''Kardeşinin Anıl olduğunu bana daha önce de söyleyebilirdin Ata''
Alt kattaki büyük, güzel dekorlu salonda dördümüz birden otururken aklıma başka söyleyecek bir şey gelmiyordu. Ata Azra'yı güye ''evi gezdirmek'' için buraya getirmiş. Bunu söylediğinde Azra'nın hafif kızarmasıyla muzip bakışlarımı ikisinin üzerinde gezdirmiştim.
''Bahsettiğin piç kurusunun Anıl olduğunu bilseydim emin ol söylerdim Azra. Tanıştığınızı bilmiyordum''
Anıl'ın kaşları Ata'nın söyledikleriyle şaşkınlıkla havaya kalkmıştı. Ah, bu sefer kızarma sırası bendeydi. Anıl ''daha sonra görüşeceğiz'' bakışlarıyla bana baktığında onu umursamamaya çalıştım.
''Herneyse biz artık kalkalım saat geç oldu'' diye ayaklandığımda Anıl pişkin pişkin sırıtarak
''Aaa nereye böyle daha karpuz kesecektik'' dedi. Gerizekalı aklı sıra espri yapıyor. Ona gözlerimi devirerek Azra'nın kalkmasını bekledim ama hanım efendi oturmuş öküzün trene baktığı gibi mal mal bana bakıyor.
''Azra kızım kalksana hadi'' diye söylenmeye başladığımda sonunda ayaklanmıştı. Hayır yemin ederim bazen bu kızın zekasından şüpheleniyordum. Biz kapıya doğru ilerlerken Ata da bize eşlik etmek için ayaklanmıştı. Anıl'a göz ucuyla baktığımda hayvan herif yerinde pişkince yayılmış sırıtmaya devam ediyordu. Hayır neye sırıtıyor bu anlamıyorum ki. Bi görüşürüz bile demiyor camış işte. Fakat ben onun aksine saygılı ve kibar bir ''insan'' olduğum için ona görüşürüz demiştim. O ise daha da sırıtarak ''Görüşeceğiz zaten'' dedi. Onun bu imalı laflarına ve bakışlarına aldırmadan Ata'ların arkasından ilerledim.
Bahçeye çıktığımızda mal mal Azra'ya bakıyordum. O da aynı mal bakışları bana fırlatıyordu. Tamam bugün mal mal bakışma günüydü.
''Azra ne diye öyle bakıyorsun hadisene'' diye söylenmeye başladığımda o da konusmaya basladı.
''Araba sende sanıyordum Asena'' deyince birden kafamı duvarlara vurasım geldi. Doğru ya buraya Anıl'ın arabasıyla gelmiştik. Herneyse nasılsa Ata bizi bırakır diye ümitle ona döndüğümde mahcup bir şekilde yüzüme bakıyordu.
''Şeyy kusura bakma Asena arabanın benzini bitti.''
Hah dalga geçiyorsunuz değil mi ? Yok yok söyleyin kameralar nerede el sallayacağım. Büyük bir hayal kırıklığıyla kafamı eve doğru çevirince Anıl'ın pencereden bize sırıttığını gördüm. Demekki bu yüzden ''görüşeceğiz'' gibi imalı laflar söylüyormuş. Hayır hayvan herif resmen dalga konusu yaptı bizi. Halimize gülüp eğleniyor.
''Ama Anıl'ın arabasıyla sizi eve bırakırım'' diye Ata düşüncelerimi böldüğünde Anıl da pencereden kaybolmuştu.
''Ayy Ata sana da zahmet olacak'' diye Azra şeker kız moduna büründüğünde onlara gözlerimi devirdim. Ne zahmeti olacakmış adamın kardeşi beni buraya getirdi ben mi dedim beni evine götür diye, hah !
''Yok zahmet olmaz da Anıl işte bu arabayı falan vermeyebilir. Tersine denk gelirsek..''
Ne ?! Sıkıyosa vermesin o kim de arabayı vermeyecek ? Tamam araba onun arabası olabilir de yani beni buraya getiren de o. Sinirim birden tepeme çıkınca hışımla eve geri daldım. Salona girdiğimde orada yoktu. Merdivenlere yönelip odasının olduğu kata doğru çıkmaya başladım. Bu öküz kadar evde sadece 2 kişi mi yaşıyorlardı ? Acaba anne babası neredeydi ?
Kapısının önünde geldiğimde hiç kapı çalma gereği duymadan odaya daldım. Fakat dalmaz olaydım. Gördüğüm manzara karşısında irileşen gözlerimi zor da olsa elimle kapatabilmiştim. Ah, merak etmeyin tabiki de onu bir kızla iş üstündeyken basmamıştım. Hele bir öyle olsaydı...Herneyse işte karşımda boxerıyla ve o muhteşem kaslarıyla dikilmiş şaşkınlıkla bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
Teen FictionGözlerime bakan gözleri dudaklarıma kaydığında kalp atışlarım deli gibi hızlandı. Dudakları dudaklarımı bulduğunda ise artık nefes alamıyordum. Elleri tshirtümün altına kaydığında dokunduğu her yer sanki alev alıyordu. Daha sonra tshirtü kafamdan sı...