İlk uyanan kişi Kyungsoo olmuştu. Omzunda uyuyakalmış alfaya bakarken gözlerini kırpıştırdı, dün gece rüya gördüğünü zannetmişti kollarında uyuyakalmış bir Jongin görüntüsü beklememişti. Jongin'in gözlerinin kenarları kızarmış, biraz da şiş duruyordu. Sebebini anlayamamıştı, parmakları yüzünde hayali bir şekilde gezerken göz kenarlarına sürttü 'gözlerine bir şey mi oldu?' Endişeyle bakarken Jongin gözlerini araladı. Kyungsoo'nun eli donarken Jongin'in algısı çok hızlı açılmıştı. Kyungsoo'nun kendisini izlediğini düşündüğünde kulakları kızardı. Her ikisi de bir an ne olduğunu kavrayamadığından farklı yerlere baktılar. İlk konuşan Kyungsoo oldu "Öhöm.. şey gözlerin acıyor mu? Gözüne bir şey mi girdi kızarmış.." yanında kollarından destek alıp yükselen Jongin'in yüzüne bakarken mırıldandı. Alfanın üzerini değiştirmemiş olduğu gözüne çarptığında sessizliğini korudu 'ah.. demek ki Hyuk'un zoruyla geldi..'Bir şey demeden kalkan Jongin'e bir süre baktı, kendisinden önce yatakta kalkan Jongin üzerindeki gömleğin düğmelerini açarken mırıldandı "Endişelenmene gerek yok sadece gözlerime biraz toz kaçmıştı. Şu an daha iyiyim." Kyungsoo kafasını sallarken yavaşça yataktan kalktı, banyoya doğru ilerlerken Jongin onun bileğini hafifçe yakaladı. Omega ona bakarken ne dese bilemedi fakat derin bir nefes alıp Kyungsoo'ya baktı "Dün dediğin şeylerden dolayı alınmadım, söylediğin her şey mantıklıydı ve haklısın.. ilk önceliğim sensin, senin güvenliğinden daha önemli bir şeyim yok." Jongin tuttuğu bileği kaldırdı, Kyungsoo'nun avuç içini öptü "Dün çocukça davrandığım için özür dilerim, bazen benden daha olgun davranman durumumuzu kurtarıyor hem teşekkür ederim hem de özür dilerim, dün seni burada tek başına bırakıp gitmemeliydim.." üzgün bir şekilde yüzünü Kyungsoo'nun avuç içine sürttü. Teselli bekleyen küçük bir köpek gibi duruyordu, Kyungsoo bir şey demeden kafasını iki yana salladı, ellerini alfaya uzatıp boynuna sarıldı "Sorun değil Jongin.." Jongin'in saçlarını severken alfanın beline sıkıca sarıldığını hissetti "Kelime seçimlerim yanlıştı, ben de istemeden kırıcı şeyler söyledim. Eşitlendik gibi düşün." gülümseyip kıkırdadığında Jongin rahatladığını hissetti. Aniden ensesini hatırlayıp nazikçe Kyungsoo'yu bıraktı "Ensen.. hâlâ acıyor mu? Bir bakabilir miyim?" Kyungsoo onun hatırlatmasıyla eli ensesine gitti, bir şey demeden sırtını Jongin'e döndü, bebek saçlarını hafif kaldırdı. Jongin parmak ucuyla yakasını hafif aşağı indirdi, şiş bezlere bir kez daha baktı "Sanırım dün geceki haline göre biraz daha iyi, ben gittikten sonra bir şey mi oldu?" Kyungsoo ensesini okşayan elle titremişti, gözlerini yumdu "Hayır, aslında feromon bandını çıkarırken de çok acımıştı. İlk taktığımızı çıkardığımızda bu kadar acıtmamıştı." Omeganın gergin duruşu Jongin'in bebek saçlarını sevmesiyle azaldı, bir kez daha Kyungsoo'nun ensesine bakan Jongin birden sordu "Bandı nasıl çıkardın?"
