KISKANÇLIK KRİZLERİ BİLMEM KAÇINCI PART

38 1 0
                                    

Not:Elbise Berfu'nun düğünde giydiği ile benzer. Kafamdaki modeli tam bulamadım ama bu da yakın bir modeli. Yosun yeşili olarak düşünün ama. İyi okumalar. 

Zaman geçmiş ve sonunda düğün gününe gelmiştik sonunda. Kına gecesi ve bekarlığa veda partisini olaysız bitirmiştik. Artık sona gelmiştik. Düğün Zerda'nın babasının otelinde yapılacaktı. Otelin büyük bir kısmı düğün için kapatılmıştı. Gelen misafirler otelde ağırlanacaktı. Sabah erkenden kalkıp otele geçtik bizde. Odalar misafirlerin hazırlanabilmesi için açık bırakılmıştı. Sabah günlük giyinmiştim nasıl olsa elbiselerim oradaydı. Feyyaz, damat odasına girerken bende gelin odasına girdim. Son hazırlıklar tamamlandıktan sonra bu maceranın da sonuna geliyorduk.

Zerda'nın gerginliği artık hepimizi vurmaya başlamıştı. Yemekten de bir şey anlamamıştım zaten aç gibi hissediyordum ama en erken gece yarısı yiyebilirdim. O elbisenin içinde göbeğimin çıkmasını hiç istemiyordum.

"Saat kaç demiştiniz?" Zerda bugün 1500 defa tekrarladığı saat sorusuna Yağmur gına geldiğini belli edecek şekilde nefes verip cevapladı. "Daha iki yeni olmak üzere sakin olur musun çekim üçte başlayacak." Zerda derin bir nefes verirken "Sana söylemesi kolay tabi." Seda abla biraz sonra Zerda'nın saçlarına yapışacak gibi duruyordu. Kızlar sağlı sollu koşuşturuyordu. Daha kimse üzerini giyinmemişti hoş daha saçı makyajı bitmemiş kişiler vardı. Telefonum çalmaya başlamıştı ama çantamı bulamadım. Esra elindeki çantamı bana uzattı. Ne ara ele geçirmişti acaba küçük hanım? Feyyaz arıyordu.

"Efendim hayatım." Son kontroller için dışarıda olduğunu zannediyordum. Belli ki işi bitmişti. "Kapıya çıksana bir şey soracağım." Ben kapıdan çıkarken galiba Zerda bugünkü beşinci bardak içkisini eline aldı kesinlikle salona sarhoş girecekti. Feyyaz koridorun başında bekliyordu. Yanına yaklaşınca dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.

"Üzerini değiştirmemişsin." Çekime daha vardı ve şimdiden giyinip ne yapacaktık ki? Zaten Feyyaz'ın tepkisinden biraz çekiniyordum. Elbiseyi açık bulma ihtimali yüzde bin falandı. "Daha erken saat ilerlesin çekime yakın giyineceğiz."

"Öyle olsun." Ee, bu muydu yani? Telefonda sorsa söylerdim bunu ben. "Bunun için mi geldin?" Yüz ifadesinden sadece bu olmadığı belliydi. Başka bir şey var da söylemiyor gibiydi. Neyse yakında ortaya çıkardı.

"Belki." Zerda o elbiseleri yaptırmaya ayrı bir enerji harcamıştı saklı tutmaya ayrı. Denemelerde bile içeri telefon almamıştı fotoğraf dışarı sızar diye. "Sence Zerda sır gibi sakladığı elbiseleri şimdiden gösterir mi?"

"Onu da anlamadım zaten. Ne gerek var bu kadar saklamaya yani birkaç saate düğün başlayacak işte." Bana kalsa da ne gerek var bu kadar şeye ama işte yapacak bir şey yoktu. Zerda böyle bir insandı. Bunu kabullenmeyi başarmıştım. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar ayarlamıştı kendi düğünün. O kadar küçük ayrıntılar bile düşünülmüştü ki elbiseleri gizli tutması beni şaşırtmıyordu. "Yani öyle istiyor yapacak bir şey yok."

"Neyse içeride görürüm. Sana bir şey soracağım." Biliyordum sadece elbiseye gelmediğini. İyice çözmüştüm yüz ifadelerini. "Sor."

"Seni hiç ailenden arayan oldu mu?" En son ki olaydan beri kimseyle konuşmamıştım gayet iyi biliyordu bunu şimdi niye konusunu açıyordu ki? Bu konunun canımı sıktığı aşikardı. Ben gururuma yenilip arayamamıştım ama onlarda aramamıştı. Bir kere bile hem de. Bu küslüğün bir ömür süreceğinden artık emin gibiydim. "Hayır." Desem de canım sıkılmıştı. Ne gerek vardı ki bu hatırlatmaya.

"Tamam asma suratını kar tanem sormadım say." Sabahtan beri korumaya çalıştığım keyfim kaçmıştı. Suratımın asılmasına mani olamadım. "O nasıl oluyor zamanı geri mi sarıyoruz?"

GÖRÜNMEZ KAFES (KDÇS-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin