BÖLÜM ŞARKILARI:
Years & Years - Shine
M.I.A - Paper Planes
''Kağıt gibi uçar, uçaklar gibi yükselirim. Beni sınırda yakalarsan kendi adıma vizelerim var. Bu çevreye gelirsen, onları tüm gün yaparım. Beklersen birini bir saniyede indiririm.''
BÖLÜM 25
''Burası sizin mi?''
Cevap olarak onaylayıcı sesler çıkardı. Dudaklarımı yaladıktan sonra etrafı süzdüm. Ön koltukta boş, bira şişeleri ve şarap şişeleri vardı. Biz arka koltukta oturuyorduk. Köşede birkaç koli vardı, sanırım içlerinde bira ve şaraplar bulunuyordu. Omuz silktim. Umarım yiyecek bir şeyler de vardır. Çünkü acıktığımı hissediyordum.
Ona onu sevdiğimi söylediğimde, bana adlandıramadığım bir şekilde bakmıştı. Gözlerinin içinde; kırgınlık, acı, şefkat, şehvet, sevgi ve kızgınlık vardı. Bu kadar duyguyu aynı anda nasıl barındırabilirdi? Pişman değildim. Onu sadece sevmiyordum. Ona aşıktım. Hem de çok fazla. Ve onun bebeğini taşıyordum. Onun bana olan duyguları umurumda değildi. Bana yakın olması yeterdi. İki ay öncesine kadar böyle düşüneceğimi hiç tahmin edemezdim. Böyle biri değildim. Önceden tatmadığım duyguları tadıyordum. Ve bunu çok sevmiştim.
Ama o zevk dolu dakikalarımızın sonunda bu kadar donuk olması, onu bıçaklayarak öldürmek istememe yol açıyordu.
Matty, arkadan bir poşete uzandıktan sonra içinden siyah bir kulaklık çıkardı. Kaşlarımı çattım. Kulaklığı bilgisayara taktıktan sonra bana uzattı. Sorgulamadan kulaklığı kulağıma taktım. Ona baktığımda yine arkadan bir poşete uzandı. Sanırım o da kulaklık takacaktı. Neden kulaklık takıyorduk ki?
Matty, siyah poşetin içinden, cips ve kraker paketleri çıkarttı. Bilgisayar onun kucağındaydı. Ekranını bana doğru döndürdü. Cips ve krakerlerin paketini açıp, benim kucağıma koyduktan sonra koliye uzandı. Ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Filmi sadece ben mi izleyecektim?
Koliden şarap alırken, ''Sen izlemeyecek misin?'' diye sordum.
''Hayır,'' dedi şarap şişesinin tıpasını çıkarırken. ''Ben yeterince izledim. Sıra sende. Pakettekileri de ye, izlerken iyi gider.''
Yutkundum. Ne kadar onun da izlemesini istesem de, omuz silktim. Cips paketine elimi daldırdıktan sonra Matty bilgisayar ekranından bir video oynatıcısına tıklattı ve sesin volümünü yükseltti.
Kraker paketine uzandığımda tam bana da şarap vermesini söyleyecektim ki, film başladı. Derin bir nefes alıp, kraker paketinden bir kraker aldım ve ağzıma attım. Film başlamıştı ama henüz görüntü yoktu. Uzaktan gelen sesler duyuluyordu ama tam olarak anlayamıyordum.
''Biraz daha ses verebilir misin?''
Matty donuk bakışlarla beni onayladıktan sonra biraz daha ses verdi. Gözlerimi cips paketine çevirdim ve içerisinden bir, iki parça aldım. İki adam bir şeyler konuşuyordu. Parçalardan bir tanesini ağzıma götürdüm ve bakışlarımı ekrana çevirdim.
Ağzımdaki parçayı tam ısıracaktım ki, bir şeyler ters gitti. Bilgisayarın ekranında görünen kişiler tanıdıktı. Çok tanıdıktı. Gözlerimi kırpıştırdım. Sesler de çok fazla tanıdıktı. Hayır, bunlar bir film yıldızı değildi. Ellerimin titrediğini hissettim ve ekrandaki kişilerin konuşmasına odaklanmaya başladım. Bu bir film değildi. Orada oturanlarda film yıldızı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBBERS
FanfictionAcılarımdan kan sızıyor. Neden onları sarmak yerine deşiyorsun? Çığlığım karışıyor karanlığa, Işık yakmayı hak ediyor musun? Sana bir şarkı armağan ediyorum, sevgilim. Sen bunu hak etmiyorsun. Sana bir şarkı yazıyorum, sevgilim. En çok sen hak ediyo...