. Kaynaşmaları benim için iyi olurdu.
İçeriye girerken iş aramaya devam etmem gerektiğini hatırlamıştım. Durumumuz zaten kötüydü bu yüzden bir an önce bir iş bulmalıydım. Bulaşıkçılık bile yapabilirdim.
Zil çalınca hemen gidip kapıyı açmıştım. Gelen beyaz önlüklü kişilerdi. Şaşırmış, biraz da endişelenmiştim.
"Eylül Hanım kardeşiniz Eren hakkında şikayet aldık. Durumunuzun ona bakmaya uygun olmadığını ve sizin de okuduğunuz için düzgün bir işte çalışamadığınızı öğrendik. Araştır-" Kadının sözünü kesen arkamdaki Furkan'ın sesiydi.
"Ne saçmalıyorsunuz siz? Ablası gayet iyi bakıyor Eren'e. Şu an bir işi olmasa da iş bulmak üzere. Hem şikayet eden kim?" Dediğinde ağlamak üzereydim. Kadın gıcık olmuş gibi Furkan'a bakmış ve açıklamıştı.
"Bu durumda şikayet edeni gizli tutmak zorundayız. Sadece Eren'i şu an almakla sorumluyuz. Bu da mahkeme kararı. Lütfen zorluk çıkarmayın." Diyen kadına karşı hiçbir şey demeden içeri kaçmış ve Eren'imin yanına gitmiştim. Odaya aniden girince uyanan miniğime koşup sarılmıştım.
Eren birden ona sarılmamdan dolayı korkmuş olacak ki, oflayıp benden kurtulmaya çalışmıştı. Hayır, vermezdim ki ben Eren'imi. Onu ben büyütmüştüm 4 yaşına kadar. Onun hiçbir ihtiyacını geciktirmemiştim bile.
Kim niye böyle bir şikayette bulunmuştu ki? Ben Eren'e bakamıyor muydum? Bir süre işsiz kaldım diye Eren'e bakamayacak mıydım? Vermeyeceğim işte! Eren benden ayrı tek bir gün bile geçirmemişti ki? O bensiz yapamazdı, ben de onsuz.
Odaya giren görevlilerle Furkan yanıma gelmiş ve onlara durmalarını söylemişti. Yanıma oturmuş bana ve Eren'e sarılmıştı. Kapıdan bizi izleyen Yiğit de ağlıyordu. Eren de bu durumda tabii ki ağlıyordu. Furkan ise kızarık gözlerle bakıyordu bize.
"Onlara vermem Eren'i." Demiştim Furkan'a ağlayarak. Furkan da bana hüzünlü bakışlar atarken sakin olmamı ve şu anlık Eren'i vermemi söylüyordu. Saçmalıyordu. Vermeyecektim.
"Abla noluyor? Korkuyorum ağlama nolur." Diyerek gözyaşlarımı silen miniğime bakmıştım tekrar. Benim anlatamayacağımı bildiği için Furkan Eren'in önüne gelecek şekilde yere çökmüştü.
"Eren abiciğim, sen bir süre başka bir yerde kalacaksın. Senin gibi minik çocuklar var orada. Ama biz seni alacağız tamam mı? Bizi beklemen lazım." Dediğinde Eren bana bakmıştı aniden. Beni bırakma dermiş gibi. Onun bu bakışına dayanamayıp tekrar başlamıştım ağlamaya.
⭐️⭐️⭐️
⭐️Yorumlarınızı bekliyorum.⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Kokusu ⭐️
Teen Fiction"Ölmek için doğmuştur insan, o yüzden bayılır yağmur sonrası toprak kokusuna..."