R O B B E R S
FİNAL
10 ŞUBAT 2015
Genç adamın omuzları çöktü. Elindeki silah gürültüyle yere düşerken yerinde sendeledi ve dizlerinin üstüne ani bir şekilde yıkıldı. Hıçkırıkları çoğalırken, elini buklelerini getirdi ve sıktı. Delirmiş bir şekilde buklelerini sıkarken bir yandan da haykırıyordu. İçindeki tüm acıları haykırdı. Kalbi çok fazla ağrıyordu. Kalbinin kanadığını hissediyordu. İçten içe beyninin patladığını fark edebiliyor, gözleri kapanırken kendi çökmüş bedenini izliyordu. Bir kez daha haykırdı. Silahı tuttuğu elini kalbine getirdikten sonra elini yumruk haline getirdi ve defalarca kalbine vurdu. Bu hareketin çok fazla zarar verebileceğinin bilincindeydi ama o zaten zarara uğramıştı. Kalbi kanıyordu. Kalbi acıyordu. Acı çekiyordu. Ağlıyordu. Haykırıyordu. Bitmişti. Her şey bitmişti. Masum olmayanları öldürmüştü. İntikamını almıştı. İlk aşkının intikamını almıştı. Tek tek cansız yatan bedenlere baktı. Gözyaşları sicim gibi akarken bir kez daha haykırdı. Masum olmayanların hepsi öldü. Diye fısıldadı. Hepsi.
Yanılıyordu. Masumların hepsi ölmemişti. Bu hikayenin en günahkarı ta kendisiydi. Bir kez daha yumruğunu kalbine vurdu. Acı ile bağırdı. Çığlık attı. Buklelerini sıktı. Bir yumruk daha vurdu. ''Caitlin sana ihanet etti.'' Bir yumruk daha. ''Caitlin o adamın altına girdi.'' İki yumruk. ''Drake onu defalarca becerdi ve hamile bıraktı.'' Acı. ''Seni hiç sevmedi.'' Çığlık attı. Kafasını ellerinin arasına aldıktan sonra bir kez daha haykırdı.
''Kelsey, o sürtük gibi değil.'' Hıçkırdı. ''O sana masum bir şekilde aşık.''
''Merdivenler göründüğü gibi değildir, Bayan Jepsen. Dikkatli olmalısınız.''
''Tesadüflere inanmaya başladım, Bayan Jepsen. Peki ya siz? ''
''Kırmızı kadar günahkar, ama bir o kadar da güzel.''
''Sandığınız kişi olduğumu sanmıyorum bayım,''
''Kim olduğumu bilmek istiyor musun? ''
''Siyah, burada mermiyi temsil ediyor. Siyahın sıçradığı her köşe birer mermi, siyahın altında yer edinen her kırmızı ise kan gibi. Mermiler kana bulanmış.''
''Hayatım da gördüğüm en zor şey.''
''Cehenneme hoş geldiniz, Bayan Jepsen.''
''İsmin ne? ''
''Başka birisini bul çünkü o bana ait.''
''Çok büyük ve gürültülü bir hayalim var,''
''Oda seni kraliçe gibi göstermiş.''
''Ama senden bir kral olmaz.''
''Seni anlamıyorum.''
''Ruhunu kaybedeceksin.''
''Bunlardan kurtulmaya çalışıyorum ve seni çok kötü istiyorum.''
''Seni orospu çocuklarından koruyorum.''
''Ben, seni seviyorum Yorgun Kıvırcık Kral.''
Sonra o cümle beyninde yüksek sesle yankılandı.
''Bir bebeğimiz olacak.''
Hıçkırıkları yerini iç çekişlere verdi. Kafasını serbest bıraktı ve ellerini bacaklarına koydu. Kafasını yavaş hareketlerle kaldırdı ve buğulu gözleri ona korkuyla bakan kadına kaydı. ''Kelsey,'' diye fısıldadı ama kendisi bile zor duymuştu. İç çekti. ''Kelsey,'' diye fısıldadı tekrardan. Ellerini yere koydu ve zorlukla ayağa kalktı. Ruhsuz bir şekilde yere çökmüş olan bedene doğru yürümeye başladı. Hafifçe sendeledi. Bacakları birbirine dolaşıyordu.
