Gördüğüm kadarıyla ufuk çizgisiyle birleşen ovadan buraya milyonlarca yaratık hareket ediyordu. Aslıhan ağlıyordu. Aklıma Gizem geldi. Nasıl olurda yaratık ısırmadan yaratığa dönüşüyordu. Bunu bir ara Ertuğrul ile konuşmalıyım.
Ben bunları düşünürken birden Ertuğrul beni sarsıp
"Hadi çabuk burdan gitmeliyiz. " diye kendime gelmemi sağladı.
" Otobanda bıraktığımız arabaya dönelim. "dedi Aslıhan sesi titreyerek.
" Onun benzini bitmişti. " dedi Ertuğrul.
" Çabuk otobana dönelim, bunların buraya ne için geldiklerini öğrenmeliyiz. " deyince Yankı bana hadi anlamında hareket yapınca silahlarımızı alıp tekrar ormana doğru koştuk.Otobana ulaştığımızda bıçağımla en az 10 yaratık haklamıştım. Şimdi sıra araba bulmaktaydı.
Artık koşuyorduk. Arkamızdakilerin bize yetişmelerini istemiyordum. Aslıhan sinirlerimi bozuyordu çünkü onun ağlama sesi bana Gizem'i hatırlatıyordu.
Yarım saati aşan duraklamalı koşmamızın ardından üstü açık, direğe çarpmış, hafif hasarlı bir Mercedes Benz SLR model bir spor araba gördüm. Anında yanına koştum. Anahtarı üzerindydi. Şoför koltuğu kanla kaplıydı. Ancak buna hepimiz sığamazdık. Sol tarafımdan gelen Yankı bir hışımla arabaya bindi ve kontağı çevirdi. Araba sıkıntısız çalıştı.
"Miraç, gel bi tane daha araba bulalım, sonra geri döner Aslıhan'la Ertuğrul'u alırız. " deyince yolcu koltuğuna bindim. Ertuğrul'a, Aslıhan'a göz kulak ol dedim. Yankı gaza basınca kafamı koltuğa çarpmam bir oldu. Araba inanılmaz hızlıydı ama çok da ses çıkarıyordu, bu da arabanın dezavantajıydı.
Yaklaşık 10 dakikadan sonra Yankı frene basıp durdu. İlerideki arabayı işaret edip
"Baksana? " dedi. İndim. Araba Wolksvagen Scirocco marka lüks bir arabaydı.
ARABALAR MEDYADA
Kafamı hemen içeri soktum. Burası çok pis çürümüş et kokuyordu. Ancak anahtarları kontaktaydı. Yolcu koltuğunda ölmüş bir kadının cesedi vardı. Kontrol amaçlı bıçağımı kafasına yerleştirdim ve çıkardım. Ardından arabadan attım. Marşa basınca araba hemen çalıştı. Yankı'ya hadi der gibi geriyi işaret ettim. Bir U dönüşü yapıp geriye son gaz gittik.
Tam o sırada Yankı önümde çok sert bir şekilde frene basınca az daha ona vuruyorken bende refleks olarak frene basıp direksiyonu sola kırdım. Bariyerlere çarpmaktan son anda kurtuldum. Hemen arabadan indim. Aslıhan ile Ertuğrul buraya doğru koşuyorlardı. Biraz daha dikkatli bakınca arkalarında o inanılmaz yaratık topluluğunu gördüm.Yankı ile birlikte Ertuğrulların olduğu bölgeye koşmaya başladık. Hemen kollarından tutup araba soktuk. Arabayı bulduğumuz yönene doğru direksiyonlarımızı çevirip gazı kökledik.
Yanımda Ertuğrul vardı. Arkamızdan gelen Mercedes'te ise Yankı ile Aslıhan. Ertuğrul birden radyoyu açtı. O anda ikimzde şok olduk.
Radyo yayınında aynen şunları diyordu.
"Hayatta kalanlar, eğer bu yayını dinliyorsanız bilin ki yanlız değilsiniz. Elimizde yiyecek, içecek, cephane, sığınak mevcut.Nüfusumuz 23. 11 Ağustos 2015 tarihi saat 24.00 da Trabzon Havaalanına hareket edeceğiz. Bize katılmak isterseniz ya Trabzon Havaalanına ya da Rize Pazar'a gelin. "
Bunları dinlerken arabayı sağa çektim. Arkamızdan da Yankı. Ne olduğunu sorduğunda ise radyonun sesini açıp onun dinlemesini sağladım. Sol tarafımızda bulunan tesislerin tabelasında yazanları okudum. 30°C saat 16.00 tarih 9 Ağustos 2015.
Hala 2 günümüz var, belki deniz yoluyla yetişebiliriz ve hayatımızı değiştirebiliriz.
Keşke yanımızda babamla Gizem de olsaydı da onlarda bizle birlikte gelebilseydi. Ertuğrul o sırada
"E hadi o zaman? " deyince hepimiz hareketlendik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Virüs 691
Science FictionKorku ve gerilimin hat safhada olduğu, kıyametin geldiği dünyada 691. denek siz olacaksınız... Zombilerle yaşamayı öğrendiler peki ya insanlarla? Korkma ben hiç insan öldürmedim. Sadece öldürmekten beter ederim. -HAN İnsanlar bazen kötü kararlar ver...