Uzun uzun konuşmuştuk aslında en azından bana göre fazla uzun konuşmuştuk, önceki hayatımda uzun konuşmaya asla yer yoktu benim için. Kısa keser yoluma bakardım, sancılı olmasa da vücudumdaki yerli ağrılar ile gözlerimi açmış bana verilen elbiseleri giyinmiştim. Kurt sarayının aksine burda bembeyaz elbiselerim yoktu onun aksine siyah bir elbise giyinebilmiştim, elimi karnımın üzerine sararak merdivenlere ilerledim. Merdivenlerin sonunda gelen adım sesleri ile durdum ağır ağır, zemine her vuruşunda gelen ses zihnimde yankılanırken ihtimali ile gözlerimin dolmasına engel olamadan elimde korkuluklara tutundum.
- o iyi mi? Dedi ağladığı belli olan bir sesle
Bacaklarım dahil bedenime eklenmiş bir şekilde titrediğinde boğazımda ağırlaşmış hıçkırık yavaşça süzüldü dudaklarımdan. Beni duyan adımlar durduğunda kararsız bir şekilde eli merdiven başında bekledi, gördüğüm silulet bir an rüya mı diye düşündürürken beklemeye değer görmedim o saniyeleri.
Hızla merdivenleri indim bana dolan gözleri ile bakan Anneme doğru, evet o benim Annemdi. Kabullensem de halen daha inanamıyordum, o merdivenleri nasıl indim bilmiyorum ama bir nebze olsun değişmeyen kadına kollarımı doladım. Bir kaç adım geri gitse de dengeyi sağlamış bana karşılık vermişti, o burdaydı. Ona ihtiyacım olduğunu hiç bir zaman düşünmeyecek olan bana ne kadar da ağır gelmişti onsuzluk
- bebeğim, dedi saçlarımı okşayıp ağladığı belli olan pürüzlü sesi ile
Hıçkırarak daha sıkı sarıldım ona, o ise burnunu çekerek konuşmaya devam etti
- üzgünüm bebeğim, çok üzgünüm. B.ben bilmiyordum hepsinin bir kumpas olduğunu, aptal gibi sana küçük bir ceza vermek istedim sadece. Dedi üzgün ve pişman bir sesle konuşurken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
FantasyKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...