"Pekala, daha ne kadar bu şekilde uzanmayı planlıyorsunuz?" Jongin sesle irkilirken kucağında sersemce duran Kyungsoo'yu sıkıca kendisine bastırdı. Gerisine doğru baktığında Aki sinirli bir şekilde onlara bakıyordu, Dojin ardından ikisine bakıp gülümsüyordu "Hadi ama Aki, çocuğun aklı çıktı bir ayda. Bırakta biraz daha bu şekilde kalsınlar." Aki kaşlarını çatıp dişlerini sıktı. Rahatsız bir şekilde Jongin'in başına geldiğinde birbirine sarılan çifte baktı "Böyle durursa yine hasta olacak. Hava serin, içeri girelim sonra konuşursunuz yine.." Kyungsoo'ya ellerini uzattığında Kyungsoo ve Jongin aynı anda tepki vermişti. Kyungsoo Jongin'e sıkıca sarılırken Jongin kendilerine uzanan eli sertçe tuttu. İkisi de fazla hassas duruyordu "Hayır! Jongin'in yanından ayrılmak istemiyorum." Kyungsoo bağırırken Jongin'e daha fazla sarılıp yüzünü sakladı "Daha fazla yalnız kalmak istemiyorum.." mırıldanan Kyungsoo'yu duyan Jongin Aki'nin elini bırakıp bir kez daha Kyungsoo'ya sıkıca sarıldı. Huzursuzluğunu feromonlarından fark eden Jongin yatıştırırcasına saçlarını severken onu rahatlatacak sözler mırıldanıyordu.Durumun abestliğinden rahatsız olan Aki kaşlarını çattı "Çocukluk yapma, seni taşımak istedim. Sana sonsuza dek bu piçten ayrı kal demedim." Kyungsoo amcasının sözleriyle kafasını kaldırıp kızgın bir yüzle Aki'ye baktı "Ya, öyle mi? O zaman neden dün bile beni geri göndermeyeceğini, abimlerin gelmesini beklememi söyledin? Hani Jongin beni aramıyordu?" Aki dudağının üzerine parmağını koyup hırçın Kyungsoo'yu susturmaya çalışırken yanında uğursuz bir şey hissetti "Ah~ demek o yüzden dün ağlayarak Aki'den nefret ettiğini söyledin Soo. Pekala.." Aki'nin dizlerine tekme atan Dojin düşmesini sağladıktan sonra ensesinden tuttu "Şimdi, yapman gereken şey ne Aki?" ensesinden kıstırılan Aki yüzünü buruşturup dudaklarını büzdü "Bu.. sadece.. şaka yapmak için.." Dojin Aki'nin ensesine baskı uygularken 'hmm'ladı "Bana hiçte şakaymış gibi gelmedi?" Dojin bir kez daha ensesinden bastırdığında Aki can havliyle çırpındı "Be-bekle bekle! Tamam özür dilerim, sadece.. ağh sadece baş belasıyla uğraşmak için şey yapmıştım.." Aki ellerini yere dayadığında Dojin sayesinde başı iyice eğilmişti. Dojin duyduğu özürden pek memnun değilmiş gibiydi, parmaklarındaki baskıyı arttırdığında Aki silkelendi "Özür diledim işte.. daha ne istiyorsun?" Huysuzca mırıldandığında Kyungsoo kızgın gözlerle Aki'ye baktı "Bir daha öyle şeyler söyleyecek misin?" Aki hafifçe kaldırdığı bakışlarıyla Kyungsoo'ya baktı, omega sinirle burnundan solurken tekrar mırıldandı "Jongin'in güçsüz olduğunu ya da beni o kadar da sevmediği yalanlarını bir kez daha söyleyecek misin?"
"Madem yalan olduğunu biliyorsun neden darıl- ah! Tamam!.. demeyeceğim söz veriyorum.. bir daha kötü söz yok." Boynunun acısıyla sızlanan Aki bir kez daha özür dilediğinde Kyungsoo'nun elleri gevşedi. Jongin'in gömleğini sıkıca tutan ellerinden biri Dojin'e uzandı, kendisine uzanan eli tutan Dojin nazikçe gülümsedi "Bu seni mutlu etti mi?" Kyungsoo kafasını usulca salladıktan sonra kendisini tutan eli sıktı "Teşekkür ederim Dojin amca." hızla elini çekip tekrardan Jongin'e sarıldığında Jongin neler olduğunu anlamaya çalıştı. Hala Aki'yi tutan çekerken kafasını iki yana salladı "Kyungsoo'nun ikincil feromonlarını kullanmaması için yaptığım bir şey." Gözlerini işaret etti "Feromonları ortaya çıkacağı vakit göz rengi parlıyor, biz de buna göre Kyungsoo'nun isteklerini tahmin edip o feromonlarını kullanmadan önce yapıyoruz. Bir süre ikincil feromonlarını kullanmaması lazımdı ama.. artık gerek kalmadı." Ellerini geri çekerken Aki'ye kınarcasına baktı "Yeğenine bu kadar düşkün olup sürekli onu sinir edecek şeyler söylemeyi nasıl başarıyorsun? Her neyse.. daha fazla dışarıda kalmayalım. Üzerindeki ince örtüyle ne demeye dışarı fırladın bakayım sen.." Kyungsoo'nun saçlarını karıştırırken alayla güldü. Kyungsoo kafasını seven elden uzaklaşmak adına boynunu geri çektiğinde Aki ve Dojin aynı anda ona baktı.
Memnun olmayan bir yüzde mırıldandı Aki "Tabi.. şimdi çok bilmiş dük gelince bizden uzak durmak istiyorsun.." alınmış bir ifadeyle ayaklanırken boynuna baskı yaptı "Ben bugün dışarıda kalacağım. Siz içeri girin." hızla kurt formuna geri dönen Aki kimsenin ona seslenmesini beklemeden ormanın içerisine daldı. Hala Jongin'e sarılıp yüzünü saklayan Kyungsoo Jongin'in omuzlarından ufakça ormana doğru baktı, onun huzursuzlandığını düşünen Jongin saçlarını severken Kyungsoo'ya bakmaya çalıştı. Gözleri buluşan omega anlık bir duraksamadan sonra hala Jongin'in kucağında olduğunu fark edince hızla doğruldu "Şey.. ben.. özür dilerim.." ayaklanmaya çalışırken Dojin yanlarından geçip kulübeye doğru ilerledi. Ayaklanan Kyungsoo'nun kolunu sıkıca yakalayan Jongin tam ağzını açmıştı ki Kyungsoo geriye doğru bakıp konuştu "Yuki? Senin burada ne işin var??" Bir anda kimlerle geldiğini hatırlayan Jongin elini gevşetti, elinden kayan bileğe bakarken Yuki'nin cıvıl cıvıl sesi yanlarında bitmişti "Kyungsoo abi! Seni bir daha göremeyeceğimi zannettim!" Kyungsoo'nun ellerini tutan Yuki dolu gözlerle omegaya baktı "Herkes seni çok merak etti! Ben.. ben.." her an ağlayacakmış gibi duran Yuki'nin ellerini sıkan Kyungsoo gülümsedi "Tanrım, ağlamana gerek yok. Sadece senin de gelmene şaşırdım.. Başka kim geldi?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syndari
FantasyHa Kyungsoo ergenlik dönemine girdiğinden beri devamlı aynı rüyaları görüp duruyordu, ölümün pençesinden çaresizce kaçarken sık ağaçlı ormanda kendisini izleyen kırmızı gözlü canavarlar onu ne zaman düşecek diye kana susamış bir şekilde, her gece iz...