⭐️Düzenlediğim bölümü yayınlıyorum direkt. İyi okumalar.⭐️
⭐️⭐️⭐️
Sabah yine Eren'in karnını doyurup onu geri uyutmuş ve üst komşumuza yedek anahtar verip ona emanet etmiştim. Dediğim gibi bazen ona emanet ediyordum, içim rahat etmese de tek kalmasından iyiydi.
"Eylül, kızım istersen bize getir sen her gün Eren'i. Benim kızla akran zaten, iyi oynuyorlar benim de işime geliyor." Dediğinde rahatlamıştım. Gerçekten daha iyi olurdu, hem Eren de sıkılmazdı. Kadına da güveniyordum.
"Gerçekten mi? Ama rahatsız olursanız lütfen söyleyin ve teşekkür ederim, anahtarı her gün almayayım ben, sizde kalsın." Dediğimde anahtarın yedeğini yine de ona bırakmıştım. O kadına güveniyordum biraz. İyi bir insandı ve onun da dört yaşında şirin bir kızı vardı.
"Tamam güzel kızım, sana iyi dersler. Aklın kalmasın burada." Demiş ve beni uğurlayıp Eren'i almıştı. İnip hemen otobüse yetişmek için hızlı olmaya çalışmıştım.
Okul günleri haftada sadece üç gündü. Salı, Çarşamba ve Perşembe günleriydi. O günler öğlene kadar dersim oluyordu, öğleden sonra da işe gidiyordum. Diğer üç gün tam gün çalışıyordum. Pazar tatildi.
Okula geldiğimde tam dersliğe girecektim ki elinde kitaplarla giren yeni gelen asistan dikkatimi çekmişti. Şu bizim dersimize en çok giren hocanın gözde öğrencisiymiş lisedeyken. Adının Furkan olduğunu öğrenmiştim. Artık öğretmenimizdi.
Derse girmiş ve bize geçen ay verilen ödevleri kontrol etmeye başlamıştı. Ve bu arada benden 2 yaş büyüktü, son sınıfının son dönemi olduğunu söylemişti. Birkaç aya bitecek ve görevine başlayacaktı.
Sıra benim ödevime geldiğinde kaşlarını çatmış ve sayfadaki bazı yerleri işaretlemişti.
"Olmamış bu. Dikkat etmen gereken püf noktalar var. Tekrar sıfırdan yapacaksın ve sadece iki hafta süre veriyorum sana." Dediğinde sinirden deliye dönmüştüm. Ben o ödev için bir ay uğraşmıştım şimdi de bana baştan yapmam için iki hafta mı veriyordu?!
"Yapamam. Kusura bakmayın ama bir ay uğraştığım bir ödevi ben iki haftada yapamam." Dediğimde burnundan sert bir nefes vermişti.
"O zaman seni bu dönem bu dersten bırakırım. Zorunlu dersiniz bir de." Dediğinde sinirden ağlayacak kıvama gelmiştim. "Evet?" Demişti cevabımı beklerken. Her şeyi biliyormuş havasıyla ciddiyetle bakan suratına sinirle baktım ve iyice aklıma kazıdım.
"Peki." Dedim titreyen sesimle. Memnuniyetle gülüp yanımdan ayrılmıştı. Gerçekten çok sinir bozucuydu.
Sonra ders bitene kadar ödevleri kontrol etmiş, biraz da ileride bize yapacağı işkencelerden bahsetmişti. Ders sonuna kadar zor dayanmıştım. Gerçekten ben kimseye bu kadar gıcık olmamıştım sanırım.
***
Dersten sonra sınıftan çıkmış, lavaboya gitmek için koridoru dönmüştüm. Ama birden yanımda beliren bedenle oraya bakmıştım. O Furkan denen asistandı bu.
"Unutmuştum bu arada, senin adın neydi? Kaç yaşındasın?" Demişti birden konu açarken. Kısaca cevaplamıştım onu. Birden sorduğu soruyla derin bir nefes aldım.
"Eylül ben." Demiştim. Gülümsemiş ve gülümsediğinde gerçekten sinir olmuştum. Ne istiyordu benden? Tamam dedik işte, ne uzatıyordu ki?
"20 de neden sordunuz anlamadım?" Demiştim. Omuz silkip "Öylesine, merak." demişti. Ben de bir şey dememiş, ondan müsaade isteyip lavaboya girmiştim.
"Benimle bu kadar samimi olmayın." Demiştim son kez içeriye girmeden. O da kaşlarını çatmış ama bana bir şey demesine müsaade etmeden içeriye girmiştim.
Lavabodan çıkıp derslere girmiştim. Dersler bitince hızlıca okuldan çıkıp çantamı sırtıma tam takıp okul ve ev arasında eve de okula da yakın olan kafeye yürüdüm.
Bugün zaten çok yorucuydu, bir de yeni yorucu bir şeyle karşılaşmıştım. Tam da doğum günümde bu bana ceza olarak verilmiş olmalıydı.
İşin çabucak bitmesini istiyordum çünkü minik bebeğimi çok özlemiştim ve Pazartesi, Cuma bir de Cumartesi çok çalışmadığım için hafta içi üç gün çok geçe kadar çalışıyor ve onu daha az görüyordum. Çok özlüyordum bu yüzden.
⭐️⭐️⭐️
⭐️Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum.⭐️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Kokusu ⭐️
Novela Juvenil"Ölmek için doğmuştur insan, o yüzden bayılır yağmur sonrası toprak kokusuna..."