26

192 34 12
                                    

  Kötü insanların ölümü hep çok kötü olur derdi Giselle, ben kötü müydüm? Belki de günahkar. Neydim ben nasıl bu kadar acı çekmeye mahkum bırakılmıştım,  neden bu kadar kötü bir talih bana armağan edilmişti? Artık dayanamıyordum,  bunlar ağır hareket eden kalbimin kaldırabileceği türden şeyler değildi. Suya doğru elimi uzattığım anda çekilen ancak anlaşıyormuşuz gibi usulca beni kabul etmesiyle birlikte bacaklarımın içine dalmasına izin verdim. Eskiden asla suyla ilgili bir sorunum yoktu ama artık her suya girişimde ve ya en ufak bir su damlasına karşı bedenim tepki veriyordu, bedenimden çok ise su tepki veriyordu. Benden kaçıyordu çekiliyordu, kaçtığı kişi ben bile değildim. Uzun süre geçmemişti ikisini el ele gördüğüm an ve dakikanın üzerinden çok değil sadece 2 gün geçmişti. O kadar ıssızdı ki her yer ama bu ıssızlık asla gergin bedenleri saklayamıyordu.  Geçtiğim her yerdeki tedirgin gözler her an patlamaya hazır bir bombaymışım gibi benim üzerimde toparlansa da bunu yapmaya niyetim asla yoktu. Kendi halimde sessiz sedasız ölmek istiyordum ama ya Eva?

  Bebeğimi sahiplenmeye çalışırsa? Ona zarar verip iyi bir çocukluk geçirmesine izin vermezse ne yapabilirdim? Ölüyken onu nasıl koruyabilirdim?gunledir zihnimi meşgul eden bir diğer soruydu aslında, pek aktif olmasa da başka bir soru daha düşündürüyordu beni. Hakkı olan taht ona verilecek miydi zamanı geldiğinde, zamanı denilen kavram Aiden'en öleceği gündü elbette ama en azından iki ülkenin tek Veliahtıydı ve şimdi ona bir ortak çıkmıştı. İki ülkenin olmasa da Eva gibi birinin hırsları yüzünden hakkından merhum edilebilirdi. Korkuyordum, onu uzaktan da olsa ufak bir şansla görebilsem dahil hiç bir şey yapamayacağımdan korkuyordumm ölmek o kadar kolay geliyordu ki bunu düşündüğümde onun o zor anları yaşama ihtimali kalbimi derin bir acıya maruz bırakıyordu. Oflayarak yıkandıktan sonra havluyu bedenime sardım, kimseyi yanıma yaklaştırmıyordum eskiden benimle saunaya giren kimseyi almıyordum belki de bükülmüş sırtımın çatlamış derimin görünmesini istemiyordum bilmiyorum ama Aiden'en benzettiği o tabire uymuş bir şekilde ucube gibi ölmüş olarak hatırlanmak istemiyordum.

İsmi günlerdir kendime itiraf edemediğim bir şekilde aniden zihnimde yankilandığında bedenimi beklenmedik bir şok dalgası kapladı. Öylece yerimde donmuş kalmış iken titrek bir nefesi ciğerlerime bahşettim onun benim için iyi bir anı bırakacağı fikri o kadar çok hoşuma gitmişti ki bir an olsun bütün geçmişi geride bırakmak istemiştim ama çok geçmeden yalanı kendisi gibi ortaya çıkmış 2.5 ve muhtemelen 3 aylık hamile Eva ile belirmişti karşımda. Zihnim bir türlü o geceyi aramaktan tahmin etmekten alıkoyamıyordu beni, sürekli her dakika her saniye düşünüyordum. O gün ne zamandı? Belki de benimle birlikte olduğu gece gitmiş onu hamile bırakmıştı, zihnimi dolduran düşünce midemi alt üst ederken titrek ellerimi bedenime sararak kapıya ilerledim.  Kapı eşiğinde merdivenlerde bütün kazanmış ifadesiyle duran kadını fark ettiğimde bir kaç saniye öylece durdum. Üzerimi tiksinircesine incelerken ona aldırış etmeden yanından geçip daireme ilerledim, bir seyler söylemesine rağmen onu duymamayı tercih ederek daireme girdiğimde odamda gördüğüm yüz ile kapı eşiğinde öylece kalakaldım.

- Sarin?  Dedim çatık kaşlarımla şaşkınlığıma engel olmaz iken

    Elinde tuttuğu kan torbasını yavaşça yatağa doğru bıraktı, ardımdan hızla kapattığım kapıyla ona sorgularcasına baktığımda hafif bir referans yaparak eğildi.

Bağ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin