21. ''Seni çok özlediğimi ve sevgine ihtiyacım olduğunu bilmiyor musun?''

133 18 6
                                    

BÖLÜM ŞARKISI:

BASTILLE - Love Don't Live Here

BÖLÜM 21

MATTHEW TIMOTHY HEALY

46.Gün

Bedenimi yorgunlukla yatağa bıraktıktan sonra nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalıştım. Saat kaçtı bilmiyordum ama hava hafiften aydınlanmaya başlamıştı. Yani bu da demek oluyor ki, sabaha kadar sevişmiştik. Dişlerimi sıktım ve bir nefes koyuverdim. Bedenimi sağa doğru çevirerek, Kelsey'nin yorgun yüzüyle karşı karşıya geldim. Baygın bakışlarıyla bana bakıyordu.

"Galiba sabah oldu," dedi ellerini şakaklarına getirirken.

Hırıltılı bir ses çıkardım. "Akşam olmasını mı isterdin? Çünkü ben seni 7/24 becerebilirim."

Gözlerini kıstı. "Ben senin fahişen değilim."

"Değilsin." dedim sert bir sesle.

Gözlerini yorgunlukla kapattı. Benimde başım ağrımaya başlamıştı ve saatlerdir yatakta onu nefessiz becerdiğim için çok fazla yorulmuştum. Yerimde kıpırdandım. Bir şeyler konuşmak istiyordum çünkü siktiğimin canı onunla konuşmak istiyordu. Onun sade ve sert görünümlü yüzüne bakınca tüm yorgunluğumun arındığını hissediyordum. Bu his, bok gibiydi.

"Kelsey," dedim fısıltıyla.

"Hı?" diye bir mırıltı çıkardı. Uyumak istiyordu. Ama buna izin vermeyecek kadar bencil bir adamdım. Konuşmak istiyordum.

"Franklin Haynes," istemsizce sesim sertleşmişti. "Ondan hoşlandın mı?"

Yerinde kıpırdandı. "Hayır,"

"Onunla seviştin mi?"

Gerçeği biliyordum. Ama sormak istiyordum. Belkide tamamen öfkelenip o orospu çocuğunu öldürebilirdim. Bundan kesinlikle büyük bir haz duyardım. Bunu istiyor muydum? Sonuna kadar. O piç herifin kanını almak bana özeldi. Onu ben öldürecektim. Diğerleri gibi.

"Sen," dedi gözlerini kırpıştırırken. "Ne?"

"Sorumu çok iyi duyduğundan eminim." dedim sert çıkmaya devam eden sesimle.

"Evet dersem?" dedi hala kısık gözleriyle bana bakmaya devam ederken.

"Dene bakalım."

Yerinde kıpırdandı. "Evet, seviştim."

Sakinlikle sordum. "Kaç defa?"

"Sen ne demeye çalışıyorsun?" dedi kafasını yastıktan kaldırırken. Sinirlenmişti. Açıkçası kadınımın bu pençelerini çıkardığı haliyle daha fazla eğleniyor ve mutlu oluyordum. Öyle masum ve saf görüntüsü onun benliğini yansıtmıyordu. Bu Kırmızı Kadın, eserlerle kendimi anlattığım kadındı. Kırmızıyı gücelten kadındı.

Sinir bozuculukla, "Kaç defa?" diye tekrar sordum.

Derin bir nefes aldı. Önüne düşen dalgalarını arkaya fırlattıktan sonra yatakta tamamen doğruldu ve çarşafı göğsüne kadar çekti. Gözlerim sıkı sıkıya tuttuğu çarşafa kaydı. Sırıttım. Zaten yeterince görmüştüm, ne bu boktan davranışlar?

"Sadece bir defa." diye fısıldadı.

Sadece bir defa ha?

"Ve bu bir hataydı?" diye hata demesini beklediğimi belirtmek için soru yönelttim. Aksi takdirde bilinçsizce can yakacaktım. Bunu istiyordum. Kanımın kaynadığını hissediyordum. Bu kadın beni sebepsiz yere öfkelendiren ikinci kadındı.

ROBBERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin