'Eva'

3 0 0
                                    

*Hafif cinsellik*

Elindeki kılıcı sıkıca tutarken Hyuk'un saldırılarını savuşturdu Kyungsoo. Kolları acıyla çığlık atmasına rağmen son darbeleri de iyi bir şekilde savurduğunda Hyuk kılıcını yere sapladı "Bu kadar yeterli prenses. İki haftadır eliniz sebebiyle kılıçtan uzak durdunuz, şimdiden kendinizi bu kadar zorlamamalısınız." Çenesinden akan teri koluyla silerken köşeden aldığı mataralardan birini Kyungsoo'ya fırlattı. Kendisine doğru gelen su matarasını kapan Kyungsoo teşekkür ederken kana kana içmişti. O da derin bir nefes alıp verdikten sonra Hyuk'un yanına gitti "Şu an için hatalı yaptığım bir şey var mıydı? Düzeltmem gereken.." Hyuk ıslatılmış soğuk el havlusuyla Kyungsoo'nun avucuna bastırırken kafasını iki yana salladı "Savaş alanında bulunup canavar kesmeyeceksiniz prenses. Kendinizi çokta güzel savunabilirsiniz. Bundan sonra sürekli olmasa da birkaç günde bir kılıç talimi yaparak kılıç hissiyatını unutmasanız yeter." Gülümserken sağ elden sola geçmişti "Hızlı öğrenen bir öğrenci olmanız işimizi kolaylaştırıyor. Peki neden kılıç? Yayla da çok iyi iş çıkaracağınızdan eminim." Kyungsoo omuzlarını silkti, kararı veren kişi Minjun olduğundan o da sebebini bilmiyordu. Hyuk ve Kyungsoo sebebini düşünürken Hansoo onların tartıştığı konuyu duymuştu "Yay ile uzaktan gelen kişileri sadece durdurabilir, kılıç ise hem yakın hem uzak saldırılarda çok işine yarar. Abinizin kılıç seçme sebebi budur büyük ihtimalle." Hyuk kafasını sallarken gülümsedi "Prenses abiniz.. onun hakkında biraz daha bilgi verir misiniz?"

Elindeki havluyu Hansoo'ya veren Kyungsoo sinsice gülen Hyuk'a baktı. "Cidden Jun'u mu seviyorsun Hyuk? Abim alfa olmasından da öte baskın bir alfa. Senin için feromonları sorun değil mi?" Hyuk şaşkın bir gülümseme verirken kıkırdadı "Prenses, ağzınızın tadını bilmiyorsunuz~ abinizi alfa olduğu için sevmem elbette bir sebep ama ondan önce.. nasıl desem, sizin kadar sevimli." Kyungsoo dünyanın en saçma cümlesini duymuş gibi boş bir şekilde Hyuk'a baktı. Aklında canlanan Minjun hiçte tatlı değildi, tam olarak neresinin de tatlı olduğunu bilmiyordu. Hyuk ve Minjun'u bir çift olarak düşünmeye başladığında ise aşırı uyumsuz duran çiftin görüntüsünü kafasını iki yana sallayarak unuttu "Minjun, Jiho abimden 3 yaş kadar küçük bendense 5 yaş büyük. Her ikimizin de en büyük kahramanı babamızdı ama aramızda en çok Jun abim babamı severdi. İkisinin de temelde ikincil karakterleri aynıymış." İki kaptanla beraber talim alanından çıkarken anlatmaya başladı Kyungsoo. Minjun'un kendisine anlattıklarını anımsamaya çalıştı.

"Minjun abimin ikimizden en büyük farkı fiziksel güçleri ve duyuları kat kat daha hassas ve büyük olmasıydı, Jiho abimin gücüne kısa sürede vardı ve babamın dediğini hatırlıyorum da abimin de gücünü aşardı her zaman. Babamın izinden gitmeyi en fazla takıntı hale getiren oydu." Acemilerle selamlaşıp yemek katına giderken güldü "O kadar takıntılıydı ki babamın kıyafetlerini giyer kendisini kimsenin yenemeyeceğini söylerdi." Küçük Minjun figürünü hatırlayan Kyungsoo kıkırdadı, Hyuk gülümseyen omegaya bakıp burnunu kaldırdı "Yaa demiştim, görmeme gerek yok abiniz inanılmaz derecede sevimli biri." Kyungsoo ona saçmalama der gibi bakıp devam etti "Yaşları arasında fark olmasına rağmen Jiho abimle beraber avlanmaya giderlerdi, gerçekten de yaşına göre fazla iyi avcılık yetenekleri vardı. Her av dönüşü babam şaşırarak anneme Minjun abimin yaptıklarından bahsederdi. O zamanlar daha huzurlu bir ev halimiz vardı." Eski günleri hatırlayıp hüzünlenen Kyungsoo ağzında tuttuğu çubukları yavaşça tabağına yaklaştırdı. Gözlerindeki acıyı Hyuk ve Hansoo fark ettiğinde Hansoo Kyungsoo'ya su uzattı. Önüne nazikçe konulan suya bakan Kyungsoo gülümsemeye zorladı kendini.

"Babamın vefatından ben de Minjun abim de çok etkilenmiştik. Her gece kabus görüp uyuyamazdım, Minjun abimse ben iyi olana kadar uzun bir süre benimle beraber uyumuştu. Jiho abim de etkilenmişti ama evin büyüğü olarak bize göre daha hızlı toparlanıp anneme yardımcı olmaya başlamıştı. Benimle en çok ilgilenen kişi Jun abim olmuştu, omega oluşum ilk ortaya çıktığı zamanlarda annem ve Jiho abim köy içerisinde ortaya çıkan bir kargaşayı yatıştırmak için birkaç saatliğine evden dışarı çıkmışlardı. Minjun ve bense evimizin yakınında bulunan evdeki çocuklarla oynarken kendimi huzursuz ve hasta hissetmeye başlamıştım." Ağzına birkaç yiyecek atıp çiğnerken konuşmaya ara vermişti Kyungsoo. Hyuk ise merakla sordu "İlk karakterin ortaya çıktığında tek ikiniz miydiniz? Abin senin ikincil karakterini fark edebildi mi?" Kyungsoo yutkunurken kafasını salladı. "İşin garip olan yanı buydu. Ben bile kendimdeki farkı hissedemeden Jun abim fark etmişti. Aşırı koştuğumdan dolayı yorulduğumu düşünüp oyun başlamadan beni eve sokmaya çalışmıştı, oyun oynamaya başlayamadan abimin zoruyla eve geri girdiğimde abimle kavga etmiştim." Düşünürken kaşlarını çattı "Sanırım ona bir şeyler fırlatıp evden kaçtığımı hatırlıyorum." Hyuk ve Hansoo son cümlesiyle Kyungsoo'ya baktılar. Ne olduğunu bilmeseler de Kyungsoo'nun kesin zarar verici bir şeyler yaptığına aynı anda ikna olmuşlardı "Sanırım birkaç tabak, yastık ve bıçak fırlatmıştım, bıçağı havada tuttuğunda abimin bana 'bu kadarı sence de fazla değil mi Soo?' dediğini hatırlıyorum.. ne? Bir kere ben de küçüktüm. Nereden bilebilirdim ki ilk kez feromonlarımın ortaya çıkacağını hem oyunumun ortasında sebepsiz yere abim tarafından eve tıkıldım. Ben haklıydım tabiki de." Hansoo ve Hyuk'un bakışından dolayı açıklama yapmaya ihtiyaç duyan Kyungsoo hızlıca kendisini savundu.

SyndariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin