Hava kararmış ama bak dışarıda dolanay var.
Zaman geçerken ben hem okul ve Zerda'nın düğünüyle ilgileniyordum. Zerda uzun bir arayıştan sonra nedime elbiselerinin rengine karar vermişti ama şanslarına o renk ipek kumaş yoktu. İpek hariç her diğer kumaşlarda bulunuyordu ama Zerda kafaya ipeği takmıştı. Başka rengi kabul etmiyordu. Elbiselerin bizim tarafımızca yapılıyor oluşu da oldukça yüksek maliyete sebep olacağı kesindi ama Zerda kafayı elbiselerin orijinal ipekten olmasına takmıştı. Kumaşın orijinal olmasına kafayı taktığı için özel olarak dokutturmaya karar vermişti. Dokutturma işi nasıl oluyordu tam emin değildim sadece bir ipek kumaş üretim tesisiyle bağlantıya geçtiğini biliyordum sadece. Kumaş hazırlanırken Zerda bu sefer de her nedime için farklı modellerde elbise istemişti. Gelinlik için çalıştığı yer, özel olarak nedime elbiselerinin çizimlerini de yapıyorlardı. Anlaşılacağı üzere her şey ultra lüks ve büyük bir özenle hazırlanıyordu. Zerda'nın nedime etkinlikleri dediği bir şey de vardı bu arada. Neymiş herkes birbiriyle iyi anlaşırsa fotoğraflar daha doğal çıkarmış hem mümkün olduğu kadar da etkinlik yapacak bekar son günlerinin tadını çıkartmayı planlıyormuş. Sanki şu anki durumu bekar gibiydi de evli olmadan içimde kalmasın dedikleri şeyleri yapıyordu. Yine aynı evde yaşıyor, aynı yatağa giriyorlardı. Evlendikten sonra ne değişecekti ki? Bazen insanları anlamak benim için hayli zor oluyordu.
Tabi bunların yanı sıra bir tarafta da Seda abla vardı. Tüm hamileliğini büyük bir kapanma ile geçirmişti. Yakın zamanda ise doğum yapmıştı. Bir oğlu olmuştu. İsmini Poyraz koymuşlardı. Seda ve Esra ismi uyumlu olduğu için bebeğin ismini de Fatih abinin ismi ile uyumlu koyacaklarını düşünsem de öyle olmamıştı. Poyraz çok sevimli bir bebekti. Her görenin çocuk isteyebileceği türdendi. Hiç öyle huysuzlukları yoktu. Sakin ve uyumluydu. Durmadan ağlamıyordu, karnı tok ve altı temiz olduktan sonra saatlerce uyuyabiliyordu. Özellikle ağzında emzikle etrafı izlemesi kesinlikle hayranlık uyandırmıyor değildi. Bu konuda babasına çektiği aşikardı. Amcalarına çekmiş olsaydı Seda abla kesinlikle kafayı yerdi. Ne kadar kabul etmekte zorlansa da Esra, Burak abinin kız versiyonu gibiydi. Her hareketi onu andırıyordu. Ona benzemese bile en azından kocasına çektiğine sevinmişti Seda abla. İçinden kesinlikle Feyyaz'a da çekebilirdi diye bu haline dua ettiğine emindim.
Final haftası biter bitmez beni bir bütlere hazırlanma olayı sarmıştı. Sınavlarımın hiçbiri iyi geçmemişti ve hepsinden düşük not alacağımdan oldukça emindim. Sırf bu yüzden ara vermeden çalışmaya devam ettim. Zerda sağ olsun yine de beni boş bırakmıyordu. Sınavlar açıklanınca dediğim gibi olduğunu fark ettim. 3 dersten kalıyordum. Yorulmuştum ama durmadan devam ediyordum. Şu an mola vermenin zamanı değildi. Zaten Feyyaz da 3 haftalığına İtalya'ya gitmişti. O dönene kadar benim sınavlarım bitmiş olacaktı ve bende tam zamanlı olarak dinlenmeye başlayabilecektim. Tabi Zerda'nın düğün telaşını saymazsak.
Bütlerim tamamlandığında Feyyaz'da dönmüş oldu. Evde tek kalmaktan hala rahatsız oluyordum ve beni oldukça geriyordu hala. Bu süreç sınavlarda olmasa hiç çekilmezdi. En sonunda uzun bir tatile başlayabilecektim en azından.
Kafamı kaldırdığımda Feyyaz başımda bekliyordu. Gözlerini dikip bana baktı. Sanki bir şeyi unutmuşum ama neyi unuttuğumu hatırlamıyormuşum gibi bir his çöktü içime. Unutabileceğim ne vardı ki? Haziranın sonuna gelmiştik. Evlilik yıl dönümümüz geçen aydı. Benim doğum günüm şubattaydı yani geçmişti, onun doğum günü ağustostaydı onunkine de çok vardı, hadi babalar günü diyeceğim ama daha bir çocuğumuz olmadığı için bunu da es geçebilirdim ama ne unuttuğumu hatırlamıyordum. "Bir şey mi oldu?" Bir şey olduğu kesindi ama ne?
![](https://img.wattpad.com/cover/358744484-288-k842896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS-1)
Novela JuvenilTüm hayatını sadece kendi doğruları için yaşayan bir adam aşık olursa ne olurdu? Bir gece de adamın doğru bildiği ne varsa yıkılmış ve odak noktası değişmişti. İki farklı dünya ve iki farklı insan nasıl bir arada yaşardı ki? Yalnızlığı kendine uşa...