''Sen bana az önce tokat mı attın ?! Ne sanıyorsun lan sen kendini sürtük ! '' Sürtük mü ? Hayır yani gerçekten ciddi olup olmadığına bakmak için bir süre durdum. Beni yanında gezdirdiği aptal sarışınlarla karşılaştırıyordu heralde. '' Senin gibi kendini beğenmiş bir piç olucağıma sürtük olurum daha iyi ! '' Yaptığım yoruma ben bile şaşırmıştım. O da bunu beklemiyormuş gibiydi ki gözleri bir an şaşkınlıkla irileşti. Sonra da kızgınlıkla arabasına doğru ilerledi ve kapıyı çarparak kapattı. Kendimi tekrar tehlikeye atmadan hemen arabanın önünden çekildim ve bana dik dik bakarken ona orta parmağımı çıkararak sırıttım. Bu hareketime sinirlenmiş olacak ki kulakları inletecek bir sesle gaza basarak park yerinden ayrıldı. Demek ki iki yıldır çözmeye çalıştığımız kötü çocuğumuz orospu çocucuğunun tekiymiş. Hayır yani Asena seve seve böyle bir öküzü mü sevdin sen ya allah aşkına kızım bir kendine gel. Yok artık Anıl falan. Söylediği sözler her ne kadar kalbimi acıtsa da beni kendime getirdi. Hayır yani bir an ağlarken bir an çocuğa sırıtarak hareket çektim. Olayların şokuyla deliriyor muydum acaba ? Ben bunları düşünmeyi bırakıp okula doğru yürümeye başladım ve birden bir el kolumdan yakaladı. '' Asena kızım mal mısın sen ne yaptın orda ?! Çocuğa nasıl piç dersin üstüne bir de hareket çektin ! '' İlayda'nın bu yorumuna karşı bir an afalladım. Hayır ne yani çocuğun söylediği onca laftan sonra haksız olan ben miydim ? '' Nasıl arkadaşsın sen ya çocuk bani resmen fahişe yerine koydu ! Dediklerini duymadın mı ?! '' Öfkeyle ona bağırırken bir adım geri çekildi ve kararlı ifadesini hiç bozmadan '' Sen yıllardır kıçını yırtmıyor musun bu çocuk için ? Ne şimdi bu havalar kızım kendine gel. Çocuğun arkası sağlam. Okulda sana rahat bırakmayacaklar ve seninle takıldığım için benim de başım yanacak ! '' Ah işte belki de yaşanan onca şeyden sonra en çok bu kalbimi acıtmıştı. En iyi arkadaşım dediğim insan bile bunları söylüyorsa gerçekten acınası haldeydim fakat o sinirle ağzımdan çıkan lafları tutamadım. '' O zaman benimle takılma ve hiç olmayan popüleriteni arttır. Üzgünüm hanımefendi ama senin gibi o piçlerin altına girmek için ağzımı kapatamam ! '' Söylediklerimin farkına vardığımda artık çok geçti. İlayda yüzünde hiç tanımadığım bir ifadeyle bana bakıyordu. Acıma,tiksinme,hayal kırıklığı,şaşkınlık ? Ben hangi biri olduğuna karar veremeden o arkasına dönüp hiçbir şey söylemeden gitti. Ama şimdi beni de düşünün ne yapabilirdim ki. Sevdiğim çocuk herkesin ortasında beni aşağılamıştı ve en iyi arkadaşım dediğim kız bırakın beni savunmayı gelip bana benimle takıldığı için hayatının mahvolacağını söylüyordu. İnsanlar mı çok kolay değişiyordu yoksa ben mi insanlara çok kolay güveniyordum ? Göz yaşlarımı daha fazla tutamayacağımı anladığımda ilk derse girmemeyi tercih edip okulun çıkış kapısına yöneldim ve arkada kalan ormanlığa doğru ilerledim. Yalnız kalmak istediğimde her zaman geldiğim açıklığa vardığım da bir ağacın altına oturup dizlerimi kendime doğru çektim ve hıçkırıklarımı tutamadım. Neydi bu ? Duygu patlaması mı ? Yaptıklarımın pişmanlığı mı ? En yakın arkadaşımın kalbini kırmam mı ? Yoksa acınası halde bir sefil olmam mı ? Arkamdan gelen bir çıtırtı sesiyle hemen kafamı kaldırdım. Sesin geldiği yöne bakınca şaşkınlık içerisinde kalmış dağınık kumral saçlı ve çikolata rengi gözlere sahip tahminen benim yaşlarımdaki çocuğu gördüm. '' Şey..ben rahatsız etmek istemedim, üzgünüm '' dedi. Ses tonu o kadar tatlıydı ki bir an kalbim sıcak bir sevgi duygusula kaplandı. Ağlamaktan kısılmış sesimle '' Sorun değil '' demeyi başarmıştım. Bir an ne yapacağını şaşırsa da gelip yanıma oturdu. Kaşları çatık bir şekilde '' Neden ağlıyorsun ?'' diye sordu. Ah işte esas şimdi ne yapmalıydım ? Normalde insanların kalbini kırmaktan nefret ederim ve bugün zaten yeterince kalp kırmıştım. Fakat daha önce hiç görmediğim tanışmadığım bir çocuğun bunu sorması ne kadar garibime gitse de nasıl olsa artık hayatımın boka döndüğünü hatırladığım için anlatmamın bir zararı olmadığını düşündüm. Zaten onu daha önce okulda gördüğümü hatırlamıyordum. '' Biraz önce sevdiğim çocuk tarafından sürtük muamelesi gördüm ve en iyi arkadaşıma aynı muameleyi ben gösterdim. İşin doğru tarafı siki tuttum. '' Kullandığım argo kelime karşısında ilk başta şaşırsa da sonradan gülümsedi ve '' Lütfen bana bunun için ağladığını söyleme Asena '' dedi. İlk başta afalladım. Ben daha önce onu hiç görmemişken o beni tanıyordu. ''İsmimi nereden biliyorsun ?'' diye sorduğumda fermuarı açık çantamı gösterdi. Çantanın içinden görünen dosyanın üzerinde adım yazıyordu. Birden dosyayı görmemle ayağa fırlamam bir oldu. En az 1 aydır uğraştığım performans ödevimi bugün teslim etmem gerekiyordu ve eğer teslim etmezsem bütün çabalarım boşa giderdi. '' Şey üzgünüm benim gitmem gerek '' diyerek ona zor da olsa bir gülümseme attım. O da benim gibi ayağa kalkarak '' Görüşürüz Asena. Konuşmaya devam etmek istersen yine buraya gel. Mutlaka buralarda olurum '' dedi ve bana o muhteşem gülümsemesinden yolladı. Sanırım gülümsemesi bulaşıcıydı. Ben de onun gibi geniş geniş gülümseyerek arkamı döndüm ve okula doğru ilerledim. Ah, salak Asena ! Çocuğun ismini bile sormamıştım. Bir daha görebileceğimi de sanmıyordum. Fakat nedense içimden bir his bir daha karşılaşacağımızı söylüyordu. Bu düşünce gülümsememe yol açtı fakat karşımda birden beliren koyu kahverengi gözleri görünce gülümsemem anında soldu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
Teen FictionGözlerime bakan gözleri dudaklarıma kaydığında kalp atışlarım deli gibi hızlandı. Dudakları dudaklarımı bulduğunda ise artık nefes alamıyordum. Elleri tshirtümün altına kaydığında dokunduğu her yer sanki alev alıyordu. Daha sonra tshirtü kafamdan sı...