Bağ

25

Dün bugünden daha iyi diyerek uyanmaya başlamıştım, ve evet kessinlikle dünüm bu sabahki ağrılı günümden iyiydi. O gün Vlad gece yarısına kadar yanımda durmuş onun kollarında huzurla uyumama izin vermişti, bu fırsatı kaçırmadan uykumu aldığımda ise gözlerimi açmış karşımda merdivenin en üst basamağında durmuş bir adet kaşları çatık Aiden görmüştüm. Artık onu pek umursamadığım baz alındığında kessinlikle çok mutlu uyanmıştım, Vlad ile sonunda doğru düzgün bir şekilde yemek yiyebilmiştim. Daha doğrusu ben yemiş o ise sadece bana eşlik etmişti, onun sohbeti ve sürükleyici konuşması sayesinde tabağımdaki et ile bana artık o kadar da itici gelmeyen kanı ne ara içtiğimi bilmeden bitirmiştim. Gün sonunda saatlerimiz gece yarısını gösterdiğinde onu dudağımı büzerek yolcu etmiştim, neyse ki Aiden itiraz etmeden ona ormanın girişine kadar eşlik etmeme müsamaha göstermişti.

Sabaha kadar çeşitli uğraşlarla uykumun gelmesine sebep olduktan sonra destursuz bir şekilde odaya dalan Aiden ile sessizce yatağa kıvrılmış uyumaya çalışmıştım. Ne hikmet ise gerçekten de uyuya kalmıştım, dudağımı büzerek fazlasıyla büyümüş olmasına rağmen saraya sürekli gelen Tedhor tarafından yeri sıkışık olduğu söylenen bebeğime dokundum. Karnım ikimiz arasında sadece bir duvardı ama yakında o özgür olacaktı, mutlak ve mutlu bir özgürlük. Belki ben o özgürlüğün içerisinde olmayacaktım ama yine de bir yerlerde bilecektim onun mutlak bir hayatı olacağını. Aiden'en söylediklerini fırsat bularak Aria'ya sorduğumda gözleri irileşmiş bunu bilmediğime şaşırdığını itiraf etmişti. Ah ne hikmet ise bende kessinlikle neden simdi öğrendiğimi düşünmeden edemiyordum. Bana gelmiş geçmiş en güçlü elementin sahibinin Aiden olduğunu söylemişti ancak karnımdaki minik bebeğim kessinlikle en hırçını ve zaptedilemezi demişti.