D-15

18.5K 730 137
                                    

Beklettiğim için çook ama çok üzgünüm minnoşlarım fakat bildiğiniz gibi elimde olmayan sebeplerden ötürü yazamamıştım. Yorumlarınız ve vote'larınız beni o kadar mutlu etti ki anlatamamm hepinizi çook seviyorum <3 Ayrıca multimedia ve kitap kapağı için iremsizz'e çook teşekkür ederiiimm <3 (multimedia Anıl ve Asena) Sizi yeni bölümle başbaşa bırakıyoruum ve vote ile yorumları unutmayın lütfeenn öpüldünüz :*  

Kapının tıklatılmasıyla gözlerimi açtım. Ah, başım çatlıyordu ve ağlamakta gözlerim şişmişti.

''Evet ?'' diye seslendiğimde karşıdan Ata'nın sesini duyunca şaşırmıştım. Lanet olsun, kendi dertlerimle uğraşmaktan çocuğu unutmuştum !

''Asena benim..şeyy ..girebilir miyim ?''

''Ah, Ata tabii ki girsene''

Kapı açıldığında kendimi darmadağın olmuş bir Ata'yla karşılaşmaya hazırlıyordum fakat hiç umduğum gibi değildi. Üstünde ona bol gelen babamın pişamalarıyla gayet normal ve tatlı gözüküyordu. Darmadağın olan tek şey saçlarıydı. 

''Dün gece pek fazla uyuyamadım. Anıl'la kavga ettiğinizi duydum. Aslında çıkıp onunla konuşmayı planlıyordum ama sanırım şu an ona biraz kızgınım. Artık kendi başının çaresine kendisi bakmalı. Sürekli onun arkasını toplamaktan yoruldum Asena.''

Gerçekten üzgün bir ifadeyle bunu söylemesi gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Ata o kadar saf ve temiz kalpli birisiydi ki onu ne ben ne de Anıl hakediyordu. 

''Yaşadıkların için çok üzgünüm Ata. Sen bunların hiçbirini haketmiyorsun.''

Artık tutamadığım gözyaşlarım yanaklarımdan aşağıya süzülürken başımı öne eğmiştim. Ata yanıma gelip kollarını omuzlarıma sardı ve beni kendine çekti. 

''Şştt Asena tamam sakin ol. Her şeyin iyi bir yanı vardır. İyiki çok geç olmadan Azra'nın gerçek yüzünü gördük. Daha geç olsaydı belki daha kötü sonuçlanacaktı.''

Tanrım bu çocuk tam bir Polyanna'ydı. Nasıl her şeyin hep iyi yönlerini görebiliyordu ?

''Hadi gel kahvaltı yapalım sonra konuşuruz'' diyerek beni ayağa kaldırdı.

''Şeyy..Ata kusura bakma ama hiç kahvaltı hazırlayacak halim yok. Dışarıda mı yesek ?''

''Merak etme sulu göz ben hallettim'' diyerek bana gülümsedi. Ne yani bir de kahvaltı mı hazırlamıştı ? Şimdi hem ağlayıp hem gülmek istiyordum. Anıl neden abisine birazcık da olsa benzeyememişti ki hayır yani neden Tanrım nedeenn ?!!!

Alt kata inip kahvaltı yaptıktan sonra salondaki koltuğa iyice gömülmüştüm. Şu an sevgilisi tarafından terk edilen bir genç kız misali tek yapmayı istediğim şey elimdeki çikolatayı bitirip yenisine başlamaktı. Bugün depresyon günümdü ve kimse beni bu koltuktan kaldıramazdı..

Ata'yla birlikte saat 5'e kadar oturup film ve belgesel izlemiştik. Ve bir de sayamayacağım kadar çok çikolata yemiştik. Hayatımda ilk defa bu kadar fazla çikolata yiyen bir erkek görüyordum ama çok da şaşırmamıştım. Sonuçta o da kötü bir ilişki maduruydu. En son izlediğimiz belgesel bittiğinde yerdeki çikolata kağıtlarının arasına sümüklü peçeteler de eklenmişti. Ata benim halime katıla katıla gülerken ben ona öfkeyle bakıyordum. Ne yani tamam siz de benim sulu göz olduğumu düşünebilirsiniz ama doğum yaparken ölen bir pandayı görmek hiç de hoş bir şey değildi tamam mı ?!

