Günler birbirini kovalamış zaman denen sarkaç hızla geçmişti, Alfa ne uyanmış ne de uyandığına dair herhangi bir belirti göstermişti oysa onun şimdi ayakta olması gerekiyordu. Tedhor'un tahminine göre. Umursadığım bir şey değildi, umursamam gereken bir şey asla değildi ancak onsuz güzel olan bu sarayın sessizliği benim canımı sıkmakla birlikte ne yapacağımı bilemeden oraya buraya toslayan kızgın bir boğaya dönüşmüştüm. Önüme gelene patlıyordum açıkçası, halen daha aramızda bulunan o lanet mühür yüzünden kalp atışlarını kulaklarımda duyuyor olsam da herhangi bir etkisi olduğu söylenemezdi ona karşı nefret dışında herhangi bir duygum yoktu, acıma bile. Ama ailesine üzülüyordum, en azından halen daha hayatta olan Annesi için. Evet tanışmıştım Helen ile, Serena'nın güzelliğini kimden aldığı o kadar aşikardı ki ancak onun gönlündeki harabeyi hissediyordum. Bana asla Aiden'en davrandığı gibi davranmamıştı oysa Babam onun eşini ondan almamış mıydı? Alfa bunu sebep bularak sanki ailemi parçalamamış gibi üste çıkarken o aksine onun adına benden özür dilemiş beni bağrına basmıştı.
O an kendimi tutmuştum ama odama çıktığımda ne olduğunu dahi anlamadan kendimi hıçkıra hıçkıra ağlarken bulmuştum, birinin benden olanlar için özür dilemesi gerekiyordu ve bu asla Kalbi kırık Helena değildi. Günlerdir odasına uğramadığım oğlunun odasından çıkmaz olmuştu, daha doğrusu benim eski odamdan. Sürekli onunla ilgileniyor hüzünlü bir ifadeyle çıkıyordu dışarı, asla dinlenmek istemiyordu ordan sonra da gelip Oğlumu seviyordu. Sahi bu kadar sevgi dolu bir anne ve kardeşe rağmen Aiden nasıl kin nefret dolu olabiliyordu, onu düşünmeye başlayan zihnim yüzünden başımı iki yana doğru sallayarak üzerimdeki korsenin sıkılması için kollarımı kaldırdım. Bedenim eski zayıflığını korusa da dinç bir vücudum vardı, en azından her an ortadan ikiye katlanacakmış gibi kuvvetsiz durmuyordum. Bordo elbisenin sağ dizinde olan yırtmaç uyluğumun ortasına kadar geliyor iken oldukça uzun olan bu elbisenin üzerine siyah bir korse takmıştım. Artık dolabımda beyaz adına hiç bir şey yok iken zihnim rahattı, ruhum beyazı görmedikçe huzura kavuşuyordu kısacası. Göğüs dekoltesi olmayan bu elbiseye rağmen emen oğlum sayesinde fazlasıyla büyüyen göğüslerim yine kendilerini ortaya çıkarmak adına ufak bir frikik vermişlerdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
FantasyKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...