Bölüm 16 : 58 Saat 50 Dakika

462 47 0
                                    

Uyandığımda herkes uyuyordu. Ağır hareketlerle buzdolabını açtım. İçinden bir konserve kuru fasulye alıp yedikten sonra kapıyı açıp çıktım burada kendimi güvende hissediyordum. Zemin kata indiğimde dış kapının camından sitenin bahçesine bakınca 2-3 tane yaratık gördüm ve küçümseyip sonraya bıraktım. Birden gözüme alt kata inen bir merdiven ilişti. Meraklı adımlarla ilerlerdim elimde kendimi savunabileceğim hiçbirşey yoktu otomatik silahım odamda kalmıştı. Sonunda bodruma indim sanırım kazan dairesiydi. Işıkları açan düğmeyi bulduğumda ağzım açıl kalmıştı.

Evet bırası bir kazan dairesiydi ama sol tarafımda duvara bitişik alanda silahlarla ilgili herşey vardı. Otomatik silahlar, silah fenerleri, mermiler, susturucular, Desert Eagle, Glock 19, Magnum tabancalar vardı. Koşarak kendime bir Desert Eagle, mermiler, susturucu ve silah feneri aldım. Daha  sayısız şeyler vardı : bombalar, kalkanlar, şok tabancalar.
Elimdekilerle odaya girince Ertuğrul şaşırdı. Bunları nerden bulduğumu sorunca herşeyi anlattım. O da Yankı'ya. Artık silahlarımızda susturucu ve fener. Belimizde ise kuru sıkılar vardı. Bende yanımda bodrumda bulduğum komando bıçağını taşıyordum. Alev desenliydi.

Hava kararmıştı. Kapısında site yönetimi yazan bir odaya girdim. Masanın üstünde sitenin planı vardı. Pencereden baktığımda süs havuzunun tam karşımızda olduğunu gördüm. O zaman 2 numaralı apartmandaydık. Yukarı çıkıp Ertuğrul ve Yankı'yı çağırdım. 1 numaralı binayı araştıracaktık. Buraya elektrik gitmiyordu. Hemen ilk daireye girdik.
Silahlarımıza yerleştirdiğimiz fenerlerin ışığı, dört bir duvarı her dönüşümüzde kendi yüzlerimizle karşı karşıya kalmamıza neden olan aynalarla kaplı oturma odasını aydınlatmaya yetmişti. Ertuğrul sırtındaki çantasıyla tüm dolapları yokladı.
"Burda hiçbir şey yok. "
Bunun gibi 7 kat çıktık hemen hemen hiçbir şey yoktu, 2-3 konserve yemek dışında.

Saat gece 2 gibi evlerimize girdik. Silahımı kapının girişine fırlattım. Kendimi de kanepeye.
" Bir şey bulabildiniz mi? " diye sordu Gizem
" Hiçbir şey. " diye karşılık verdi Ertuğrul. Ertuğrul da ben de çok yorulmuştuk.
"Bu kadar uğraştığınıza değdi mi? deyince
" Hiç yoktan yan binayı temizledik." diye cevap verdim. Yarının olacaklarından hazırlıksız kendimi süs havuzunun içindeki yüz üstü yüzen yaratıkların içinde gördüğüm bir kabusla uyandım.

Virüs 691Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin