"Perrie sence saçımı toplamalı mıyım? Yoksa böyle iyi mi? Ya da örmeli miyim? Makyaj da mı yapsam?"
Perrie derin bir nefes aldı ve gülümsedi.
"Bebeğim sakin ol çok güzel oldun."
Aynaya bir kez daha baktım. (Multimedya) Bu kadar heyecanlı olmamın nedeni Harry'idi. Bugün dönüyordu! On gün boyunca her gün konuşmuş, mesajlaşmıştık. Ve birazdan Perrie ile havaalanına gidicek onları karşılayacaktık. Parfüm de sıkınca tamamdım! Elbisem dar ve kısaydı. Harry'nin beğeneceğini düşünüyordum. Çok abartmak istemediğim için böyle bir şey tercih etmiştim. Perrie de benim gibi bir elbise giymeyi tercih etmişti.
"Seksi böcüğüm geç kalacağız. Haydi çıkalım!"
Başımı salladım. Beraber odadan çıktık. Mutfağa gidip nane şekerimi ağzıma attım. Nane önemli. Kapıları kitlediğimize emin olunca arabaya doğru yürüdük. Tyler hala burdaydı. Dün gece bir arkdaşında kalacağını söylemişti. Karnım ise daha iyidi. Hastaneye gitmiş, dikişleri kontrol ettirmiş hiç bir sorun olmadığını öğrenmiştik. Bu herkesi sevindirmişti. Öyle ki Harry, üstüne atlayabilirim demişti. Sapık çocuk. Gün geçtikçe ona olan hislerimin arttığını hissediyordum. Buna ne yazık ki engel olamıyorum. Ama korkuyorum da. Ya aşık olursam? Bu zavallıca insanı zayıflaştıran duyguyu her ne kadar yaşamak istesem de korkuyordum. Bir kaç dakika sonra havaalanına geldiğimizde paparizi dolu olduğunu gördük. Malum One Direction geliyor. Perrie ve beni fark ettiklerinde hemen fotoğraflarımızı çekmeye başladılar. Bir de o saçma sorular tabi ki. Perrie ile bir kaç poz verip içeri girmeye çalıştık. Güvenlik bize yardım etmişti neyse ki. Onları bekleyceğimiz yere geldiğimizde derin nefes aldım. Bu kadar heycanlanmam normal mi? Perrie'nin çığlığıyla karşı tarafa baktım. Zayn'i gören Perrie, koştu ve kucağına atladı. Onlar büyük bir özlemle sarılırken, ben Harry ile göz göze geldim. Bana baktı ve kocaman sırıttı. O bana ben de ona doğru yürürken beni süzdü. Ben de onu süzdüm tabi ki. Vazgeçilmezi olan siyah dar kotunu giyordu. Üstünde beyaz t-shirt vardı. Saçları uzamıştı. Bu onu daha çekici yapıyordu. İyice yaklaştığında ona sarıldım. O da başını boynuma gömdü ve kokumu içime çekti.
"Seni gerçekten özlemişim."
Gülümsedim. Kafamı kaldırdım ve yakışıklı yüzüne baktım.
"Tabi ki özleyeceksin."
Kahkaha attı ve belimden tutarak beni kaldırdı. Ayaklarım yere basmıyordu! Şaşkınlıkla bağırdım. Elbisemin yukarı çıktığını hissettiğimde, Harry de hissetmiş olacak ki elini kalçama, elbisenin bittiği yere getirekek aşağı doğru çekiştirdi. Ama elini oradan çekmedi ve sıktı.
"Yaramazlık yapmayın bayım ve beni indirin. Bize bakıyorlar."
"Sen de bu kadar seksi olmasaydın."
Gözlerimi devirdim. Beni indirdi ve yeniden yakınına çekti. Omzum da bir el hissedince döndüm. Louis bana bakıp sırıttıyordu.
"Lou!"
"Ana!"
Bana sarıldıktan sonra diğerleri ile de görüştüm. Louis ve Liam sevgililerini özlediğini onların yanına gidekceklerini söyleyip gittiler. Niall ise çok yorgun olduğu için evine gitti. Zayn ve Perrie Zayn'in evine gitmişlerdi. Ne yapacaklarsa artık. Biz de Harry ile onun evine gidicektik. Şimdi arabama doğru ilerliyorduk. Çıkışta paparazi istilasına uğradık. Fotoğraf çekmek için çabalıyor, durmadan soru soruyorlardı. Yine saçma dedikodular dolanacaktı ortalıkta. Arabama geldiğimizde hemen bindik. Arabayı çalıştırdım ve yola koyuldum. Harry'e baktığımda beni izlediğini gördüm.