''Şimdi..esas konumuza dönelim. Mal nerde ?''
Şakağımda hissettiğim silahın soğukluğu beni daha da fazla ürkütüyordu. Gözyaşlarım istemsizce yanaklarımdan akmaya devam ederken Anıl artık iyice gerginleşen yüz hatlarıyla soruya cevap verdi.
''Kullandım.''
''Ne demek kullandın ?! Lan ben sana o malı sat diye vermedim mi ? Ne kadar para ediyor o sen biliyor musun ?! Kullandıktan sonra bedelini ödemeyeceğini mi düşündün ?''
Adam son cümleyi söylerken silahı kafama daha da bastırdı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Korkudan kaskatı kesilmiştim. Yaptığım, daha doğrusu yapabildiğim tek şey ağlamaktı. Bir de kabul olursa dua etmek..
Anıl cebinden bir miktar para çıkararak adama uzattı. ''Al, malın fiyatı. Ne bok yersen ye.''
Bunun üzerine adam bir kahkaha patlattı. ''Bu kadar parayla hesabını kapatabileceğini mi sandın ?''
Lafını bitirdikten sonra bir müddet gözleri bende takılı kaldı. Beni baştan aşağıya süzdükten sonra sırıtıarak
''Aslında hesabını başka bir şekilde de ödeyebilirsin..Hatta bu çok hoş olur'' dedi. İlk başta ne demek istediğini anlamadım. Daha sonra silahı kafamdan çekip yatağın üstüne bıraktı ve beni yatağa sırt üstü fırlattı. Korkudan irileşen gözlerimle Anıl'a baktığımda yüzü ifadesizdi. Ne yani bu adamın resmen bana tecavüz etmesine izin mi verecekti ? Neydim ben fahişe mi ?
''Sanırım seninle işimiz bitti asi çocuk. Şimdi defol git ve bir daha sakın bana kazık atmaya çalışma. Bir dahaki sefere bedelini yanındakiler değil sen ödersin''
Anıl bir müddet hareketsiz bir şekilde yerinde kaldı. Tam bir adım atıp kapıya yaklaşacakken ''Hayır, gitme..lütfen..'' diye hıçkırıklarımın arasında inledim. Kafasını çevirip yine ifadesizce yüzüme bir defa baktıktan sonra kapıyı açıp gitti.
Nasıl yapabilmişti ? Hiç mi vicdanı yoktu ? Lanet olsun bu kadar mı değersizdim onun gözünde ? Ağlamam daha da şiddetlenince adam yavaş hareketlerle üzerime gelmeye başladı. Ondan kaçmak için yatağın en ucuna iliştim fakat üzerime eğilince bir an nefessiz kaldım. Hayır hayır hayır bu pisliğin zorla beni elde etmesine izin veremezdim. Üst üste attığım yumruk ve tekmelerle onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım fakat sanki taş gibiydi hareket etmiyordu. Dudakları boynuma değdiğinde hissettiğim tiksintiyle çığlık atmaya başladım. Resmen delirmiş gibiydim. Çığlıklar atarak beni bırakmasını söylüyordum. En sonunda attığım yumruk sol kaşına gelince öfkeyle yerinden doğruldu ve ateş saçan gözlerle bana baktı.
''Seni küçük kaltak'' diyerek üstüme geldiğinde aniden kapı açıldı.
''Abi polisler geldi. Mekanı boşaltıyoruz''
Adamlardan birinn uyarısı üzerine hala adını bilmediğim odadaki adam küfür ederek telaşla ayağa kalktı ve odadan hızlıca çıkıp gitti. Odada tek başıma kalmıştım. Kendimi o kadar halsiz hissediyordum ki yatağın üstünde bacaklarımı karnıma çekmiş ellerimi de bacaklarıma dolamış bir vaziyette sarsılarak ağlamaya devam ediyordum. Allahım bunları hak edecek ne yapmıştım ki ben ?
Kapının tekrar hızla açılması üzerine korkuyla yerimde doğrulup yatağın diğer ucuna kaçtım.
''Şşştt..korkma benim'' Anıl'ın sesini duymamla çıldırmam bir oldu. Sinirden ne yapacağımı şaşırdım.
''Beni nasıl o lanet herifin yanında bırakırsın allahın belası !!'' Elime geçen vazoyu Anıl'ın hemen yanındaki duvara fırlattım. Duvarda parçalanıp yere düşen cam parçalarının çıkardığı tiz sesle kulaklarımı kapadım. En ufak bir şeyden bile korkar olmuştum. Allah kahretsin resmen aklımı yitirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
Teen FictionGözlerime bakan gözleri dudaklarıma kaydığında kalp atışlarım deli gibi hızlandı. Dudakları dudaklarımı bulduğunda ise artık nefes alamıyordum. Elleri tshirtümün altına kaydığında dokunduğu her yer sanki alev alıyordu. Daha sonra tshirtü kafamdan sı...