Soruyla beraber Kyungsoo düşündü, kaşlarını çatarken mırıldandı "Sadece sağdan sola doğru çektim... doğrusu böyle değil mi?" Jongin omegayı tek başına bıraktığı için kendine bir kez daha küfür ederken Kyungsoo'yu banyoya sürükledi. Soğuk suyla elini ıslattıktan sonra Kyungsoo'nun ensesine bastırdı. Soğuk suyun etkisi ve hassas bezlere dokunulmadan dolayı Kyungsoo sesli bir inleme bırakıp kaçmak istedi, Jongin onu nazikçe yakalayıp bir kez daha ensesini soğutmaya çalışırken konuştu "Aslında hayır, o şekilde çıkarmaya kalkarsan hem bezin köşesinden tırnaklaman gerekir hem de bezlerin yönüne zarar verirsin. Bir dahakine kendin çıkarmak istiyorsan önce bir köşesini hafif ıslat, sağdan sola olmasındansa yukarıya doğru çekmeye çalış. Hem bezlerin üzerinde ilaç kalmaz hem de daha az zarar verirsin kendine." Tıkalı olduğunu düşündüğü bezlere biraz daha masaj yaparken konuştu Jongin.
Kyungsoo acıyla kıvranırken kafasını salladı, bilinçsizce Jongin'in bileklerini tutup güçsüzce itmeye çalıştı "Tamam.. yetmez mi bu kadar, acıyor.." alfa omegasının acı çekmesiye kıyamadı, yaptığı baskıyı azaltırken bezleri yeniden kontrol etti, Kyungsoo da bir süre sonra garip bir şey olduğunu fark etti çok az feromon saldığını henüz fark edince duraksadı. Burnunu ensesine sürttüğünde bile kokusunun çok az olup farklı bir koku olduğunu hissetti. Birden aklına mendiller geldi "Kyungsoo, mendilleri sana kim getirdi?" Nefes nefese sakinleşmeye çalışan omega gözlerini araladı, puslu gözlerle alfaya baktı "Dük William'ın bizim için görevlendirdiği kişi getirdi.." Jongin anlık bir kıskançlık hissetti. Kyungsoo'yu sıkıca sarmalarken kulağına mırıldandı "Biraz daha rahatsız olacaksın. Azıcık sabret olur mu?" Kyungsoo ağzından ittirmeye çalışırken karşı çıktı "Ne-den... istemiyorum..." Jongin onun ellerini tek eli içine hapsetti, burnunu yanağına sürttü "Bezlerin ilaçla tıkanmış sanırım, çok az feromon salıyorsun. Bekle.." ağzı aralandı sıcak dil feromon bezlerinin üzerine değdiğinde Kyungsoo nefesinin kesildiğini hissetti. Vücudu kaskatı kesilirken Jongin feromon bezlerini yalamaya, bazı noktalarda emmeye başladı. Acıyla beraber hissettiği zevk başını döndürdü, derin bir inleme salarken kalçası Jongin'e sürtündü. Alfa kaşlarını çatsa da Kyungsoo'yu sabit tuttu, emdiği ilacı lavabonun içerisine tükürüp bir kez daha aynı şekilde tıkalı feromon bezlerini yaladı. İkinci kez tekrar ettiğinde artık o yabancı feromon yok olmuş çiçek kokuları rahat bir şekilde etrafa saçılmıştı. Jongin bir kez daha ağzındaki ilacı tükürdükten sonra Kyungsoo'nun ensesine baktı. Dün geceki iltihaplı görünümün yerini tatlı bir pembelik almıştı, burnunu feromon bezlerine sürttüğünde sevdiği kokuyu rahatlıkla içine çekebildiğini hissetti. Yeniden nefes almak gibiydi, derince içine çektiğinde kendine geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Syndari
ФэнтезиHa Kyungsoo ergenlik dönemine girdiğinden beri devamlı aynı rüyaları görüp duruyordu, ölümün pençesinden çaresizce kaçarken sık ağaçlı ormanda kendisini izleyen kırmızı gözlü canavarlar onu ne zaman düşecek diye kana susamış bir şekilde, her gece iz...