''Hey sulu göz yeter artık. Kalk ve hazırlan dışarı çıkıyoruz''

''Ya ne dışarısı ya istemiyorum beni çikolatalarımla başbaşa bırak Ata''

''Bak ömrünü çikolata yiyerek geçiremezsin tamam mı ? Şu an ikimizin de ihtiyacı olan tek şey kafamızı bir güzel dağıtmak. Kaldır o koca kıçını da hazırlan''

''Off Ata illa..hey bir dakika ne ?! Sen az önce kıçımın büyük olduğunu mu söyledin ?!?!''

Ona en öldürücü bakışlarımdan birini atarken Ata kaçış planlarını yapmaya başlamıştı bile.

''Seni hain domuz'' diyerek yerimden hışımla kalktım ve Ata'nın arkasından koşturmaya başladım. Lanet olasıca hızlı koşuyordu ama ben de çözüm tükenmezdii.. Elime aldığım ilk terliği arkasından fırlatmamla kafasına çarpması bir oldu.. BİNGO! 

Ben katıla katıla gülerken o da gülmeye başlamıştı.

''Hey sence bu biraz ağır olmadı mı ?''

''Kes sesini Ata hazırlanmaya gidiyorum'' diyerek onu başımdan savdım.

İkimiz de hazırlandığımızda yola çıkmıştık. Üzerimde gece mavisi kat kat çok şeker bir elbise vardı. Her ne kadar otururken bana zorluk çıkarsa da şekerdi işte. Altına giydiğim siyah platform topuklularıma o kadar alışmıştım ki yürümem çok da zor olmuyordu. 

Ata bizi daha önce hiç gelmediğim bir bara getirdi. Gerçi hayatım boyunca tek bir bara gitmiştim o da var.. İçeri girdiğimizde değişik hiçbir şey yoktu. Pistte dans eden, köşelerde yiyişen, bazı yerlerde kavga eden çiftler vardı. İkimiz de bar taburelerine oturduktan sonra vodka sipariş ettik. 3 vodkadan sonra kafam yeterince bulanmıştı. Kahretsin dostum içki beni fena çarpıyordu.

"Senin o lanet kardeşin var ya..kesin şimdi başka bir kızla yiyişiyordur'' Konuşurken dilim dolanıyordu ama ne dediğimi biliyordum sonuçta. Söylediğimi kahkaha atan Ata'ya şaşırarak baktım. Bunda gülünecek ne vardı ki ? O da mı kafayı bulmuştu lan ?

''Bu da nerden çıktı Asena ?'' dedi gülerek.

''Sürpriz yumurtaaa !!'' diyerek ellerimi çırptım. Ne diyordum ben ya ? 

Gülmekten nefesi kesilen Ata tekrar konuşmaya başladı.

''Asena sanırım sarhoş oldun. Bu kadar yeter gel buraya'' diyerek beni oturduğum yerden kaldırdı. Nereye yaa daha yeni gelmiştik ama..

Beni arabaya kadar taşıdıktan sonra sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Yol kenarlarındaki ışıklar gözümü çok alıyordu ve ağrıtıyordu. İyice ağırlaşan göz kapaklarımı kapatıp kendimi uykuya bıraktım..

Birinin kucağında sarsılarak ilerlediğimi fark ettiğimde gözlerimi biraz aralamıştım.Sanırım Ataların evine gelmiştik. Ata kapıyı açıp içeri girdiğinde kucağında benle birlikte üst kata çıktı. Bir odanın kapısını açıp beni yere indirirken o da hafif sarhoş görünüyordu.

''Bu elbise kıçını küçük gösteriyor'' diyerek kahkaha attığında ben de nedenini bilmediğim bir nedenden dolayı gülmeye başlamıştım. Fakat sonra birden aramızdaki atmosferin havası değişti ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi Ata'yla öpüşürken buldum. Hey hey hey bir dakika buna hemen bir son vermeliydim ama nedense kendimi durduramıyordum. Sanki şu an bilinç altım duygularımın altında hapis gibiydi. Mantıklı düşünemiyordum. 

Ata'nın elleri omuzlarımdan belime kayarken elbisemin askılarını da indiriyordu. Dudaklarımdan boynuma doğru indirdiği öpücüklerle inlememi bastıramamıştım. Bunun üzerine Ata beni yatağa yatırıp üstüme çıkmıştı. Şu an ne yaptığımın kesinlikle hiç farkında değildim fakat sonuçlarının pek güzel olacağını hiç sanmıyordum..

DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin