D-6

29.3K 1K 51
                                    

Odaya dalan kişiye bakmak için kafamı kaldırdığımda Anıl'ı görünce şok oldum. Aynı zamanda da korktum. Tabiki de beni kurtarmaya gelmemişti. Bu hayvan öyle bir şey yaparsa ben de Asena değilim. Kesin ikisi birden anlaşıp öldüreceklerdi beni. Belki daha sonra kokain yüzünden öldü diye geçiştirirlerdi. Lanet olsun neler düşünüyordum ben böyle. Alkol ve uyuşturucu kesinlikle bana yarayan şeyler arasında değildi.

''Kardeşim görmüyor musun meşgulüm. İşim bitince gel.'' 

Berke'nin sözleriyle daha da büyük bir korku içimi sardı. İşim bitince gel ne demekti ya ! Ben daha biraz önce bu çocuğa istemiyorum diye bağırmamış mıydım ? 

''Sanırım o işi ben bitireceğim. Bu sürtük malımın yarısını götürdü. Karşılıksız kalacağını sandıysa çok  yanıldı.''

''Lanet olsun benden taş gibi hatunu bırakmamı istiyorsun. Bunu sana ödeticem Anıl Bey''

Onlar karşılıklı atışıp bir yandan sırıtırken ben duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum. O lanet piç kurusu bana yine sürtük demişti. Bunu kaçıncı kez söylemesine ramen kahretsin ki o kelimeyi tekrar ne zaman söylese çıldırıyordum ve şimdi de beni resmen aralarında pazarlıyorlardı. Bir ortaya bahis atmadıkları kalmıştı. Orospu çocukları ne olucak. Hemen buradan kaçmam lazımdı. Ayrıca oda çok dardı. Sadece çift kişilik bir yatak ve yatağın kenarında komidin vardı. Bu kadar dar bir alanda çok uzun süre kalamayacağımı biliyordum. Acilen buradan kurtulmam gerekiyordu. 

Berke odadan çıkınca Anıl gözlerini benden ayırmadan tek eliyle kapıyı kapattı. Korku dolu gözlerle ona bakarken ne yapacağını kestirmeye çalışıyordum. Alt tarafı biraz toz için bunu yapmazdı heralde değil mi ?  Yani beni buna zorlamazdı..Umarım..

Bana doğru bir adım attığında ben de otomatikman bir adım geri attım. O bana yaklaşmaya devam ederken ben geri adım atmaya devam ediyordum ve en sonunda sırtım duvara değdiğinde yeniden kapana kısıldığımı fark ettim. Hem de bu sefer Anıl'la o kapana kısılmıştım. Aramızda bir adımlık mesafe bırakarak beni baştan aşağıya süzdü. Bakışları garipti. Her zamanki ukala tavrı yoktu. Gözlerinde yanan arzu parıltılarını görebiliyordum ama daha geçen gün çirkin dediği bir kıza karşı böyle şeyler hissedemezdi heralde. Yanlış düşündüğümü umacakken o teorilerimi doğrulayıp iyice bana sokuldu. Artık aramızda hiçbir türlü mesafe yoktu. Kalbim deli gibi çarpıyordu ve hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Korkudan gerilmiştim ve vücudumdaki bütün kaslar kasılmıştı.

"Bakıyorum da küçük sürtüğümüz heyecanlanmış.''

Bana tekrar sürtük demesiyle iyice çileden çıktım ve onu omuzlarından tüm gücümle iktirdim. Heralde bunu beklemiyordu ki sendeleyerek geri adım attı. O yüzünde şaşkın bir ifade ile bana bakarken ben öfkeden kuduruyordum.

''Senin benimle derdin ne ha ?! Nasıl bir hayvansın sen ya ?! O gün arabanın altında kalacağımda suçlu sen olmana ramen senden özür diledim ama sen her zamanki ukala tavrını sergileyerek bana sürtük dedin ! Hem de buna hiç hakkın yokken ve hala bana sürtük demeye devam ediyorsun ! Kimin altında gördün de bana bu hakareti ediyorsun ?! ''

Sesim çok yüksek çıkmaya başlamıştı ve artık bas bas bağırıyordum. Zaten kafam güzeldi bunun üstüne bir de sinirlenince tam oldu. Sinirden resmen kuduruyordum. Bir şeyleri parçalamak istiyordum. Gerçi karşımdaki pisliğe tekme tokat girişsem sinirim daha çabuk geçerdi.

Ben öfkeli gözlerle ona bakmayı sürdürürken birden beni duvara yapıştırdı ve ellerini yanımdan duvara sabitleyerek kaçmamı engelledi.

''Burada şu an benimle birlikte olman bile sana ettiğim hakaretleri hakkettiğinin kanıtı'' demesiyle daha da sinirlendim.

''Burada olmak isteyen kim ? Sana çok da meraklı değilim. Ellerini çekersen defolup gideceğim. ''

''Unutma ki ben gelmeseydim şu an Berke'nin altında olacaktın. Gerçi unutmuşum sen bundan zevk alırsın demi ? '' 

Laflarını bitirmesiyle suratına sert bir tokat yemesi bir oldu. Ne hakla bana bunları söyleyebiliyordu ? Ben böyle bir kız değildim. Beni tanımadan böyle şeyler söyleyemezdi. Bırak biriyle birlikte olmayı daha kimseyle öpüşmemiştim bile. Tabi bir kaç saniye öncesine kadar..

Attığım tokatla yüzü hafif sağa savruldu ve bana öfkeli bakışlar atmaya başladı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan öyle sert bir şekilde dudaklarıma yapıştı ki istemsizce inledim. Dudakları yumuşaktı fakat darbeleri sertti. Bir eliyle belimi diğer eliyle yüzümü tutarak beni kendine iyice bastırdı. İlk saniyler karşılık vermesem de sonradan kendimi tutamayıp ben de onu öpmeye başladım. Biliyorum şu an yaptığım şey çok saçmaydı ama kaç yıldır bu çocuğun hayalini kuruyordum. Mantığım her ne kadar dur dese de dudaklarım söz dinlemiyordu. 

Beni kucağına aldığında kollarımı boynuna, bacaklarımı da beline doladım. Dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynuma yöneldi. Artık resmen öpmeyi geçmiş, tenimi emiyordu. Biraz önce söyledikleri aklıma gelince ve şu an ki durumumuz göz önüne alınırsa kıpkırmızı olmuştum. Çünkü biraz önce dediği gibi..bundan zevk almıştım. O boynumu öpmeye devam ederken dudaklarımın arasından yine bir inilti çıktı. Sanki bunu duymayı bekliyormuşçasına deri şortumun fermuarını aşağıya indirdi. Eli tenime değdiğinde yakıcı bir sıcaklıkla ürperdim. Daha sonra elini tshirt ümün içinden geçirerek sırtımda gezdirmeye başladı. Tekrar dudaklarıma yöneldiğinde bu sefer daha büyük bir istekle öpüyordu. Sonunda gerçekleri anlamıştım. O masum Asena'yla değil, sürtük Asena'yla birlikte olmak istiyordu. Zaten içimdeki bütün masumluğun öldüğünü belirten sarhoşluğumla kucağında inip onu yatağa doğru iktirdim. Yatağa sırt üstü düştüğünde üstüne çıkıp gömleğinin ilk iki düğmesini açmaya başladım. Ben bunu yaparken yüzünde belli belirsiz bir sırıtış oldu ve beni sağ tarafa yatırarak tekrar üstüme çıktı. Boynumun her metre karesini öperken elleri de boş durmuyordu ve şortumu çıkarmak için girişimde bulundu. Ah, hayır. Bunu yapmasına izin veremezdim. Kontrol bendeydi ve tekrar üstüne çıktığımda ellerini başının üstünde sabitleyerek onu öpmeye başladım. Bu yaptığım hoşuna gitmiş olacak ki öpüşürken bile gülümsemesini bastıramıyordu. Ah yazık, aklımdan neler geçirdiğimi bir bilse... Onu daha da büyük bir şehvetle öperken tekrar düğmelerini açmaya başladım ve bütün düğmeleri açtıktan sonra gömleğini omuzlarından sıyırdım. Onu öpmeye bırakıp doğrulduğumda elimdeki gömleğini bir ip şeklinde buruşturuyordum. Ben onun kaslı vücuduna hayranlıkla bakarken o, bu yaptığıma şaşkınlıkla bakıyordu. Gülmemek için dudağımı ısırdım. Fakat o gözlerini kısarak dudaklarıma bakmaya başlamıştı. Gerizekalı çocuk yaptığım her hareketi yanlış anlamasa olmayacak sanki. Sapık şey heralde onu etkilemek için dudaklarımı ısırdığımı düşünüyordu. 

O harekete geçmeden önce ellerini tekrar başının üstünde birleştirerek elimdeki gömleğiyle sıkıca birbirine bağladım. Artık iki eli de bir birine bağlıydı ve ellerini hareket ettiremiyordu. Yaptığım esere zaferle sırıtarak baktım ve son kez dudaklarına yapıştım. Ayrılmadan önce alt dudağını dişlerimin arasına alarak emdim ve beklediğim hareket geldi. Elinde olmadan dudaklarından inilti dökülmüştü. Yerimde doğrulup zaferle sırıttıktan sonra aniden üzerinden kalktım ve yatağın kenarında doğrulup fermuarımı yukarı çektim. Hayvan izin verseydim beni burada becerecekti. Ne kadar öpüşünden zevk alsam da ilkimi onunla yaşayacak kadar gerizekalı biri değildim. Her ne kadar ilk öpücüğümü ona versem de çok kafaya takmamıştım çünkü gayet güzel öpmüştü. Suratında şaşkınlık,beklenti ve sabırsızlıkla yüzüme bakarken iki adımla yatağa yaklaştım ve yüzüne doğru eğilerek 

''Bak ukala züppe, sürtük dediğin kişi nasıl da elini kolunu bağlıyor'' diyerek sırıttım.

Yüz kasları öfkeyle gerilmişti ve ne yapacağını bilemez bir şekilde ateş saçan gözlerle bana bakıyordu. Kendi kazdığı kuyuya kendisi düşmüştü aptal. Yüzüne karşı son bir kez daha alaycı bir tavırla baktıktan sonra arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda arkamdan ''Adi kaltak !'' diye öfkeyle mırıldandığını duydum ve daha da fazla sırıtarak kapıyı arkamdan kapatmadan koridorda yürümeye başladım. Sanırım Azra'nın bahsettiği plana çoktan dahil olmuştum. Ya da kendi planıma demeliyim...

DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin