Omletimi yemeye devam ederken beni dürten Perrie'ye döndüm. Ne var anlamında kafamı salladım. Kaşlarını oynatarak bir şeyler ifade etmeye çalıştı ama ben anlamadım. En sonunda oflayıp kalktı ve beni de kaldırdı. Kolumdan tutup beni mutfaktan çıkardı. Harry arkamdan bağırıken onu takmadım. Daha doğrusu takamadım. En sonunda odama geldiğinizde kapıyı kapattı ve dağılmış odaya baktı. Kollarını bağlayıp karşımda durdu.
"Dökül."
"Ne?"
Ne dediğini anlamıştım ama anlamamazlıktan geldim.
"Harry ile yattınız mı demiyeceğim çünkü yattınız ve o sesler duyulmayacak gibi değildi."
Omuz silktim. Fazla gürültü yapmış olabiliriz.
"Üzgünüm?" Dedim sorar bir şekilde.
"Sevgili ya da bir şey değil değilsiniz değil mi? Neden yattınız? Onu seviyor musun?"
Perrie sanırım bana aşık. Bu ne hız.
"Sevgili falan değiliz ve evet yattık çünkü istedik ve evet Harry'i sevi-"
Ne dediğimin farkına varıp sustum. Ama Perrie'den kaçmadığı için çığlık atıp el çırptı.
"Onu seviyorsun! Ah AnaAna aşık olmuş! "
Ellimle ağzını kapatmaya çalışarak onu susturmaya çalıştırdım. Aslında boğmaya da olabilir bilmiyorum.
"Sus sus. Duyacaklar aptal sarışın!"
Saçını çektim ve bu onun susmasını sağladı. Ah hayır. Üstüme bir uçuş sergilediğinde ikimiz de çığlık atarak yere düştük. Perrie üstümde doğrulup beni gıdıklamaya başlayınca kahkalarla birlikte çığlık atmaya başladım. Aniden kapı açılınca Zayn ve Harry'nin endişeli gözleriyle karşılaştık. Bizi üst üstte görünce ifadeleri değişti.
"Bizde bir şey oldu sandık. Ama bakın şu işe iki tane kız çocuğu birbirini gıdıklıyor."
Dedi dün beni zevkle beceren Harry... Bir kız çocuğu olmadığımı anlaması gerekiyordu öyle değil mi? Perrie üstümden kalkıp beni de kaldırdı. Sonra bana dil çıkarıp Zayn'e koştu. Zayn'nin kucağına atlarken konuştu.
"Götür beni prensim bu sefil kölenin odasından."
Zayn göz devirip onu odadan çıkardı. Harry de kapıyı kapattıp yavaş adımlarla yanıma geldi. Yaklaştığında elini belimden geçirdi. Bir eli de yanağımı okşuyordu. Ufak bir öpücük verip geri çekildi.
"İyi misin?"
"İyiyim. Ya sen?"
Gülümsedi.
"Çok iyiyim."
Bu sefer ben gülüp onu öptüm. Ellerim yavaşca saçlarına çıktı. Onu öpmeyi seviyordum. Dudaklarının tadını, hissettirdiklerini. Ayrılınca gözlerini açmadan sırıttığını gördüm.
"Bugün napıyoruz?"
Ellerini belime sarıp beni kucağına aldı ve yatağa götürdü. Üstüme çıkıp burnunu burnuma sürttü.
"Şey istersen dışarı çıkabiliriz ya da evde durup bütün gün sev-"
Omzuna vurup ters ters baktım.
"Evde duralım ama sevişmek falan yok. Hayır ciddiyim bana öyle bakma- hey komik değil. Harry!"
Ben konuşurken imalı bakışları ve kahkasını beni benden aldı. Yani biraz ciddi olsa? Ben bütün gün sevişmek falan istemiyorum. Yani sonuçta bir kere yaptık diye. Böyle şeylere gerek yok bence.