BÖLÜM ŞARKISI:
Angus & Julia Stone - For You
BÖLÜM 16
Genç adam öğrendiği gerçekle şaşırmamıştı. Ama yinede ellerini sıkıntıyla buklelerinden geçirmeden de edemedi. Şimdilik kafasına takmaması gereken bir konuydu. Bir terslik olacağını önceden tahmin ettiği gibi o şeytanlara haddini çok iyi bir şekilde bildireceğini biliyordu. Hedefi olan şeytandan bir kez daha nefret etti. Bu işin sonu tam istediği gibi olacaktı.
"Tamam. O iş şimdilik bitti."
Karşı taraftan onayı aldığında telefonu hayret edici bir sakinlikle kapattıktan sonra masaya koydu. Derin bir nefes aldı, parmakları kırmızı şarap şişesini buldu.Diğer eli çenesini sıvazladı. Büyük ihtimal ile onun yaptığı tahmin bile edilmeyecekti. Eğer ondan şüphelenirse işe karışacaktı. Şimdilik uzaktan izlemek daha iyiydi. Kendi sıkıntıları zaten başını ağrıtmaya yetiyordu. Şakaklarını ovdu. Şarabından hızlıca bir yudum kaptı.
Genç adam yaralıydı. Merhemi de her zamanki gibi şaraptı.
KELSEY JEPSEN
42.Gün
Ilıklaştırdığım suyun altına bedenimi getirdikten sonra saçlarımı geriye doğru attım ve suyun bedenimden akıp gitmesini izledim. Küçük bir bölmeye benim için koyulmuş ürünlerden kiraz kokulu şampuanı aldım ve yavaşça saçlarımı sürerek ovalamaya başladım. Bu evde geçirdiğim bir hafta beş gün tuhaftır ki bana iyi gelmişti. Birlikte yaşadığım herifler gerçekten aptaldı. Ama onlara alışmıştım. Gerçekten. Beni her ne kadar iki üç kez dışarı salsalar da bana zarar vermemişlerdi. Kıvırcıkla bir türlü konuşamamıştım. Neden beni gruplarına istediler? Neden bana en başta zarar verdiler? Evan'la alıp veremedikleri nedir?
Saçlarımı hallettikten sonra hızlıca tüm vücudumu da bitirip, duştan çıktım. Bugün ev sakindi. Herkes bir yerlere dağılmış, herkesin uğraştığı şeyler farklıydı. Bu evde çoğunlukla ben kalıyordum. Ahmaklar daha çok yemek yemeye geliyordu. Ya da onlara pansumam yapmam gerektiğinde. Resmen onlar için hizmetçi gibiydim. Bir an önce para bulmam gerekiyordu. Hastane masrafları için bankaya para yüklemem gerekiyordu. Zamanın geldiğine adım gibi emindim.
Kurulama işlemimi kısa tuttuktan sonra siyah tişörtümü üstüme geçirdim. Aptal heriflerin kıyafet anlayışı sadece siyah-gri tişörtlerden ve pantolonlardan ibaretti. Bana alınan tüm kıyafetlerin hepsi siyah ve griydi. Aynı zaman da buraya geldiğim boğazlı üstüm hariç tüm üstler tişörttü. Tanrı aşkına, üşüyeceğimi hiç mi düşünmüyorsunuz? Göt herifler. Derin bir nefes aldım. Söylene söylene tişörtümü ve pantolonumu da giydikten sonra mavi gözün yeni yıkanmış çamaşırlar arasında bulduğum koyu kazağını, tişörtün üstüne geçirdim. Şimdi daha iyiydim.
Çoraplarımı da giydikten sonra saçlarımı havluyla havalandırdım ve ıslak bir şekilde bıraktım. Aşağıdan sesler gelmeye başlamıştı. Sanırım standart kavgalardan biriydi. George tam bir aptaldı. O herifi ne zaman görsem alay eden sırıtışıyla bana laf atıyor ya da umurunda bile olmuyordum. Kıvırcık gibi. Kıvırcıkla çoğunlukla birbirimizi görmezden geliyorduk. Daha doğrusu o hiç gözükmüyordu. Arada bir eve geliyordu, çocuklara küfür edip gidiyordu.
Bana ait olan odadan çıktıktan sonra merdivenlerden hızlıca indim. George, merdivenin başında sinirle salondaki koltuklara bakıyordu. Hırlıyor gibi bir hali vardı. İçten içe irkilmeden edemedim. Boynundaki damar şişmişti. Nefes alışverişleri hızlıydı ve sanki birinin üzerine atlayacakmış gibiydi. Açıkçası bulaşmamayı denedim. Olayı sessizce anlamaya çalışsam iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBBERS
FanfictionAcılarımdan kan sızıyor. Neden onları sarmak yerine deşiyorsun? Çığlığım karışıyor karanlığa, Işık yakmayı hak ediyor musun? Sana bir şarkı armağan ediyorum, sevgilim. Sen bunu hak etmiyorsun. Sana bir şarkı yazıyorum, sevgilim. En çok sen hak ediyo...