Hıçkıran kadınına doğru yürüdü. Diz çöktü. Saçlarından dolayı yüzünün tamamı görünmeyen kadının yüzünü ellerinin arasına aldı. ''Kelsey,'' dedi tekrardan. ''Özür dilerim.'' Gözyaşları tekrardan inmeye başladı. Kadın hiçbir şey söylemedi. Donuk bakışlarıyla adama bakıyor ve hıçkırıyordu. ''Kelsey...''
''Matthew,'' diye fısıldadı kadın çatallaşmış sesiyle. ''Çıkar beni buradan.''
Kadının midesi bulanmış ve kasıklarındaki ağrı çoğalıyordu. Çok korkmuştu. İlk defa ölümden korkmuştu. Matthew'in o hali onu çok korkutmuştu. Adamın gözlerinde gördüğü hırs ve öfke onu çok korkutmuştu. Kendisini öldürecekti. Hemde alnının ortasına sıkarak. Hıçkırdı. Ama yapmadı. Yapamadı. Onun yerine Tomas'ı vurdu. Gözleri hiç istemeyeceği şeyi yaptı ve cansız yatan bedenlere kaydı. Gözleri büyüdü. Onlar ölmüştü. Midesi ağzına kadar geldi.
Bir öğürtüyle kafasını yana doğru çevirdikten sonra içindekileri çıkardı. Matthew, kadının saçlarını topladı ve rahatlıkla kusmasına izin verdi. Kadının derin derin nefes aldığını fark ettiğinde kafasını geriye doğru çekti. Güçsüz bacaklarını kullanarak ayağa kalktıktan sonra kadının da doğrulmasına yardım etti ve çökmüş bedeni kadının bedenini kucağına aldı.
Burnunu çektikten sonra yavaş ve güçsüz adımlarla depodan çıktı.
O baba olacaktı.
O Drake piçi gibi olmayacaktı.
O çocuklarına ve çocuklarının annesine karşı iyi bir adam olacaktı.
Masum olmayanların hepsi ölmüştü.
Geriye sadece bir günahkar ve üç masum beden kalmıştı.
S O N
Merhabalaaaar!
Robbers'ın final bölümünden selamlar.
Yaklaşık bir buçuk sayfalık bir bölümdü ve bu tamamen kendi isteğimleydi, ilhamsızlıktan değil. Önceden yazılmış bir finaldi. Direkt kopyalandı ve yapıştırıldı.
Ve evet Matty, Kırmızı Kadın'ını öldüremedi...
Ters köşe yapmayı çok fazla severim. Normalde olaylar fazla değişikti. Öldürmediğini düşündürüp, finalde ters köşe yapıp öldürecektim. Ama olaylar öyle gelişmedi. Belki Matty'nin kızlarının hikayesini yazarım diye düşündüm.
Evet, Kels ve Matty ikilisinin, ikizleri oluyor ve çift yumurta ikizleri. Kızlar *-*
Sona geldiğimi belirtirsek...Çooook teşekkür ediyorum. Belirli 2-3 kişi var onları beni hiç yalnız bırakmadı. Onlara özellikle teşekkürler. Her şekilde Robbers'ı okuduğunuz için mutluyum.
Bu arada her şeyin başlangıcı olarak Kelsey, bu savaşında başarılı oluyor; Kelsey'nin kardeşi Moira, hastalığı yenerek sağlıklı bir genç kız oluyor.
Tekrardan sonsuz teşekkürler, sizi çok seviyorum.
Diğerlerinin hikayelerinde görüşmek üzere! ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBBERS
FanfictionAcılarımdan kan sızıyor. Neden onları sarmak yerine deşiyorsun? Çığlığım karışıyor karanlığa, Işık yakmayı hak ediyor musun? Sana bir şarkı armağan ediyorum, sevgilim. Sen bunu hak etmiyorsun. Sana bir şarkı yazıyorum, sevgilim. En çok sen hak ediyo...