Gizem ölmüştü. Ne kadar suni teneffüs, kalp masajı yaptıysam da kurtaramamıştım. Yere yığıldım, Ertuğrul'un yanında ağlamaya başladım. Bu sabah beni öpen, belki de hoşlanan kız ölmüştü.
Ne kadar daha ağladığımı bilmediğim süre sonunda Yankı aklıma geldi, kafamı kaldırdığımda başını Aslıhan'ın göğsüne yaslamıştı. Bir an önce kendime gelip burdan gitmemiz gerekti.
"Haydi, kendinize gelin şu anda belkide binlerce yaratık buraya doğru geliyordur. " ne kadar sesimin sert çıkmasını istesem de sesim titrek çıkmıştı. Cümlemi bitirdikten sonra yanı başımda hırıltılar duymaya başladım. Kafamı çevirip yere baktığım anda yine kısa dalgalı bir şoka girdim. Gizem onlardan biri olmuştu. Birkaç adım geriledim. Ağır hareketlerle yerde sürünerek bize doğru geliyordu. Tam o sırada Ertuğrul elindeki silahı Gizem'e doğrulttu. Bir anda bende naptığımı bilmez bir halde Ertuğrul'a bir yumruk geçirdim. Bana ters ters bakıyordu.
"Sakın ateş etme! " bu sefer sesim oldukça sertti.
" Vurmana gerek yoktu. "
"Üzgünüm, sadece Giz.. "
" Tamam boşver, çabuk burdan gitmeliyiz. "
Yankı biraz zorlansa da kalktı. Ağır ağır hareket ediyorduk. Herkes yaralıydı. Güzelim site ellerimizin arasından kaymıştı. Aklıma dariemizdeki yemekler geldi. Ancak şu anda hiçbirimiz geri dönemezdik, dönsek bile geri gelemezdik. En önde ben, sağ arka çaprazımda Ertuğrul, onun da arkasında Yankı ve Aslıhan geliyordu. Yol kenarında bir araba bulma ümidiyle yarım saat boyunca yürüdük.Sonunda Bej rengi Wolksvagen Amarok görüp koşarak kapısını açınca derin bir oh çektim çünkü şimdiye kadar en az 6 araba görmüştük ve hiçbirisinin de üstünde anahtarı yoktu. Hemen sürücü koltuğuna atladım. Yanıma da Ertuğrul arka bagaj kısmına ise Yankı ile Aslıhan aslında arkamızdaki 2 koltuk boştu ancak onlar bagajı tercih etmişti. Marşa basıp arabayı çalıştırmak isteyince motorun çalışmadığını anladım. 3-4 kere daha marşa bastıktan sonra sonunda motor çalışmıştı. Otobanda yavaş yavaş ilerlerken nereye gittiğimizi bilmiyordum.
"Vurduğum için üzgünüm, sadece Gize.. "
" Tamam, gerek yok, haklıydın zaten ona silah doğrultmam hataydı. "
"Bu hayatımda kaybettiğim 3. değerli kişi."
"... "
" Sanırım 4.sü sen olacaksın. " deyince güldük. Yola konstre oldum. Hayatımda 4 değerli kişi vardı ;
Annem, babam, Gizem ve Ertuğrul. 3'ünü kaybetmiştim ancak Ertuğrul'u asla kaybetmiyecektim.Benzinliğe geldiğimizde yola çıkalı daha 10 dakika olmamıştı. Yankı cama vurup benzinliğe girmemizi istemişti. Bende arabayı benzinliğe sürüp durdurmuştum. Arabadan indiğimizde burda durmamızı söylemişti. Bende tekrar şoför koltuğuna oturup kafamı direksiyona gömdüm. Yanlışlıkla kafamla kornaya bastım ve hemen kafamı kaldırdım. Bir küfür savurup kafamı camdan çıkardığımda Yankı geliyordu.
"Sorunun ne 2 dakikaya geliyordum. "
" Yanlışlıkla oldu. "
" Su ve biraz konserve yemek aldım. "
" Tamam atla. "
Cümleyi tamamlayıp gaza basacakken birden bir el camımdan içeri girip kanlı t-shirt ümü kavrayıp çekmeye başladı. Elimi kemerime götürüp bıçağı o ele defalarca vurmama rağmen hala eliyle beni çekiyordu. Tam o sırada Yankı tabancasıyla yaratığın kafasını milyonlarca parçalara ayırdı. Kafamı yola çevirip t-shirt ümün yakasını düzeltip gazı kökledim.Kilometrelerce yolu arkada bırakırken tabelada İstanbul yazan doğru yöne direksiyonu çevirdim.
İstanbul sınırlarına girmiştik. Sanırım Avrupa yakasındaydık. Arabanın gösterge çubuğunda benzin bitiyor anlamında ışık yanıp sönüyordu.
Uzunca bir süre daha sonra gittikten sonra arabanın hızı yavaşlıyordu ve bir zaman sonra durduk. Bir küfür savurduktan sonra direksiyonu yumrukladım. Arabadan indik Yankı
"Neden durduk? " diye sorunca
" Lanet olası arabanın benzini bitti" diye cevaplayınca sert bir of çekip tekrardan yürümeye koyulduk. Sol tarafımızda orman vardı. İçeri girmeye karar verdik. İçerisi yaratık kaynıyordu. Silahlarımızın kurşunu çok az kalmıştı. Sonunda bu ağaç sıklığı bitmişti. Karşımızda sonunu göremediğimiz ovalar duruyordu. Üzerinde tek bir fidan bile yoktu. Bu ova bizim biraz aşşağımızda kalıyordu.
Hava kararmaya başladı geceyi burda geçirmeye karar verdik.Sırayla nöbet tutacaktık. Sırtımı ağaca yaslayıp aklımda Gizem'le uykuya daldım.Gözlerimi açtığımda herkes gözlerini biraz altımızda kalan ovaya dikmiş panikle ne yapacağımızı konuşuyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım, kalktım ve o an herşeyi gördüm. Görmez olaydım.
[YENİ BÖLÜM İÇİN VOTE VERMEYİ UNUTMAYIN :)]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Virüs 691
Science FictionKorku ve gerilimin hat safhada olduğu, kıyametin geldiği dünyada 691. denek siz olacaksınız... Zombilerle yaşamayı öğrendiler peki ya insanlarla? Korkma ben hiç insan öldürmedim. Sadece öldürmekten beter ederim. -HAN İnsanlar bazen kötü kararlar ver...