6

1.9K 77 17
                                    

herseyi duyan kulaklarım onları beynime iletirken kendime bir daha gelmemiştim ancak zihinsel farkındalıktan önce kendine gelen bedenimle gözlerimi açmıştım. Bana iyi davranan hatta fazlasıyla iyi olan Aria sürekli yanımda olsa da ben ait olmadığım bir yerde kalmak istemiyordum. Taht odası denen yere götürülmek zorunda olmayı da istemiyordum, karşı çıkmaya cesaretim de yoktu. bizzat Kral tarafından verilen emir ile gidiyorduk önümde Alex, yanımda Aria, arkamızda ise bir kaç hizmetkar ile. Geniş kapının önünde durduğumuzda iki yanındaki Askerler başlarını eğip kapıyı açıklarında karşılaştığım suratlara fazlası ile yabancı değildim. Hepsini görmüştüm en az bir kaç defa, gözlerim tam karşımda olan Tahtta oturmuş ikiliyi gördüğünde ağır ağır bakışlarımı indirdim. Ne yapacaklardı bilmiyorum ama öldürmekten ya da açlıktan kurutmaktan başka planları olduğu kessindi.

Adımlarım Alex'in arkasında dururken gözlerim elimi tutan ve destek olan Aria'nın elindeydi. Bayıldığım günden sonra doğru düzgün dengeli yürüyemiyorken bana yardımcı oluyordu, iyi bir kızdı en azından. Alex yana doğru çekildiğinde ağır ağır başımı kaldırdım, keskin gri gözleri ile bulustuğunda geri çekmek için hiç bir adım atmadım baktım gözlerine. O da harelerini çekmeden bana bakarken bir an için soyutlandı her şey, ne vardı gözlerinde bilmiyorum ancak bir gün hayatı tamamen unutmak istersem onlara bakacaktım. Harelerini çekerek Beta'sına kısaca baktı ardından tekrar bana döndüğünde

- Neden buradasın diye soracaksın, ben söyleyeyim. Bir şeyi netleştirmek için buradasın, hatta bir çok şeyi. Dedi geriye yaslanırken

- benim evimde ne işin vardı? Amacın neydi? Dedi keskin bir ifade ile

Bağ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin